*
Önce hafta başına döneyim.
İstanbul ve Ankara’da Suriyeli göçmenlerle olaylar çıkmış...
Ortalık çok gergin.
*
- BİR: İşte tam o gün Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak aynen şunu söylüyor:
“Bu insanların geçici süre Türkiye’de olduklarını ve Türkiye’nin geleneklerine uygun olarak ev sahipliği ve büyük fedakârlık yaptığını unutmamalıyız.”
*
Şimdi art arda yazacağım şu üç yazıyı dikkatle okuyun lütfen...
Sonunda, hepimiz açısından çok önemli bir noktaya bağlayacağım.
*
DURUM 1
MİT ve Genelkurmay 2004 yılında “devlet içindeki FETÖ’cü yapılanma tehlikesi” ile ilgili olarak Milli Güvenlik Kurulu’na bir sunum yapmış.
MGK bu konuda bir önlem planı hazırlanması kararı almış ve bunu hükümete iletmiş.
*
Merak ettim...
Adı Kartal...
Bebek daha... Süt bebeği...
Henüz 10 aylık...
20 günlükken kalbine yerleşen bir mikrop yüzünden hayatı karardı.
“CHP’nin tabanı değişiyor. Artık sadece öğretmen, memur partisi olmaktan çıkmış. Yoksul insanlar, kenarda kalanlar da CHP’ye geliyor.”
***
Tabii bu sadece bir gözlem.
Sosyolojik olarak ne kadar gerçeği yansıttığını göreceğiz.
***
Ama şurası bir gerçek.
Bu yürüyüş, aynı zamanda “CHP’nin dönüşüm yürüyüşü” oldu.
Sanki parti programı, tüzüğü ve dayandığı yeni taban bu yürüyüş sırasında yeniden belirleniyor.
Önce hikâyesini anlatayım.
*
Bu şubat ayında, Amerika’da 72 yaşında çok ünlü bir doktor çalıştığı hastaneden bir e-mail aldı.
Hastane, doktordan, fiziki ve akli yeteneklerinin yerinde olduğuna dair tam teşekkülü bir hastaneden rapor istiyordu.
*
İlk tepkisi şu oldu:
“Kimmiş bu benim doktorluk yapıp yapamayacağıma karar verecek olan...”
*
Bayram sırasında FİBA Holding’in sahibi ve Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Özyeğin’in “Bir Dünya Kurmak” adlı hayat hikayesini okudum.
Hiç abartmadan söylüyorum.
Her gencin, her işletme öğrencisinin, her ekonomi öğrencisinin, her genç yöneticinin ve iş insanının başucu kitabı olacak kadar güzel bir hayat ve başarı hikayesi.
Önce en başından, gençlik yıllarında Amerika’daki eğitiminden başlayayım.”
O şehrin hangi binasında olduğunu da bilmiyorum.
Bildiğim şu.
*
Şu günlerde 12 ülke, 13 dilden gelen 26 kişi bir binaya kapatılmış durumda. Bunlar 13 editör ve 13 tercüman.
Brezilya, Fransa, İtalya, İspanya, İsveç, Danimarka, Hollanda, Norveç, Portekiz, Polonya, Katalonya, Finlandiya ve Türkiye.
Bulundukları binada internet bağlantısı yok. Telefonla konuşmaları yasak.
Hepsinin önünde İngilizce yazılmış bir kitap var ve bunu kendi dillerine çeviriyor.
*
O adamlar...
Hani kamyonuna doldurduğu hayvan dışkısını adalet için yürüyen insanların önüne döken...
Niye yapıyor bunu biliyor musunuz...
Sanıyor ki, böyle yaparsa birilerinin gözüne girer...