ONU benim için önemli kılan, ne tek başına New York Times’ın en etkili ekonomi yazarı olması ne de 2008 Nobel Ekonomi Ödülü’nü alması.
Finans piyasalarının en parlak günlerini yaşadığı dönemde ’Bir liberalin vicdanı’ başlıklı çok cesur ve bir o kadar da düşündürücü kitabı yazması.
Aslına bakarsanız Paul Krugman, 2007 yılında ’Bir liberalin vicdanı’ kitabını, 1960 yılında Cumhuriyetçi Senatör Barry Goldwater’ın hayalet bir yazara yazdırdığı ’Bir muhafazakárın vicdanı’ başlıklı kitabına, karşıt bir manifesto olarak yazdı.
Siyasi kutuplaşma ve ekonomik eşitsizliğin giderek derinleştiği bir zamanların orta sınıf Amerika’sına ’vicdanın’ varlığını yeniden hatırlattı.
Kitabın alt başlığı pek manidar: ’Amerika’yı sağdan kurtarmak.’
Tekrar ediyorum Krugman bu kitabı, o çok eleştirdiği yeni sağın yani Bush iktidarının ve finans piyasalarının zirvesinde yazdı.
Tıpkı teknoloji şirketleri balonunun şişirildiği dönemde Bunalım Ekonomisinin Geri Dönüşü ve Büyük Çözülme’yi yazması gibi.
* * *
Onu benzerlerinden ayıran çok önemli iki özellik var.
1-Ekonomi ile siyaset arasındaki karmaşık ilişkiyi derinlemesine el alması.
2-Orta sınıf Amerikalı Yahudi bir ailenin çocuğu olarak cebini değil, vicdanını varoluşunun merkezine koyması.
Krugman’ın üzerinde durduğu en çarpıcı soru şu:
’İçinde bulunduğumuz siyasi hava ekonomik eşitsizliklerin derinleşmesinde gerçekten de çok belirleyici mi?’
Bir çok ekonomist için ’küfür’ anlamına gelecek bu soruya Krugman’ın cevabı net.
’Evet, siyasi kutuplaşma ve partizan yaklaşımlar ekonomik eşitsizliği daha da derinleştiriyor.’
Yani ülke siyaseten kutuplaştıkça gelir dağılımı uçurumu hızla artıyor.
* * *
Krugman doğal olarak Amerika’dan örnekler veriyor.
Bense benzer bir yaklaşımla 2002-2007 ve 2007-2009 AK Parti iktidarına dikkatinizi çekmek istiyorum.
AK Parti iktidarının birinci döneminde Türk ekonomisi tüm zayıf yanlarına rağmen ’altın çağını’ yaşadı.
Büyüme-ihracat-yatırım-enflasyon-kamu borç dengesi vs. birçok açıdan rekor seviyesinde başarılı sonuçlar alındı.
Fakat tüm bu istikrarlı biçimde yukarı doğru giden veriler 2007 yılının ortasında dramatik bir biçimde aşağı inmeye başladı.
Bakın daha henüz Eylül 2008’de tüm dünyayı etkisi altına alan global ekonomik kriz başlamamış, ama Türk ekonomisi kendi iç dinamikleriyle aşağı doğru yuvarlanmaya başlamış.
Peki neden 2003-2004-2005 ya da 2006 Mayıs ayı değil de 2007 Mayıs’ında başlamış ekonomik iniş?
Krugman’a sormaya gerek yok!
Cevap cumhurbaşkanlığı seçim krizi ve e-muhtıranın verildiği tarihte gizli.
* * *
Türk ekonomisinin temel göstergeleri 2007 Mayıs’ından bu yana kötüye gidiyor.
Yani sadece Amerika’da değil Türkiye’de de siyasi kutuplaşma ekonomiyi bozuyor, eşitsizliği derinleştiriyor.
Türkiye Krugman gibi kutuplaşma karşıtı orta sınıfın vicdanı olabilecek liberallerini arıyor.
Türk siyasetinin Obama’sını bekleyenlere duyurulur!