Defalarca yazdığım çevre, kaçak yapı ve imar meselesi...
Son dönemde sosyal medyada yine “İmar affı geliyor” türünden dedikodular başlamıştı. Bunun nedeni BBP Genel Başkanı Mustafa Destici’nin verdiği bir kanun teklifiydi...
Kendimi bildim bileli her seçim öncesinde çıkar bu “imar affı” meselesi.
Kanunsuz yapılar, yönetmeliğe aykırı binalar. Denetimsiz betonlar, demirler.
Depreme dayanıklı olup olmadığı belli olmayan inşaatlar. Kaçak katlar.
Uyanık rantçılar...
Dahası. Ege’nin, Akdeniz’in en güzel sahillerine, cennet koylara yapılmış kaçak malikâneler, evler, otel bozması yapılar...
Destici
Antalya Muratpaşa Belediyesi’ne gelen depremzede çocuklar, bu korkunç travmayı biraz olsun atlatabilsinler diye oyuncaklar verildi.
Boya kalemleri, kâğıtlar dağıtıldı...
Sonuçta çocuktular.
Oyuncaklara baktılar. Rengârenk giysilere.
Oturdular masaya, aldılar boya kalemlerini... İçlerinden geleni çizdiler.
Ve sonra ben, çocuğun çizdiği bu resmi gördüm arkadaşlar.
İçime bir kurşun gibi işleyen o resim.
Canım milletim acı içinde...
Ve ben bugün yalnızca yeraltından bir ses bekliyorum...
Yalnızca o sesleri duymak istiyorum.
“Buradayım... Allah’ım yardım” diyen o sesi...
Zeynep Hanım’ın enkaz altındaki dar bir aralıktan kendisini kurtarmaya gelen kişiye dediği gibi:
“Yukarıda gezenleri duyuyordum. Sesim çıkmıyordu. Ben artık umudumu kesmiştim ki siz geldiniz...”
İşte bu sesi duymak istiyorum.
Karanlıktan, soğuktan, enkaz altından bir ses.
Kıyılardaki hayvan ağıllarını “Eskisine uyumlu onarıyorum” diye sahillere malikâneler konduranları da biliyoruz...
Mahkeme kararlarına rağmen bu vurgunda direnenleri tanıyoruz.
Boğaz’da, Bodrum’da, Marmaris’te, Göcek’te, Selimiye’de, Kocabahçe’de kıyılara yapılan kaçak evleri, çıkılan yasak iskeleleri biliyoruz.
Yıkıldıktan sonra yeniden yapanları da görüyoruz... Ama sizin bu yaptığınızı ilk kez görüyorum Elif Hanım...
Duydum ki İzmir Konak’taki Kemeraltı Çarşısı’nda tarihi bir konağı satın almışsınız.
Başkaları bu tür yapıları “tarihi eser kapsamından çıkartmak” için uğraşırken...
Siz satın aldığınız bu konağı tarihi eser olarak tescil ettirmişsiniz.
1- DİDİM, Tekağaç Burnu açıkları...
Bir Türk balıkçı teknesi avlanıyor. Tam o sırada bir Yunan Sahil Güvenlik botu, balıkçı teknesinin üzerine doğru hızla geliyor. Silahlar doğrultuluyor...
Ve “Terk et burayı... Terk et burayı” diye taciz etmeye başlıyor...
Helal olsun ki bizim balıkçılara...
Bütün bu anları bir yandan telefonuna kaydediyor, diğer yandan da 16’ncı kanaldan Türk Sahil Güvenlik Komutanlığı’na anons ediyor...
Bizim sahil güvenlik, anında o koordinatlara bir bot gönderiyor.
Türk Sahil Güvenlik botu siren çalarak bizim balıkçı teknesiyle Yunan Sahil Güvenlik botu arasına giriyor...
Ve doğrudan üzerine gidiyor.
Demokrasinin ve gelişmiş olmanın bir başka ölçüsü de “oy kullanma kültürü”dür...
Her seçimde 3’üncü kattaki sandığa ulaşabilmek için sırtlarda taşınan yaşlıları, engellileri gördükçe “yeter artık” diyorum.
Ve bu defa seçimden aylar önce hatırlatıyorum...
Bu manzaralar artık yaşanmasın...
İşte...
İki seçim öncesi bir yazımdan:
“Köksal Toptan Lisesi’nde oy kullanmıştım. Ve tam 123 basamak saymıştım.
Yani 123 basamaktan sonra sandığa ulaşabilmiştim.
Neden DJ diyorum? Çünkü o çalıyor, diğerleri oynuyor...
Yani ritim ve kontrol onda...
Dün Avustralya Açık Tenis Turnuvası’nda muhteşem bir zaferle şampiyon oldu...
Biliyorsunuz, pandemi döneminde aşı olmadığı için onu turnuvalara almadılar.
Hatta Avustralya’dan sınır dışı etmişlerdi.
Ama o geri döndü ve 35 yaşında tekrar dünya 1 numarası oldu...
Hem de zafer gözyaşlarıyla geri döndü.
Tam DHA’nın geçtiği fotoğrafları inceliyordum ki...
Tam balıkçı takalarının karaya oturduğu yosun yeşili bataklık bozması sulara bakıyordum ki...
Bu defa bir başka haber...
Manisa DHA’dan Kadir Özen bildiriyor:
“Türkiye’nin ilk iklim değişikliği kararı çıktı...”
Nedir? “Manisa Tarım ve Orman İl Müdürlüğü, yüzde 98’i kuruyan Marmara Gölü’ndeki balıkçı kooperatifine 322 bin 800 TL’lik borç çıkarttı ve ödeme emri gönderdi...”
Köylüler, balıkçılar ayakta...