Mesut Yılmaz...
Yani, 28 Şubat döneminin başbakanı...
* * *
Daha doğrusu onun da okuduğu “Sapiens” adlı kitaptan.
* * *
Çıkardığım sonuç şu: ‘Hepimiz ‘homo’yuz...”
Tabii ki Emin Çölaşan hariç...
1
28 Ekim 2014 günü Paris’teki Four Seasons otelinin giriş katındaki büyük salonda küçük bir kutlama yapılıyordu.
Bir zamanların ünlü “George V” Oteli, 1997 yılında Suudi bir prens tarafından alınıyordu.
O akşam altın kaplama renklerle dolu bu salonun tahsis edildiği Le Cinq adı verilen restoranda, dünya gastronomi kulislerinde konuşulacak bir olay başlıyordu.
*
Amerika’da 10 Ağustos günü vizyona girdi.
* * *
Yapımcısı da Bradley Cooper gibi Hollywood’un süper starlarından biri.
Filmde kısa bir rolü de var.
Türk tanklarının desteği ile Suriye’ye giren Özgür Suriye Ordusu’nun (ÖSO) aldığı 8 köy, yeniden IŞİD’in eline geçti.
* * *
O geceden 48 saat sonra yani çarşamba günü Hürriyet’in manşeti neydi:
“Piyade birliklerimiz Suriye’ye girebilir.”
Suriyeli göçmenler için 24 milyar dolar harcamışız.
Ülkemize göçmen gelen her Suriyeli için her bir Türk vatandaşı cebinden 300 dolar alınmış.
Yaklaşık 1000 Türk lirası yani...
Bizden alınan paralarla, ülkemize gelen her Suriyeli’nin cebine 8 bin dolar konmuş.
***
- O Tarık Akan ki, 12 Eylül’de askerin bütün zulümlerini görmüşken, “Dünün zalimi bugünün mazlumu olmuşsa bana ne” dememiş, Silivri’de zulüm gören askerin yanına koşmuş.
***
- O Tarık Akan ki, başında bulunduğu ordunun yeterince desteklemediği komutanı İlker Başbuğ hapse atıldığında, bir saniye düşünmeden o haksızlığın karşısına dikilmişti.
“Suriye politikamızı eleştirenler çıktı. Ama... Millet olarak bir destan yazdık.”
***
Arkadaş, sus...
Sus artık... Allah aşkına sus.