Paylaş
Gayriresmi sıfatı Ermenistan Cumhurbaşkanları Danışmanı.
Bir de Sos-Armenie adlı yardım kuruluşunun başkanlığı var.
Fakat o tüm bu sıkıcı sıfatların ötesinde alabildiğine renkli ve yaratıcı kişiliği ile Türkiye-Ermenistan arasında gerçek anlamda bir ‘barış elçisi.’
Samson Özararat’tan bahsediyorum.
Hani şu 1990’lı yılların başında Ermenistan ile Azerbaycan arasında savaş sürerken MHP Genel Başkanı Alparslan Türkeş ile dönemin Ermenistan Cumhurbaşkanı Ter Petrosyan’ı gizli bir biçimde Paris’te buluşturmayı hayal eden ve bunu gerçekleştiren adamdan.
* * *
1951 Konya doğumlu.
Okul arkadaşlarının anlatımıyla merasimlerin çok aranan mehter takımı davulcusu.
ODTÜ’lü. 1970’lerin başındaki birçok ODTÜ’lü gibi o da solcu.
Hem de ‘mahpushane’ görmüş eylemcilerden.
Sabancı Holding’de proje mühendisi olarak da çalışmış, Deniz Harp Okulu’nda Yön Eylem Araştırmacısı olarak da.
1980’de bir Fransız’la evlenince Nice’e yerleşmiş.
Aptal bir bürokratik sebeple Türkiye pasaportu elinden alınmış.
Fakat o yine de o gün bugündür Türkiye-Ermenistan-Fransa arasında mekik dokumaktan vazgeçmemiş.
* * *
Dün Türkiye ile Ermenistan arasında oynanacak maç için İstanbul’daydı.
İki saati aşkın bir süre 1993’ten 2009’a Türkiye Ermenistan ilişkilerini konuştuk.
1993’te Türkeş ve Petrosyan’la başlayan tarihi barış fırsatının nasıl heba edildiğini anlattı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Serj Sarkisyan arasında futbol diplomasisi ile başlayan barış umudunun ‘off-the-record’ perde arkasını aktardı.
Karabağ meselesinin protokolün şartı gibi sunulmasının doğurabileceği tehlikelere dikkat çekti. Rusya ve Amerika’nın Ermenistan üzerindeki bilinen ve bilinmeyen rollerine değindi. Doğrusu bu ya o konuşurken benim aklımda hep aynı soru vardı.
“Tüm bu yaşadıkların sen de bir deja vu duygusu yaratmıyor mu?”
* * *
Derin bir iç geçirdi.
“Yaratmaz olur mu? O kadar çok endişeleniyorum ki basit sebeplerden dolayı bu süreç tıkanacak diye. Tıpkı 1993’teki gibi. Haklısın bu yönüyle bazen deja vu hissine yani ben bu filmi daha önce görmüştüm hissine kapılıyorum, fakat bu sefer birçok açıdan şartlar daha iyi. Hem Türkiye’de hem de Ermenistan’da ilişkilerin normalleşmesi için güçlü bir siyasi irade var. Rusya resmi olarak çözümden yana tavır koyduğunu söylüyor. Amerika ve Fransa süreci destekliyor. 1990’lı yıllarda Türkeş ve Petrosyan gibi cesur liderler vardı, fakat iklim müsait değildi. Şimdi marjinalleri bir kenara bırakırsanız iklim de müsait. Yeter ki alakasız konulara saplanıp kalmayalım.”
* * *
Türkiye, Ermenistan milli takımıyla bugün Bursa’da sportif anlamda iddiasız, diplomatik anlamda ise hayli iddialı bir maça çıkacak.
Erivan’daki maçtan sonra yaşananlara bakınca etkilenmemek elde değil.
Bırakın Türkiye’yi tüm dünya medyası yaklaşık bir haftadır futbol diplomasisinin zaferi olarak görülen tarihi protokolü konuşuyor.
Elbette henüz her şey bitmiş değil hatta her şey yeni başlıyor.
Fakat yeni başlayanlara protokolün gizli mimarı Samson Özararat geçmişte yaşadıklarını hatırlatıyor.
Deja vu endişesine rağmen bugün
Bursa stadında hem Türkiye hem de Ermenistan için yerini alıyor. Elbette ‘deja vu’ değil ‘dostluk’ kazansın istiyor.
Paylaş