Zorunlu yanıt

OLDUM olası, gazete sütunlarının kişisel açıklama ve savunma için kullanılmasını hazmedememişimdir. Ancak, bazen aleyhinizdeki iddia ve suçlamalara karşı suskun kalmak, sanki onları kabullenmişsiniz gibi algılanabiliyor.

Hıncal Uluç’un perşembe günü köşesinde son Galatasaray yöneticiliğimle ilgili tespit ve görüşlerinin bir kısmına katıldığımı açıklamalıyım. Özhan Canaydın’la ilgili söylediklerinin ise tamamı doğru... Eksikleri var, fazlası yok...

Hıncal Uluç, başkanı olduğum Trabzon Kültür Derneği’ne kahvaltıya geldiğinde, "Galatasaray kongre üyesi" ve "arkadaşım" olarak sohbet ettik. Görüşmemizin başında, bunun "bir röportaj olmadığını" söyleyip onayını aldım. Moda tabirle, konuşmalarımız "off the record" olacaktı. Ama Uluç, her zamanki gibi "haber atlatmanın dayanılmaz hafifliğine" yenik düştü. Canaydın, Uluç’un açıklamalarında yer verdiği sözleri için "söylemedim" dedi. Ben de yönetiminde olmam yanında, yüceliğine inandığım "Galatasaray Başkanlığı makamı"nda oturan kişinin ifadesini yalanlamadım. Canaydın’ın yaptıkları ya da yapmadıkları, sadece Uluç’un yazdıklarından ibaret değil.

Canaydın’ın bana karşı hiçbir zaman "içten" davranmadığını biliyorum. Ama Galatasaray’ın ali menfaatleri uğruna bunları hep yuttum, görmezden geldim... "Önüme geçme" dedi, Canaydın ile çalışamama noktasına geldim.

İstesem yine gelirim

Uluç,
ben, senin dediğin gibi, bitmedim. Şunu bil ki, yaşadığı sürece Ergun Gürsoy bitmez. Galatasaray yönetiminde 6 kez görev yaptım. Hiçbir zaman istifa etmedim, kovulmadım... İstesem yine gelirim... Muhtemelen de başkan olarak...

Kendimi başarısız da saymıyorum. Bazı şeyler çabuk unutuluyor... Yönetime geldiğimde, altıncı olan takımı, Türkiye Kupası sahibi yaptıktan sonra, ligin bitimine altı hafta kala ikinci sırada, şampiyon adayı olarak bıraktım. Desteğimi devam ettirdiğim bu takım, lig şampiyonu oldu... Her ne kadar bu şampiyonluk "20.45 sloganı"na mal edilse de, pek çok kişi, işin aslını biliyor. Nelerle ve hangi yokluklarla mücadele ettiğimiz bizde kalsın... Sadece tecrübem ve diyaloglarımdan Galatasaray’ı yararlandırmak için yönetici oldum. Yönetimde olmamama karşın, tüm Galatasaray camiasına katkı ve desteklerim sürüyor ve sürecek de...

Mesleğe saygısızlık

Seni dost sanarak, yazılmamak, açıklanmamak üzere en seçkin teknik direktör, sanatçı dostlarının özel sohbetlerde söylediklerini mesleki malzeme olarak kullanıp ranta tahvil etmene alışığız. Benimki ilk değildi, biliyorum, son da olmayacak. Ama gazetede yazı yazmayı, "oyalanmak" olarak niteleyip küçümsemeni çok yadırgadım. Bana göre böyle bir yaklaşım, yazı sayesinde popüler olan, işin kaymağını yiyen senin gibi birinin, önce mesleğine saygısızlık anlamına geliyor... Tüm yazar-çizerlerin ideali olan Türkiye’nin en büyük gazetesi Hürriyet’te sırf oyalanmak için kimsenin yazmasına izin verilmeyeceğini de en iyi bilenlerden biri olduğunu düşünüyorum.

"Suyu sıkılmış bir limon gibi çöpe atılır" benzetmene gelince... Sen de köşende sık sık ata sözlerine yer veriyorsun. Malum, bir ata sözü, bazen ciltlere sığmayan kitap içeriğinden çok daha fazlasını ifade eder... Aklıma geldi: "Altın yere düşmekle pul olmaz."
Yazarın Tüm Yazıları