Şu 15 Temmuz darbe günü MİT’e gelerek ihbarda bulunan Binbaşı O.K.’yla yapılan mülakat var ya...
O mülakatın yapılmasını bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan istemiş.
Odatv’de Müyesser Yıldız bu iddiayı bir adım daha ileri götürdü ve şunu yazdı:
O mülakatta “MİT’e darbe olabileceğinden söz ettiniz mi” sorusu bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın isteği üzerine sorulmuş.
*
Bu iddia ortaya atılalı üç güne yakın bir süre geçti.
Külliye’den bir açıklamaya rastlamadım.
*
*
Ne demiştik o gün Türkiye olarak...
“En kısa zamanda Şam’a gidecek, oradaki kardeşlerimizle muhabbetle kucaklaşacağız...
Fatiha okuyacak, Emevi Camisi’nde namazımızı da kılacağız. Hicaz Demiryolu İstasyonu’nda kardeşliğimiz için özgürce dua edeceğiz...”
*
Suriye’deki savaşın başıydı...
Orada başlayan Arap zemheri kışını, biz “Tunus baharı” sanmıştık...
Belki de sahiden iyi niyetliydik...
Sergio Gomez Chavez, toprağın üstünde yatan heykele uzun uzun baktı.
2013 yılına gelmişlerdi ve 4 yıldır o tünelin içindeydi.
2003 yılında yağmurlu bir günden sonra keşfettiği delikten bir iple içeri indiğinden bu yana 10 yıl geçmişti.
O tünelin içinde insanlara ait bir şey arıyordu ve önünde ilk defa bir insan duruyordu.
Ama bu bir kadın heykeliydi.
Heykeli buldukları galeri, tünelin sonunda T harfi şeklinde genişleyen ve tavanı yükselen üç bölümlü bir yerdi.
Dışarıdan bakıldığında burası sanki çok büyük bir mağarayı andırıyordu.
Şimdi o güne kadar
BİRÇOK Meksikalı gibi, Sergio Gomez Chavez de o yılı çok iyi hatırlıyordu. 2003, Latin Amerika tarihine, “El Nino” yıllarından biri olarak geçmişti. El Nino denilen ve Orta ve Güney Amerika’nın doğu sahillerini vuran iklim değişikliğine bağlı şiddetli yağmur, o yıl da şubat, mart, nisan aylarında ortalığı kasıp kavurmuştu.
Bazı yerlerde, mezarlardaki tabutların topraktan dışarı fırladığı bir yıldı...
Toprak ana, aynı yıl sanki insanlık tarihinde çok önemli bir şeyi daha dışarı fırlatmıştı.
Mezarından fırlayan tabutlar ölümü anlatıyordu.
Sergio Gomez’in önündeki çukur ise “yaradılışın sırrını” anlatacaktı.
Çok iyi hissettiği bir şey vardı ki, Tanrı’nın gökyüzünden uzanan parmağı, ona o çukuru işaret ediyordu.
BİRİNCİ SAHNE
Her sabah aynı şeyi yapardı. Ofisinden çıkar, piramit şeklindeki tapınağa doğru yürür, bir tur atardı.
O gün tapınağın merdivenlerinin başladığı düzlüğe geldiğinde tuhaf bir şeyle karşılaştı.
Önünde 1 metre genişliğinde bir çukur duruyordu. Hafızasını yokladı. Bir akşam önce oradan ayrıldığında böyle bir şey yoktu.
Olması da mümkün değildi. Yıllardır orada çalışıyordu ve gözünün önünde apaçık duran böyle bir çukuru fark etmemesi mümkün değildi.
Çukurun etrafında bir tur attı. Evet, yıllardır her gün üzerinden yürüyerek geçtiği yerde 1 metre genişliğinde bir çukur açılmıştı.
Bir anlam veremedi. Eğilip baktı.
“Yüzde 99 Yalanının Sonu...”
“Yalan” dediği şey “Yüzde 99’u Müslüman olan ülkemiz” cümlesiydi.
***
AKP’nin anketçisi olarak bilinen MAK’ın Türkiye’de dini değerler üzerine yaptığı araştırma gerçekten çok ilginç sonuçlar vermiş.
- “Camiye veya mescide hangi sıklıkla gidiyorsunuz? sorusuna verilen cevaplar şöyle:
- Yüzde 12’si, “Bayramdan bayrama”...
- Yüzde 32 “Bayram ve cuma namazları için”...
- Yüzde 13
Şu surata iyi bak...
İyi tanı bu suratın arkasındaki kafatasını...
***
Bu adam senin kızının da, senin kız kardeşinin de, senin nişanlın, senin eşinin de bindiği otobüste saldırdı bir kıza...
***
Bu surata iyi bak, bir de ağzından çıkan lafa...
Sen de göreceksin ki, otobüsteki, metrodaki, vapurdaki tecavüzcü giderek pervasızlaşıyor...
***
Suudi Arabistan, Katar’la kanlı bıçaklı oldu.
Bu durumda Amerika’nın Suudi Arabistan’ın tarafında olması gerekir değil mi...
Hayır değil, Çünkü Katar’da askeri üssü ve 10 bin askeri var.
*
- ABD’nin bu durumda hiç olmazsa tarafsız kalmasını, sesini çıkarmamasını beklerdiniz değil mi...
Hayır çıkarıyor. ABD Başkanı Trump bir tweet atıyor ve Katar’ı teröristlerle işbirliği yapmakla suçluyor.
*
- Bu durumda ABD’nin Suudi Arabistan’ın yanında olduğunu düşünmemiz gerekiyor değil mi...