“Bu su değil, siyah bir sıvı...”
DHA’dan gelen videoya ve fotoğraflara bakıyorum;
Gerçekten de simsiyah sıvının üzeri bembeyaz balık ölüleriyle kaplanmış.
Peki bu fotoğraf ne anlatıyor:
Bembeyaz karınları yukarıda yatan ölü balıklar doğanın masumiyetini;
O simsiyah sıvı da insanoğlunun gözü dönmüş vahşetini anlatıyor..
Bir katliam.
1- Haber şu:
“Dünyanın ikinci büyük tuz gölü kurudu.”
Göl, İran’da olduğu için bizde pek fazla ilgi çekmedi.
Ama öyle değil arkadaşlar.
Artık bu haberleri çok ciddiye almalıyız.
Çünkü iklim değişikliği ve kuraklık sınırları kaldırıyor. Krizler sınırlar ötesine taşınıyor.
Evet kuruyan göl, İran’ın Urmiye Gölü...
Ermenistan Başbakanı Paşinyan neden gerilimi tırmandıracak adımlar atıyor?
Üstelik Putin’e rest çekerek.
Daha da ileri giderek;
Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) kararlarını bağlayıcı olarak kabul eden Roma Tüzüğü’nü parlamentodaki oylamanın ardından imzalayacağını ilan ediyor.
Bu tüzük de Ermenistan topraklarına girmesi halinde Putin’in tutuklanması gibi bir durumu yaratıyor.
Peki Paşinyan bunu niye yapıyor?
İki kesin cevap var.
1)
YILLAR önce Samsun’da golf sahası açılışında kendi kendime sormuştum:
“Burada kim golf oynayacak? Karadeniz’e o kadar turist geliyor mu?”
Ama dün Ulaştırma Bakanlığı’ndan istediğim bilgileri alınca;
“Amma da boş sormuşum” dedim kendime.
Çünkü yalnızca Trabzon’a bu 8 ay içinde 19.136 uçuş olmuş. O uçaklardan 2.5 milyon yolcu inmiş.
Belli ki;
Trabzon’dan, Samsun’dan, Ordu ve Giresun’dan Rize’ye kadar yemyeşil kıyıların Karadeniz’i hareketleniyor. Nitekim, son dönemde arı gibi çalışması dikkatimi çeken Ulaştırma Ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu Trabzon’da yeni havalimanı projesini açıklıyor. Denize doğru yeni pist. 110.000 m2 alanda yıllık 10 milyon yolcuya hizmet verebilecek terminal binası.
Sonuç;
Yer: British Museum...
Olay: Müzenin deposundan paha biçilmez tarihi eserlerin çalınması.
Ve bu hırsızlık üzerine bizim “Kutsal Hazine Avcıları” derhal harekete geçiyor.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy’un onayıyla British Museum yönetimine bir mektup gönderiliyor.
Arkadaşlar, bu mektup tarihi derecede önemlidir.
Çünkü...
Anavatanı Türkiye olan birçok paha biçilmez tarihi eser, yıllardır British Museum’da tutuluyordu.
Türkiye’nin taleplerine rağmen müze bu eserleri Türkiye’ye vermiyordu.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy’u arayıp sordum: “Sayın Bakan’ım, turizm gelirlerimiz hangi noktada? Hedefler tutuyor mu?” Bakan Ersoy çok kesin bir cevap verdi: “Yıl sonu itibarıyla hedefi tutturuyoruz. Yani 56 milyar dolar turizm geliri hedefimiz tamamdır.”
1) Orta Vadeli Program’ı okurken “Ödemeler Dengesi” başlığı altındaki “Politika ve Tedbirler” bölümünde bir detay dikkatimi çekti.
18’den 22’ye kadar olan 5 madde turizmle ilgiliydi.
Ana başlıklar halinde neler yapılacağı kapsamlı bir şekilde yazılmıştı.
Dizi, film ve animasyonların yurtdışına ihracına verilecek destekten günübirlik ev kiralamalarında kayıt dışını önlemek için sertifika uygulamasına, sağlık turizminden 12 ay turizm projesine kadar bir dizi hazırlık okudum.
İşte o zaman merak ettim.
Bütçemizin en önemli gelir kaynaklarının başında gelen turizm gelirlerinde durum neydi?
Asker değillerdi.
Sivil giyimli, biraz çekingen bakışlı gençler.
Denizaltının ekran ve bilgisayarla kaplı bir odasında çalışıyorlardı.
Sessiz, sakin ama belli ki heyecanlıydılar...
“Kim bu arkadaşlar” diye sorduğumda:
“Onlar Aselsan’dan gelen mühendislerimiz. Birazdan deneyeceğimiz uzaktan kumandalı torpili yaptılar.”
Nasıl gurur duymuştum bilemezsiniz.
Ben o çocukların benzerlerini;
1. Videoyu görünce şaşırdım. Önce anlamadım. Vilayet binasının önü ana-baba günü. Bir miting havası.
Bir hazırlık yok. Millet toplanmış.
Yani izinsiz. O yüzden “Korsan sevgi mitingi” diyorum...
İşte genç bir kadın, Vali’ye sarılmış ağlıyor: “