BUGÜN tüm dünyada sporun her kategorisinde başarılı olmak, sağlam sponsorlara sahip olmayı gerektiriyor. Türk sporunda daha büyük başarılara imza atmak istiyorsak, sponsorluk kavramını çok iyi anlamalıyız.
Türkiye Basketbol Federasyonu, milli takımlarımıza sağladığı sponsor destekleri sayesinde son 10 yıl içinde uluslararası alanda büyük başarılara imza atmakla kalmamış, geleceğe yönelik hedeflerini de önemli ölçüde büyütmüştür.
2001 Avrupa Şampiyonası’na yönelik planlar yaptığımız dönemde, ana sponsorumuz Garanti Bankası dışında yardımcı sponsorlar Fabrika-Altınyıldız, Wrangler, GNC, DTD (Dedeman, Tour Select, Dekon), Sports International dışında hiçbir firma sponsorluk desteği vermemiştir. Bunun nedenlerini araştırdığımda şunu çok iyi anladım ki, sponsorluk desteği alabilmek için ya takımınızın başarılı bir konumda bulunması, ya da yakın gelecekte başarılı olacağı yönünde kamuoyunda ortak bir kanı oluşması gerekmektedir.
ABD firması bize inandı
O dönemde milli takımlarımızın pek de önemli bir başarısı olmadığı içindir ki, yukarıda saydığım sponsor firmalar dışında bizim başarılı olacağımızı tahmin eden başka bir firma çıkmadı. Türkiye Basketbol Federasyonu da bu sıkıntı nedeniyle yurtiçinden de başka bir sponsor bulmakta zorlandı. Adidas, Nike gibi Türkiye’de tanınmış uluslararası firmalar dahi bize sponsor olmamışlardı. Buna karşın bir Amerikan firması olan ’And1’ milli takımımızın 2001 Avrupa Şampiyonası’nda başarılı olup, 2002 yılında Indianapolis’in ev sahipliği yaptığı Dünya Şampiyonası’na katılabileceğine inanarak bize teknik malzeme sponsoru oldu.
2001 Avrupa Şampiyonası’nda 2. olup, 2002 Dünya Şampiyonası’na katılma hakkını elde ettiğimiz günden bu yana baktığımızda ise sponsor sayımızda büyük bir artış görüyoruz. Garanti Bankası’na Turkcell, Adidas, Mercedes, THY, Sarar, Spor Toto, Wrangler, International Hospital, GNC, Powerade, Anadolu Sigorta gibi firmalar eklendi. Demek ki, başarılı olunduğunda sponsorlar da daha büyük başarılara ulaşmanız için yanınızda olabiliyor.
Son zamanlarda Türkiye Basketbol Federasyonu’nun en büyük hedeflerinden bir tanesi de Türkiye Basketbol Ligi takımlarının maddi sorunlarını çözmekti. Bu uğurda federasyon bünyesinde kurulan Ligler Direktörlüğü tarafından önemli çalışmalar yapıldı. Çeşitli projeler hazırlandı ve bu konunun çözümü için büyük çabalar harcandı.
BEKO’nun büyük katkısı
Televizyon yayın hakları için NTV ile sözleşme imzalandıktan sonra ligin isim sponsorluğu için de BEKO ile uzun soluklu bir anlaşmaya varıldı. Bu sayede Türkiye Basketbol Ligi’ne ’BEKO Basketbol Ligi’ ismi verilmesi gibi bir başarıya da imza atıldı.
Tabii ki, bu anlaşmanın maddi boyutu futboldaki kadar büyük olamazdı. Ancak, kulüplere doğrudan sağlanan maddi kaynağın dışında BEKO’nun basketbol tanıtımı için yapacağı katkılar da düşünüldüğünde ortaya çıkan rakkam küçümsenemeyecek boyutta olacaktır. Ülkenin en önemli markalarından bir tanesi ile birlikte atılan bu ilk adımın önemini hiç kimse göz ardı etmemeli. Zaman içerisinde basketbol ligimiz daha da güçlü bir seviyeye ulaştıkça gerek isim sponsorluğundan elde edilen, gerekse de televizyon yayın haklarının pazarlanması ile elde edilen gelirlerin tıpkı milli takım örneğinde olduğu gibi artacağı gün gibi aşikar.
Kalıcı başarıyı yakalamalıyız
Diğer yandan, 21. yüzyıla girdiğimiz ve tüm dünyada pazarlamanın artık en öncelikli faaliyet alanı olarak kabul gördüğü şu günlerde bütün sponsorluk anlaşmaları profesyonel aracı kurumlar tarafından yapılmakta ve bunun sonucu olarak da bu firma belli bir gelir elde etmektedir. Aksinin olması gerektiğine inananları anlamak mümkün değil. Görünen o ki, başarı yolunda sponsorlara ihtiyaç var.
Milli takımlarımız olsun, kulüplerimiz ve federasyonumuz gerçek sponsorlar elde etmek için istikrarlı bir başarı yakalamak zorundalar. Basketbolumuzun ortak hedefi kanımca bu olmalıdır.