Bir alkış tufanı.
Trump, Roma döneminde gladyatörleri selamlayan bir imparator edasıyla ellerini kaldırıyor.
Ve sonra kafesin önüne oturuyor.
Hangi kafes mi?
Dünyanın en kanlı dövüşlerinin yapıldığı, milyonlarca izleyicisi olan UFC kafesi bu.
Yani;
Ultimate Fighting Championship...
MİLLİ İstihbarat Teşkilat’nın 97’nci kuruluş yıldönümü töreni için Ankara’da teşkilatın “Kale” adı verilen merkezindeydik.
Merkez denilince öyle basit bir yapı zannetmeyin. Devasa bir yerleşke...
Törende konuşan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın mesajları çok netti. Canlı olarak yayınlandığı için konuşmanın ana omurgasını şöyle özetleyebilirim:
“MİT, Türkiye ekseninde, küresel ve gerçek anlamda milli bir hedefe doğru yol almaktadır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından süzdüğüm bu mesajın tüm alt başlıkları MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın konuşma metninde vardı.Kalın, stratejik ve felsefi kavramlarla ördüğü konuşmasıyla, Türkiye’nin istihbarat, analiz ve diplomasi açısından tarihsel perspektifini özetlemiş.
32 sayfalık kitapçık kuyumcu işi bir özenle yazılmış. Kalın’ın verdiği mesajlara geçmeden önce MİT’in “Kale” adı verilen karargâhıyla ilgili şu detayları paylaşmalıyım.
ASLAN YATTIĞI YERDEN ANLAŞILIR
Muazzam bir arazi üzerine yayılmış binalar, ofisleri, eğitim alanlarıyla devasa bir yapı. MİT’in daha önceki Yenimahalle merkezini düşününce; bu yapı, Türkiye’nin dünyadaki küresel yerini ve hedeflerini göstermesi açısından çok şey anlatıyor.
Ve demiştim ki; “Riyad’da Süper Kupa nedeniyle yaşanan krizi bir ‘organizasyon kazası’ olarak görürsek; kaçırdığımız eko-fırsatları yeniden yakalayabiliriz. Bunun son göstergesi de dünyanın dev firmalarının yarıştığı Suudi Arabistan’daki projelerden bizim firmaların şimdilik 2.4 milyar dolarlık ihale almış olması...”
3 yıl boyunca kriz yaşadığımız için firmalarımızın giremediği Suudi Arabistan’da böyle bir gelişme çok değerlidir. İşte oradan devam ediyorum. Önce şu bilgiyi vereyim:
Ticaret Bakanı Ömer Bolat’la Türkiye Müteahhitler Birliği bir toplantı yapıyor. Toplantı sonucunda pazar olarak sektör için iki hedef ülke belirleniyor: Suudi Arabistan ve Irak...
Suudi Arabistan’ı dün yazdım. Peki neden Irak? Diyebilirsiniz ki;
-Savaş yorgunu bu ülkenin ne parası olacak ki bize pazar olsun?
Öyle değil arkadaşlar.
Uzun süredir Irak’ta hükümet kurulamadığı için bir bütçe yapılamıyordu. Bütçe olmayınca da yatırımlar durmuştu. Ve nihayet hükümet kuruldu. Şimdi yatırımlar başlıyor.
KALKINMA YOLU
Diyor ki; “Tamam bir kriz yaşandı bitti. Ama buradan Suudi Arabistan’ı suçlayarak çıkmak çok yanlış olur. Zaten o ülkenin kurallarını bilmiyor muyuz? Ayrıca emin ol; şu anda Türk müteahhitleri dünyanın dev firmalarıyla kıyasıya bir rekabete başlamışken bu çok yanlış olur. Rekabetin yalnızca müteahhitlik değeri 1.4 trilyon dolar...”
Bu sözlere katılmamak elde mi?
Düşünün ki 6 yıl içinde 3 trilyon dolarlık proje gerçekleşecek. Ve Fransız, İtalyan, Çinli firmalar başta olmak üzere dünyanın dev firmaları Riyad’da kıyasıya bir rekabete girişmiş durumda.
Türk firmaları da rekabette.
Bu bilgiler üzerine Türkiye Müteahhitler Birliği Başkanı Erdal Eren’i aradım.
Eren’le çok eski bir dostluğumuz var. O yüzden açık açık sordum.
O da büyük bir samimiyetle cevap verdi.
Türkiye bütçesinin en büyük gelir kaynakları bu bölgelerdir. Turizm gelirleri...
Geçen yıl 55 milyar doları buldu.
Tabii Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy ve ekibinin bunda çok büyük etkisi oldu. Gelen turisti otelin dışına çıkartacak onlarca proje geliştirildi. Örneğin Bakan Ersoy, arkeoloji için harcanan bütçeyi 20 kat artırdı.
Arkeologların sayısı artırılınca kazı sayıları da o miktarda arttı.
Geceleri aydınlatma getirildi. Böylece turistin sıcak havada değil gecenin serinliğinde ören yerlerini gezme imkanı oluştu. Göbeklitepe gibi küresel anıtları da hatırlamak gerekiyor.
Bunlar bakanlığın yaptıklarından yalnızca biri. Ama bir de belediyeler var.
Düşünün ki; İzmir’den, Antalya’dan Kuşadası’na kadar deniz ve tarih turizminin öne çıktığı beldelerimiz.
Çeşme, Didim, Bodrum, Marmaris, Fethiye, Kaş, Dalaman...
Muhtemelen çok ciddi bir “adli kriz” yaşanırdı.
Tutuklanma olur muydu?
Emin değilim.
Ama bildiğimiz olaylar var.
Örneğin dünya yıldızı Ronaldo...
Al-Nassr takımında oynayan Ronaldo, Al-Shorta takımına karşı attığı golün ardından haç işareti yapınca ne olmuştu...
Yer yerinden oynamıştı.
Oysa
Birincisi Munzur Vadisi’nin zirvelerinden. Elinde telsiz bir kadın görevli.
Sonra üç erkek görevli. Ellerinde dürbünlerle uzaklara bakıyorlar... Niye.
Terörist mi arıyorlar? Kaçakçı mı?
Hayır arkadaşlar.
Onlar da dağlarda, vadilerde nöbet tutuyorlar ama bu defa terörist ya da kaçakçılar için değil. Tunceli’nin Munzur Baba dağ keçilerini kaçak avcılardan korumak için oradalar.
Şu hale bakar mısınız?
Sarsıldık. İçimiz yandı. Kavrulduk. Donduk kaldık.
Tamam...
Tamam ama bir durun be kardeşim.
Hemen bir suçlu arama gayretleri.
Hemen “Toplanın tartışalım. Ceza keselim” niyetleri.
Neredeyse “Milli Savunma Bakanı hesap versin” demeye varacak çıkışlar.
Bir durun lütfen.
Verilen mücadelenin farkında mısınız?