Paylaş
Bundan 130 yıl önce, 27 Temmuz 1890 sabahı Van Gogh, Paris yakınında Auvers-Sur-Oise köyündeki handa kaldığı odasından çıktı...
Akşam hava kararırken otele döndüğünde ağır yaralıydı.
Karnından vurulmuştu.
Sanat tarihinin en büyük simalarından biri olan Van Gogh, iki gün sonra aldığı bu yaradan dolayı öldü.
O gün 29 Temmuz 1890 günüydü.
Ve bu ölümün sırrı hâlâ çözülemedi.
*
Ancak geçen ay, bir kartpostalın üzerindeki fotoğraf 130 yıllık bu sırrın çözülmesi için çok önemli bir delili ortaya çıkardı.
Daha doğrusu herkesin gözünün önündeki bu kartpostalın üzerindeki fotoğrafa bakıp bunun izini süren bir sanat tarihçisi...
*
Van Gogh, 27 Temmuz günü kaldığı hana ağır yaralı olarak dönerken koltuğunun altında yeni yaptığı bir tablo vardı.
Bu tablonun adı “Üç Kök”tü...
Van Gogh’un çizgisinden biraz farklı bir tabloydu...
Onun dünyayı görüşündeki psychedelic çizgi daha da abartılmıştı...
Tabloya adını veren 3 kök, bu olağanüstü renk dünyasında kaybolmuş gibiydi...
Tablonun üzerinde imza ve tarih yoktu...
O nedenle 130 yıl boyunca bazı sanat tarihçileri, onun son tablosunun bu değil, bir önceki “Buğday Tarlası ve Kargalar” olduğunu iddia ettiler.
Ama 27 Temmuz gününe asıl damgasını vuran olay bu tablolar değil, Van Gogh’un intihar mı ettiği, yoksa öldürüldüğü müydü...
Dünyanın önde gelen sanat dedektifleri yıllarca bununla ilgili tezler ortaya attılar.
*
O gün gerçekten ne oldu?
Bu konuyu Türkiye’nin önde gelen sanat tarihçilerinden ve küratörlerinden Hasan Bülent Kahraman’a sordum.
Şimdi sözü ona bırakıyorum.
ÖLDÜRÜLDÜ
1) LEFAUCHEUX MARKA TABANCANIN SIRRI
Bu eski bir tartışmadır. Ana mesele şudur: Van Gogh öldürüldü mü intihar mı etti. En önemli kanıt, bulunan bir tabancadır. İntihar iddiası büyük ölçüde bir tarlada bulunan silahıyla karnından çıkarılan kurşunun aynı kalibrede olması. Bu Lefaucheux marka tabanca geçen yıl bir müzayedede 162 bin 500 Euro’ya satıldı. Uzun süre Amsterdam’daki Van Gogh Müzesi’nde sergilenmişti.
Bana sorarsan intihar şekli acayiptir. Midesine ateş etmiştir. Verilen raporlar da bu doğrultudaydı. Ancak şu var: O noktadan insanın kendisini vurması için çok yakından ateş açması gerekirdi.
1905 tarihli kartpostal
O zaman da elinde ve bedeninde neredeyse hiç çıkmayacak barut izleri bulunmalıydı.
Ölümü sırasında tutulan kayıtlarda böyle bir iz yok.
İkincisi tabancanın bir tarlada bulunmasını da onu vuranların silahı ortadan kaldırmak için götürüp oralara attıklarını düşündürüyor.”
İNTİHAR ETTİ
2) ÖLÜM DÖŞEĞİNDE ON ÜÇ YAŞINDAKİ KIZA NE DEDİ
HASAN Bülent Kahraman devam ediyor:
“Bunlara bakınca öldürülmüş diyebilirsiniz. Ama bir de kaldığı hanın sahibi adamın kızı Adeline Ravoux’nun 1956 tarihli mektubu var.
O gün 13 yaşında.
*
Babası hana geç dönen ressamı merak ediyor.
Hep akşamüstleri gelirken o gece geç geliyor. Odasına çıkıyor. Babası inlemeler duyduğunu söyleyip yanına gidiyor.
‘Kendimi vurdum’ diyor. ‘Tarlada bayıldım’ diyor. ‘İşi bitirmek için silahı aradım ama bulamadım’ diyor. İki gün sonra da ölüyor.
Bu tabii, çok kuvvetli bir belge.
*
Bir de yaralarına bakan doktorun anlattıkları var.
Dr. Gachet’ye göre kendisini kurtarmaya çalıştığını görünce Van Gogh, ‘Bir daha yaparım’ diyor. Dr. Gachet cenaze için kasabaya gelen arkadaşı Emile Bernard’a aktarıyor bu sözleri.
Gachet’den aktardığına göre ressam ‘Bilerek isteyerek, açık zihinle yaptım’ demiş...”
*
İşte büyük sanatçının ölümündeki esrar böyle tartışmalarla sürüp giderken, geçen ay çok önemli yeni bir durum ortaya çıktı.
Şimdi Hasan Bülent Kahraman’dan ayrılıp sanat tarihini altüst eden bu buluşa gidiyoruz...
Çünkü pandemi sırasında evinde oturan bir adam öyle bir şey keşfediyor ki, intihar mı cinayet mi tartışması yeniden alevleniyor.
3) 1905 TARİHLİ KARTPOSTALA BAKAN UZMAN NE GÖRÜYOR
Wouter van der Veen, Fransa’daki Van Gogh Enstitüsü’nün bilimsel araştırmalar direktörüdür.
Korona karantinası günlerinde, elindeki bazı eski kartpostallara bakarken biri dikkatini çekiyor.
Bugünün çocukları kartpostal nedir belki bilemez.
İnsanların gittikleri şehirlerden, dostlarına attıkları hatıra fotoğraflarına kartpostal denir.
*
Aslında son derece sıradan bir kartpostaldır.
1905 tarihinde çekilmiştir ve üzerinde bisikletli bir adam görülmektedir.
Fotoğraf Van Gogh’un yaşadığı köyde çekilmiştir.
Van der Veen fotoğrafa bakarken, bunun Van Gogh’un her gün geçip resim çizmeye gittiği yola çok benzediğini fark eder.
Başka tablolarında da geçen bu yol onun ilgisini çeker.
*
Ancak asıl ilgisini çeken bisikletli adamın sağındaki ağaçlar olur.
Bu ağaçların yapısı da “Üç Kökler” tablosunu hatırlatmaktadır.
*
Van Gogh uzmanı bunun üzerine gidip orayı kendi gözüyle görmeye karar verir.
Ancak pandemi günleridir ve oraya gitmesi mümkün değildir.
O bölgede yaşayan, güvendiği bir arkadaşından gidip bakmasını rica eder.
Arkadaşı gider ve döndüğünde onu çok şaşırtan bir şey söyler.
4) AĞACIN ÜZERİNDEKİ SARMAŞIK KALDIRILINCA GÖRÜNEN TABLO
ARKADAŞI gidip ağaçları inceledikten sonra kendisine şu bilgiyi verir:
Buradaki bazı ağaçlar kesilmiş. Bazı kökler de gitmiştir. Ancak biraz dikkatle bakınca şunu görmüştür:
Kesilen bazı ağaçların üzerini sarmaşıklar kaplamıştır.
Bu sarmaşıkları kaldırıp altına baktığında kendisini hayretler içinde bırakan bir tablo ile karşılaşır.
*
Alttaki kökler olduğu gibi durmaktadır. Ve bu köklerin % 40-50’si olduğu gibi kalmıştır. Ayıkladıklarında ortaya çıkan kökler ise ressamın yapıtındakiyle aynıdır.
Fotoğrafta görülen yol da, buldukları kökler de Van Gogh’un o dönemde yaptığı tüm resimlere konu olan, her gün gidip geldiği tarlaların ve şatonun civarındadır...
*
Van der Veen, son tablonun, bir veda mektubu gibi okunması gerektiği kanısında.
Ona göre, “Kökler” ölümü ve “yeniden doğumu” anlatıyor. “Van Gogh’un meselesi de buydu zaten” diyor.
Çünkü daha önce yaptığı desenler ve onlarla ilgili Theo’ya yazdığı mektuplar var ve aynen bunu belirtiyor: Ağaçlar, orman yaşamını vurguluyor.
Anlaşılan ressam son günlerinde neredeyse her gün bir resim yaparken ve o resimleri yapmak için tarlalara giderken bu yoldan geçiyordu.
Son gün bunu yapmaya karar verdi.
’Van gogh’un Üç Kök tablosu’’
5) SON SÖZ: TABLODAKİ IŞIK ÖLÜMÜN SIRRINI ÇÖZECEK Mİ
PEKİ bu kartpostal ve bulunan üç kök ölümündeki sırrı çözüyor mu?
Van der Veen’e göre evet... Buradaki en büyük kanıt da köklerin yolun üstünde oluşuydu. Ve en büyük delil de ışıktı...
*
Van der Veen’e göre resimdeki ışık ressamın saat 17.00-18.00’e kadar çalıştığını gösteriyor.
Eve dönüş saatiyle birlikte düşünüldüğünde iddia edildiği gibi sarhoş olup kavga edecek ve vurulacak zamanı yoktu. Ancak Van Gogh hakkında bir kitap yazan Steven Naifeh ve Gregory White Smith hiç aynı görüşte değil. Naifeh çok ısrarla Van der Veen’in iddialarının kabul edilemeyeceğini belirtiyor.
*
Ona göre resimdeki ışık fotoğraftaki gibi zamanı belirlemez.
İkincisi o ışığı gördü mü yoksa muhayyilesinden mi türetti belirsiz.
Üçüncüsü bu kadar canlı resimler yapan ve resimlerin yaşamı işaret ettiği iddiasındaki bir insan intihar eder mi?
Gerçekten de son dönemde yaptığı tüm resimleri çok canlıdır.
*
Son sözü yine Hasan Bülent Kahraman’a bırakıyorum: “NY Times makalesinde yer almıyor ama ben bu tartışmayı izlediğimden biliyorum.
Van Gogh hakkındaki son filmi yapan ve William Dafoe’yu oynatan kendisi de bana göre 20. yüzyılın 1980 sonrasındaki en büyük ressamlarından olan Julian Schnabel de intihar görüşüne çok karşı.
Bu iddiayı da kabul etmiyor. Bir ressam böyle bir resimden sonra hem de bu türden bir çalışma hırsı ve azmindeyken intihar etmez. Ama şunu da unutmayalım.
Van Gogh’un ciddi depresyonu vardı. Yaşadığı bu son eve taşınmadan önce Arles’da galiba üç ay akıl hastanesinde yatmıştı.”
*
Sanat tarihi dedektifleri tarihin en ilginç ölümlerinden birini araştırmaya devam ediyor.
Kartpostalın üzerindeki bu fotoğraf gerçekten büyük bir buluş ve delil mi...
Geçen hafta bu konuda uzun bir yazı yayınlayan New York Times önemli bir buluş olduğu görüşünde.
Bize bu yazıda gönüllü danışmanlık yapan Hasan Bülent Kahraman da öyle diyor... Ama görünen o ki, dedektiflerin gideceği epey yol var.
Paylaş