Sabık deputattan biyarbırçi görüntü

“Sabık”, yeni Türkçede “eski” demek...

Haberin Devamı

- “Deputat”, Rusça kökenli bir kelime, “milletvekili” anlamına geliyor.

- “Biyarbırçi”, Azericede “Utanç verici” demek...

- “Görüntü” ise aynen “görüntü...”

*

Dün sabahtan beri Bakü’den gelen bu videoya gülüyorum ve güldüğüm için de kendime kızıyorum.

Dün T24’te gördüm. Azerbaycan’da günün konusuymuş ve televizyonlarda işte bu başlıkla verilmiş. Eski milletvekili Hüseyinbala Biralamov, ki kendisi 75 yaşında....

Sabık deputattan biyarbırçi görüntü

Yani benden bir yaş büyük.

Bir televizyon yayını sırasında kameranın açık olduğunu unutup yanından geçip eğilen asistanının poposuna öyle bir dokunuyor ki...

Alenen taciz...

*

Normal olarak tepki göstermem lazım...

MeToo çağında avaz avaz bağırmam lazım.

Haberin Devamı

Ama elimde değil, bir an unutup kendimi bir İtalyan komedi filminde zannedip kahkahalar atmaya başladım.

Öyle dokunmak falan da değil hani...

Adam ciddi ciddi kameraya bakarken, arkasından geçen asistanını nasıl gördüyse, aniden dönüp resmen avucunu yapıştırıyor.

Üstelik zavallı kız kameranın açık olduğunun farkında...

*

Tabii ki Azerbaycan karışmış...

Tabii ben de hemen kendime gelip gereken tepkiyi gösterdim.

Ama asıl kafamı kurcalayan konu şu.

Adam bu hareketi o kadar normal bir refleksle yapıyor ki...

Belli ki ilk tacizi değil....

Ve kızcağız belki de işini kaybetmemek için bunlara katlanıyor...

Adama her şey diyebilirim ama bir tek “Yaşından utan be adam” demem...

DÜNYAYI DEĞİŞTİREN O YIL HANGİSİ: 1971 Mİ, 1968 Mİ

1- APPLE
Plus önceki gün açıkladı.

“1971: Müziğin her şeyi değiştirdiği yıl” başlıklı bir belgesel diziyi yayına sokacakmış.

Dizi 21 Mayıs’ta başlayacakmış.

Sabık deputattan biyarbırçi görüntü

Geçen yüzyılda “Dünyayı değiştiren yıl” olarak hep 1968 anlatılırdı.

Fransa’da başlayan ve “68 Mayısı” denilen hareket gerçekten dünyada birçok şeyi değiştirdi.

Ama artık siyasetin değiştirici gücünden çok müziğin değiştirici gücü konuşulmaya başlandı.

Apple şimdi işte bu yeni tezle ortaya çıkıyor.

Haberin Devamı

“Hayır müzikte asıl devrim 1971’di ve bu devrim dünyada her şeyi değiştirdi” diyor.

Bence harika bir belgesel fikri.

Ama şimdiden diyorum ki benim kuşağım tarafından çok tartışılacak.

2- PINK FLOYD’SUZ BİR 1971 YILI OLUR MU

PEKİ ne oldu 1971’de?

Yine Apple’ın açıklamasına göre “50 yıldır hayatımızdan çıkmayan en önemli gruplar ve şarkılar o yıl gerçek anlamda patladı...”

Açıklamada bunun için şu grup ve şarkıcılar örnek verilmiş.

The Rolling Stones, Aretha Franklin, Bob Marley, Marvin Gaye, The Who, Joni Mitchell, Lou Reed...

Ama benim itirazım var:

Sabık deputattan biyarbırçi görüntü

- Rolling Stones 1960’ların hemen başının grubu. 1971’de yayınlanan albümü “Stiky Fingers” ise en önemli albümü değil.

Haberin Devamı

- Lou Reed’in hepimizi etkileyen şarkısı “Walk on the Wild Side” 1972’de çıktı.

- Marvin Gaye’in en önemli 3 şarkısından, “Aint No Mountain High Enough” 1967, “I Heard it Through the Grapevine” 1968, “Sexual Healing” ise 1982 yılında çıktı.

- Bir de tanıtım açıklamasında Pink Floyd’un adının olmaması da büyük eksiklik.

ASIL ÖNEMLİ YIL 1969’DU BAKIN HANGİ EFSANE ALBÜMLER ÇIKTI

- David Bowie: “Space Odydity”

- Pink Floyd: “Ummagumma”

- Crosby, Stills&Nash: “Crosy, Stills&Nash”

- Leonard Cohen: “Songs From a Room”

- James Brown: “Say IT Loud I’m Black and I’M Proud”

- Joni Mitchell: “Clouds”

- Janis Joplin: “Kozmic Blues Again Mamma”

- The Velvet Undergound: “The Velvet Underground”

- The Who: “Tommy”

Haberin Devamı

- Miles Davis: “In a Silent Way”

- King Crimson: “In The Court of the Crimson King”

- Bob Dylan: “Nashville Sky”

- The Band: “The Band”

- Led Zeppelin: “Led Zeppelin II”

- The Beatles: “Abbey Road”

- The Rolling Stones: “Let It Bleed”

‘DEMİR KADIN’, ‘DEMİR ADAM’ VE ‘CİNSİYETSİZ’ BİR YARIŞMA

DÜN Bodrum Torba’daki Double Tree otelinde bir triatlon yarışması vardı. İzlemek için otelin kapısından girerken sol tarafta duvar boyunca asılmış dev bir yazı dikkatimi çekti: “Challenge’ın cinsiyeti mi olur” yazıyordu.

Yani yarışmanın cinsiyeti yoktu.

Orada öğrendim bu yarışmanın resmi adı “Man&Woman Challenge”mış.

Yani ilk kadın-erkek karışık yarışma...

Sabık deputattan biyarbırçi görüntü

Son yıllarda bu konu çok tartışılıyor.

Haberin Devamı

Artık yarışmalarda erkek ve kadın ayrımı yapmanın ötesine geçmek isteyenler var. Oscar’da da “En iyi kadın ve erkek oyuncu” diye ayrım yapılmaması isteniyor.

Nitekim Berlin Film Festivali bu ayrımı kaldırdı.

Pandemi ortasında insana umut veren bir görüntüydü.

İLETİŞİMCİ GÖZÜYLE
FANATİK 24 NİSANCILARA KARŞI TÜRKİYE İŞTE BÖYLE SAVUNULUR

YAZININ
İngilizce başlığı şöyle:

“Lessons From General Harbord” (General Harbord’dan Dersler).

Geçtiğimiz günlerde Amerika’da yayınlanmış.

Yazan Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar...

Sabık deputattan biyarbırçi görüntü

*

- Çok temiz bir İngilizce..

- Çok sağlam bir mantık.

- Çok sıkı bir gerekçe.

- Çok ikna edici bir tarihi tanıklık.

*

Meğer Hulusi Akar’ın doktora teziymiş.

Amerikalı General James Guthrie Harbord Amerika’nın en önde gelen
askeri kahramanlarındanmış.

Ortadoğu’yu çok iyi biliyormuş ve uzun süre bu bölgede görev yapmış.

ABD Başkanı Woodrow Wilson Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Türkiye’ye onun başkanlığında 58 kişilik bir heyet göndererek, Ermeni meselesi konusunu inceletmiş.

Harbord, dönüşte 1.603 sayfalık bir rapor hazırlamış.

Hulusi Akar işte bu belgeler üzerine çalışmış ve okuduğum çok akılcı ve ikna edici, aynı zamanda barışçı tezi yazmış.

*

Bence Türkiye Ermeni meselesindeki pozisyonunu Akar’ın bu üslubu ve dayandığı tezle savunursa herkes için ikna edici bir yol açılabilir.

HDP’YE: UTANÇ MI DEDİNİZ

ABD Başkanı Biden’ın sözü hepimizi öfkelendirdi.

Çünkü yaptığı “aklın ve mantığın” yolu değildi.

Ama HDP’nin yaptığı çıkış beni daha da çok öfkelendirdi.

Arkadaş bu nesiller 100 yıl öncesinde kimin neyiyle utancıyla yüzleşecek?

Amerika’da bir tek etnik kavim bırakmayan İspanyolun, Amerikalının utancıyla mı?

Bir de arkadaş... Bu topraklarda 1000 yıldır birlikte yaşıyoruz.

100 yıl önce böyle bir utanç varsa, bunun yarısı da senin değil mi?

Sen neyle yüzleştin ki...

Şimdi çıkıp böyle bir laf ediyorsun...

FUTBOL
AMERİKA’NIN BARONLARI MI YOKSA UEFA’NIN PUROLU KALANTORLARI MI

'AVRUPA Süper Ligi’
girişimi, futbolun yerleşik düzeninin öyle sert tepkisi ile karşılaştı ki...

İngiltere’nin 6 büyük kulübü geri adım attı ve bu hayal çöktü...

Türkiye’de benden başka kimse de bu fırsattan istifade şu soruyu sormadı:

“Peki ama Türk seyircisini giderek ekrandan bile kaçıran bu vasat futbol nasıl düzelecek?”

Bir tek Şansal Büyüka, Milliyet’te, benim yazıma katıldığını söylediği bir yazı yayınladı..

O da Türk seyircisinin giderek Premier League ve La Liga’ya kaydığını söyledi.

*

Buna karşılık Bedri Baykam ise Cumhuriyet’te özetle şöyle diyordu:

Bu, Amerikan futbol baronlarının darbesiydi, püskürtüldü...

İyi de püskürten kim Bedri?

Sakın düzenlerinin paramparça olacağından korkan UEFA’nın purolu kalantorları olmasın...

*

Geçtiğimiz yıllarda hepimiz görmedik mi o eski püskü müesses nizamın içinde debelendiği yolsuzlukları...

Çürümüşlükleri...

*

Hem sen niye Türkiye’deki tenis turnuvalarını hiç aklına getirmeyip hep US Open, Rolland Garros, Wimbledon’u yazıyorsun...

Televizyonda Fenerbahçe yorumu yapıyorsun ama aklın El Clasico’da...

Liverpool-Manchester United derbisinde...

Tamam milli ve yerli futbolunuzu kahramanca savunun ama...

Biraz da doğru dürüst top oynansın diye çalış yahu bu ülkede...

Bak Efes ve Fenerbahçe aslanlar gibi savaşıyor öyle bir ligde...

Futbolda niye olmasın...

PAZAR MÖNÜSÜ
OSCAR ÇOK TATSIZ, BU GECE SİZE ‘DOĞU’YU TAVSİYE EDEBİLİRİM

HERHALDE
en tatsız Oscar töreni olacak bu akşam.

Bir kere aday filmlerin hiçbiri Oscar’lık değil.

- “Mank” desem, en iyi David Fincher filmi değil.

- “Nomadland” desem, bence sıkıcı...

- “Sound of Metal” desem, vallahi yarıda bıraktım.

- “Trial of the Chicago Seven” desem, iyi bir konu bence hiç iyi işlenmemiş, “Docudrama” ile “Dramadocu” arasında kalmış.

O nedenle bu akşam sizlere BKM’nin yaptığı ve BluTV’de yayınlanan harika “Doğu” dizisini tavsiye ediyorum.

Son yıllarda seyrettiğim en komik dizi...

Yirmişer dakikalık skeçlerden oluşuyor.

Çok eğlenirsiniz.

Bana da teşekkür edersiniz.

Yazarın Tüm Yazıları