Paylaş
1. Batı Afrika’nın en Batı ucundaki Dakar şehrinden Fransa’nın Marsilya limanına giden bir gemide, yıllar sonra ortaya çıkacak esrarengiz bir ölüm olayı yaşanır.
Geminin yük taşınan bölümlerinde kafeslerin içinde bulunan üç maymundan ikisi ölmüştür.
*
Görevli personel bunu kaptana haber verir.
Kaptan da aynı gemide seyahat eden bir kişiye bunu haber verir.
Haber verdiği kişi bir doktordur...
Doktor hemen aşağı iner ve hayatta olan üçüncü maymunun daha havalı bir yere alınmasını söyler.
Sonra da personelin şaşkın bakışları altında ölen iki hayvanı masaya yatırır, çantasını açar ve ameliyat aletlerine benzeyen bir şeyler çıkarır...
Biraz sonra bilim tarihinin en karanlık operasyonlarından biri başlar...
Daha doğrusu tıp tarihinin karanlık sayfalarında kalmış bir otopsi...
*
Gemideki doktorun bilmek istediği şey, maymunların ölüm nedeni değil şuydu:
İki maymun da hamile miydi...
Çünkü iki maymun da aynı spermi taşıyordu ve spermler çok ilginç bir canlıya aitti...
*
Ertesi gün üçüncü maymun da öldü...
Ve doktorun o maymunlarla ilgili otopsi raporu, çok gizli kaydı ile Paris’e gönderildi...
Çünkü orada bu raporu merakla bekleyen iki kişi vardı.
İşte bugün 1990’lı yıllara kadar karanlıkta kalan bu üç maymunun hikâyesini okuyacağız...
2. STALİN, ‘KIZIL FRANKENSTEIN’A ‘İNSAYMUN YAP’ EMRİ VERİYOR
MARSİLYA yolunda ölen üç maymunun hikâyesi 1925 yılında Stalin’in verdiği bir emirle başlıyor.
Kızıl diktatör dönemin ünlü bilim insanlarından Prof. İlya İvanoviç Ivanov’u çağırıp şu talimatı veriyor:
“Yenilmez bir insan türü istiyorum. Acıdan etkilenmeyen, ne bulursa yiyebilen bir insan türü...”
Canlı bir savaş makinesi istemektedir Stalin... Ve bu iş için 200 bin dolarlık bir de fon sağlamıştır.
*
Profesör İvanov uzun süreden beri evrim teorileri üzerinde çalışan bir bilim insanıdır.
Dolayısıyla aldığı emrin ne anlama geldiğini çok iyi bilmektedir.
İnsanla maymunun melezleştirilmesinden oluşacak bir “insaymun” yaratması istenmektedir...
*
Ancak bir sorun vardır. Rusya’da maymun bulmak o kadar kolay değildir. Derhal Fransa’daki Pasteur Enstitüsü ile ilişkiye geçer.
Gine’nin Conakry şehrinde bir araştırma merkezi kurarlar.
İşte insanlık tarihinin en tartışmalı deneyi bu merkezde yapılır.
Üç dişi maymuna suni döllenme yoluyla erkek insan spermi aşılanır..
*
Dakar’dan Marsilya’ya giden gemideki üç dişi maymun, rahimlerinde işte bu erkek spermlerini taşıyorlardı...
Ve gemideki doktor otopside şunu öğrenmek istiyordu:
Maymunlar bu erkek insanlardan hamile kalmış mıydı?
Bu sorunun cevabını üçüncü yazıda ele alacağız.
3. İŞTE ÖLEN ÜÇ DİŞİ MAYMUNUN HAMİLELİK OTOPSİSİ SONUCU
GEMİDE otopsi yapan doktorun raporuna yazdığı sonuç şuydu:
Maymunların üçü de hamile değildir...
Yani Afrikalı üç erkekten alınıp bu maymunlara aşılanan insan spermi ile hamile kalmamışlardı.
Çok gizli tutulan bu raporun bir kopyası Paris’e Pasteur Enstitüsü’ne, öteki ise “Krasnaya Frankenstein”, yani “Kızıl Frankenstein” lakabı takılan ve o sırada Fransa’da bulunan Prof. İvanov’a gönderilir.
Raporu alan İvanov düş kırıklığı ile Moskova’ya döner...
Artık önünde yapacak tek şey kalmıştır...
“G” kod adlı projeyi başlatmak... Bunu da dördüncü yazıda okuyacağız.
4. ‘G’ KOD ADLI KADIN OPERASYONU BAŞLIYOR
İNSAN spermi ile maymunu dölleyemeyen İvanov bu defa tersini yapma kararı alıyor.
Bu da Rusya’da bir sürü maymunu yaşatmaya çalışmak yerine bir erkek maymun bulup bunu kadın insanla melezleştirme fikridir.
Bunun için bir de kadın bulunuyor.
Kadına “G” kod adı veriliyor...
Bunun kadındaki “G” noktası ile bir ilişkisi var mı diye sorarsanız verebileceğim cevap şu olabilir:
G noktası 1944 yılında Amerikalı jinekolog Ernst Grafenberg tarafından tarif edildi...
Oysa biz 1927 yılındayız... Yani bu G ancak tesadüf olabilir.
Peki kimdi bu “esrarengiz G...”
Ve ona spermini verecek olan maymun...
Onun hikâyesi de beşinci yazıda...
5. ESRARENGİZ KADIN KİM, O ORANGUTANIN ADI NE
ÖNCE erkekten başlayalım.
G kod adlı kadını döllemek için bir orangutan bulundu.
Onun da adı ilginçti:
Tarzan...
Sıra artık bu deney için gönüllü olacak uygun bir kadını bulmaya gelmişti...
Prof. İvanov’un aklına Gürcistan’daki bir araştırma kuruluşu geliyor...
İklimi dolayısıyla maymunların da yaşamasına müsait olan bu bölgede çalışacaktır.
Bu iş için bir de Kübalı kadın gönüllü bulunuyor...
Araştırmalarında “G” kod adı altında geçen bu Kübalı kadının gerçek adı Rosalia Abreu’dür...
Her şey hazırdır ancak son anda iki pürüz çıkar...
Bu deneyi haber alan Ku Klux Klan kadını tehdit etmeye başlar...
Ve korkutmayı da başarır...
Tam o sırada bulunan erkek orangutan Tarzan da ölür...
Deneyler de rafa kaldırılır...
6. KIZIL FRANKENSTEIN’LARIN ÖTEKİ HİKÂYELERİ BU KİTAPTA
BU başarısızlıklar İvanov’un kariyerine mal olur.
Stalin tarafından azledilir ve kısa süre sonra ölür..
Bu deneyler de bilim tarihinin efsanesi olarak gizli dosyalarda kalır...
Peki bu deneyler biter mi?
İnsan ve maymun ilişkileri, bunun gibi yüzlerce hikâye ile devam eder...
Hem de çok ilginç hikâyeler ve deneylerle...
Bu hikâyeyi geçen ay yayınlanan bir kitaptan aktardım.
Ben sadece birini yazdım.
İlginizi çekerse öteki hikâyeleri bu harika yaz sonu kitabından okuyabilirsiniz.
Bana göre bu yazın en ilginç kitabı...
..........................
- Halit Kakınç: “İnsaymun”, Destek Yayınları, Ağustos 2020
BİZİM UŞŞAKİ DUYMASIN ANINDA ORAYA SIĞINIR
CALIFORNIA Eyalet Meclisi “çocuk olmayanlarla seks” suçlarını hafifleten bir kanun çıkarmış...
Okuyunca inanamadım... California’lı demokratlar herhalde kafayı yedi dedim.
Ama doğruymuş...
*
Buna göre “ergen biri 10 yaştan fazla fark olmayan bir çocukla” cinsel ilişkiye girerse “seks suçlusu” sayılmayacak.
Yani 24 yaşında bir genç, 15 yaşında bir kızla ilişki kurarsa ceza almayacak.
Bir başka örneğe gidelim.
Bu durumda, 19 yaşında bir genç de 10 yaşında bir çocukla ilişki kurarsa o da suç olmayacak...
Aklım hafızam almıyor böyle bir şeyi...
*
NOT: Bu arada bizim Uşşaki duymasın anında California’ya iltica eder diye endişelendim... Ama bu iğrenç kanun bile onu kurtarmaz.
10 yaş fark kuralı var...
YENİ MÜZİK
BEN BÖYLE DAMARDAN ARABESK BİR ANADOLU ROCK’I DİNLEMEDİM
HAFTANIN sürpriz şarkılarından biri de Kahadirbartal’ın “Babaya Selam Damara Devam” adlı parçası...
Son zamanlarda dinlediğim en sıkı Anadolu arabesk rock’ı...
Yüksek volümde ve kulaklıkla dinlediğinizde uçuruyor yani...
Kapaktaki kağnı arabalı desen de tam oturmuş...
Parça enstrümantal olduğu için sözlerinin ne anlama geldiğini anlayamadım.
Ekşi Sözlük’te şöyle bir açıklama okudum:
“Vakti zamanında Kral FM’de DJ’lik yapan Nöbetçi Erdem’in sıklıkla tekrarladığı slogan. Bir iki Müslüm Gürses şarkısından sonra sıradaki şarkının da Müslüm Gürses’ten olduğu anlamına gelir.”
BİR SÜRPRİZ DE ARABESK HİP HOP
- HAFTANIN öteki sürprizi de Diyar Pala’nın “Uzak Ol” adlı şarkısı...
Bu da damardan arabesk bir hip hop...
Sözler muhalif, müzik hip hop ritminin üzerine çok başarılı şekilde oturtulmuş yaylılar ve Orhan Gencebay çizgisi...
Çok sevdim...
ŞAHANE FİKİR
OTEL LOBİSİNDE GIRGIR CİLTLERİ
SAFFET Emre Tonguç’u bu hafta ikinci defa öveceğim.
Geçen gün Instagram’da Alaçatı’daki “Rumevi” adlı 5 odalı bir butik evi tanıttı.
Gerçekten çok güzel bir mekân.
Ama en hoşuma giden, lobiye yaptıkları küçük kitaplık ve oraya koydukları üç cilt...
“Gırgır” dergisinin eski sayılarından 3 cilt koymuşlar...
Helal olsun...
Harika bir fikir...
Sırf Oğuz Aral’ın hatırasına gidip o ciltleri göreceğim...
Paylaş