1 Mart tezkeresi olarak bilinen ABD askerlerinin Kuzay Irak’a Türkiye üzerinden girmesine imkán sağlayacak ‘izin tezkeresi’ Meclis’e gelirken, topu topu birkaç yazardık bu işe destek veren.
Bunun bölgemizde bir milat olduğunun farkındaydık.
Meclis bunu reddetti.
Dün Ertuğrul Özkök’ün de yazdığı gibi ‘bazıları’ bazı gazetecileri kullanarak bu reddin ‘zeminini’ hazırladılar.
Hisleriyle hareket eden bir grup milletvekili de bu tarihi dönemeçte ‘bence hatalı’ olan ve tarihin de beni doğrulayacağını düşündüğüm bu karar için el kaldırdılar.
Bakın 1 Mart tezkeresinin reddinden sonra neler olmaya başladı.
Ermeni soykırımı konusu Türkiye’nin önüne önce antre olarak getirildi. Ana yemek ve tatlı olarak da getirilecek. Başımız epey ağrıyacak.
Ardından Abdullah Öcalan’ın ‘ABD desteğiyle’ yakalanmasından sonra çözülme aşamasına giren PKK’da bir canlanma görülmeye başlandı.
Önce Kuzey Irak’ta güç topladılar, ardından Türkiye’de yeniden aktif hale gelmeye başladılar. Sonuçlarını önceki gün görmeye başladık.
Türkiye’nin önüne bu ağır faturayı niye koyduk diye soran var mı acaba?
6 yıl önce savaşın eşiğine geldiğimiz Suriye’yi Amerika’ya karşı desteklemek, Amerikan askerlerini ve Türk kamyon şoförlerini öldürenlere şehit demek uğruna.
Bu mudur politika. Bu mudur dünya gerçekleriyle yüzleşmek. ABD ile Afrika’da, İran’da kıyasıya bir gizli mücadele yürüten Fransa’nın aklıselim gazetesi Le Monde ‘Amerika’ya haksızlık mı ediyoruz’ manşeti atarken, Türkiye’nin yaptığı akıl kárı mı?
1 Mart tezkeresinin reddi Türkiye’nin dünyadaki yeri açısından bir dönüm noktası olarak tarihe geçti.
Korkum aynı zamanda ‘Türkiye’nin bölünmesi için düğmeye basılan gün’ olarak da tarihe geçmesi.
ABD’de birileri her geçen gün Kürtlerin ‘daha güvenilir ve daha bağımlı’ müttefik haline geldiğini söylemiyor mu zannediyorsunuz!
Edelman niye istifa etti
ABD Büyükelçisi Eric Edelman’ın Türkiye’deki görevinden ‘istifa etmesi’ ile ilgili olarak çeşitli tevatürler üretiliyor.
Yok ‘İlişkileri gerdiği için istifaya zorlanmış’, yok ‘Türkiye ABD’ye Edelman’dan rahatsız olduğunu bildirmiş’, yok ‘Daha üst bir göreve gelecekmiş’.
Bunların tamamı hayal mahsulü.
Size Edelman’ın ‘neden istifa ettiğini’ anlatayım da bir halttan anlamayanların palavralarına kanmayın.
Eric Edelman Bush yönetimine çok yakın bir isim.
Neredeyse politikaların mimarları arasında.
ABD’deki başkanlık seçimleri sonrasında yeni yapılama sırasında Edelman’ın da yeni beklentileri vardı.
Daha üst bir göreve getirilmek, en azından Dışişleri Bakan Yardımcısı olmak arzusundaydı. Ancak Bush yönetimi yeniden yapılanırken, Edelman’ın bu beklentilerine yanıt vermedi.
Edelman da küstü. Ve bu küskünlüğünü göstermek için istifa yolunu seçti.
Olayın Türkiye ile uzaktan yakından ilgisi yok.
Katil olmak istemiyorum
BUNU söyleyen bir kadın milletvekili olmasa bu kadar garipsemeyecektim.Ama fikir CHP’li Canan Arıtman’a ait.
Arıtman diyor ki: ‘Evimize giren hırsızı vurma yetkimiz olsun.’
Öneriye bakın.
Birisi sevdiklerimin canına kastederse yetkim olsun olmasın onları korurum ama kimseden ‘katil olma yetkisi’ istemiyorum.
Çünkü evime hırsızlık amacıyla giren birini vurup hayat boyu vicdan azabı çekmek, yasalar karşısında olmasa bile kendi vicdanım karşısında ‘katil’ olmak istemiyorum.
Ben sadece beni korumak için, benim vergimle ödenmiş maaşı alanların görevlerini yapmasını istiyorum.
Üç otuzluk malı korumak için katil olmak değil.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
İşimize saygımız egomuza saygımızdan fazla olduğu zaman.