12 Aralık 2008 tarihinden bu yana kafamı kurcalayan bir sorunun cevabını nihayet buldum. Soru şu:
Nasıl oldu da finans tarihinin en büyük dolandırıcısı suçlamasıyla 12 Aralık’ta gözaltına alınan Bernard Madoff, bir yalan üzerine kurulu ’Ponzi Oyunu’nu 20 yıl boyunca sürdürebildi?
Hele de ’borcu borçla ödemek’ üzerine kurulu oyunun mucidi Charles Ponzi bile bu sistemi 6 ay sürdürebilmişken!
Aslında bu soruyu uzun bir süredir Amerika’da herkes bir birine soruyor.
Düşünsenize Amerika’nın ’en hayırsever-en sofistike-en saygın’ yatırım danışmanı bunca yıl herkesin gözünün içine baka baka tam 70 milyar doları iç etti.
Hem de finans cahillerinin paralarını değil, toplam 5 bini bulan aralarında HSBC, BNP Paribas, Unicredit gibi dünya devi bankaların da.
* * *
Fortune dergisi geçen hafta Madoff’un yakınlarının izini sürerek sis perdesini aralamaya çalıştı. Fakat ben kendi cevabımı Fortune’un son sayısında değil, yaklaşık 90 yıl önce konuyu The Boston Post’un manşetine taşıyan William McMasters’in anılarında buldum. Nasıl mı?
Gelin isterseniz filmi en başa saralım.
Tarih 24 Temmuz 1920. Kuzey Amerika bölgesinin önde gelen gazetelerinden The Boston Post’un manşeti: ’Üç ayda paranızı ikiye katlayın.’
45 günde yüzde 50 faiz vaat eden Charles Ponzi’nin ofisinin bulunduğu Okul Caddesi bir anda yatırımcı akınına uğrar. Fakat aradan henüz bir hafta geçmişken The Boston Post bir manşet daha atar: ’Ponzi şu anda umutsuz bir müflis.’
* * *
Peki ama nasıl olur da saygın bir gazete bir birine taban tabana zıt iki manşet atar?
Boston’un en büyük yayın ajansının sahibi McMasters ’Ponzi Hikayesi’ başlıklı bugüne kadar yayınlanmamış anılarında bu çok önemli sorunun cevabını veriyor. Çünkü Ponzi’nin PR’cısı olarak iki manşetin arkasındaki isim de kendisidir.
1920 yazının başında Ponzi,McMaswters’ın ofisine gelip şirketinin tanıtımını yapmasını ister. McMaster o günü şöyle anlatıyor: ’Eğer bu adam iddia ettiği gibi yatırımcılara 45 günde yüzde 50 faiz verebiliyorsa yayın dünyasında hiç kimsenin sahip olmayacağı bir müşterim var demektir, yok eğer bir sahtekársa hemen kararımı verip vatandaştan para toplamasını engellemeliyim.’
Nitekim içindeki şüpheyi gidermek için ilk önce Ponzi’nin yatırımcı akınına uğrayacağı o ilk manşeti organize eder. Kendisinin de dahil olduğu sorular ve Ponzi’nin verdiği cevaplar, iyice şüphelenmesine yol açar. Uzmanlara danışır ve sonunda Ponzi’nin elinde yatırımcılardan topladığı 10 milyon dolar dışında bir para olmadığı kanaatine ulaşır.
***
Hemen The Boston Post’un yayın yönetmeniyle anlaşır ve kendi adıyla ’Ponzi, şu anda umutsuz bir müflis’ manşetini hazırlar.
Kariyeri açısından ciddi riskler taşıyan o manşet, Ponzi’nin ve oyununun sonu olur.
Ve o gün McMasters anılarına şu notu düşer: ’İnancım o ki finans dünyası, Charles Ponzi gibi bir dolandırıcıyı bir daha asla görmez.’
İyi ki McMasters’ın kendisi değil, anıları şu günlerde hayatta, yoksa kahrından ikinci kez ölürdü. Çünkü Madoff, bu oyunun mucidi Ponzi’nin bile kemiklerini sızlatacak bir sahtekárlığa 20 yıl boyunca imza attı.
Hem de ’araştırmacı gazeteciliği’ ile övünen Amerikan basını ve ’şeffaflığın Kabe’si’ sayılan Wall Street otoritelerinin gözlerinin içine baka baka!