Paylaş
EKK üyesi bakanlar pazartesi günü yapılan toplantıda gecenin bir yarısına kadar yasada yapılacak rötuşlar konusunda görüş alışverişinde bulundu. EKK’da işadamlarının yasayla ilgili getirdiği öneriler bakanlar tarafından titizlikle incelendi. Hükümet, bugünlerde yeni TTK’yı “hayatla örtüştürmek için” çalışıyor. Bu nedenle de herkesi ortak bir noktada buluşturacak bir metin üzerinde çalışılıyor.
İki arada bir derede
Buradan hareketle son yapılan EKK’da ele alınan konu başlıklarını göz önüne aldığımızda işadamlarını rahatlatacak kararların alındığı söylenebilir. Ancak hala yasada bazı rötuşların yapılacağını da göz ardı etmemek gerekir. Şimdi tüm iş dünyasının gözü hafta başında yapılacak yeni EKK toplantısına çevrilmiş durumda. Bu toplantıda geçen hafta süre darlığından konuşulmayan konuların masaya yatırılması bekleniyor. EKK üyesi bakanların tam kadro katılacağı toplantıdan çıkacak taslak da önümüzdeki günlerde Meclis’te grubu bulunan partilere sunulacak.
Şimdi gelelim madalyonun diğer yüzüne… Bu yasanın yaklaşık 1.5 yıl önce Meclis’ten geçtiğini hatırlatmak isterim. Bu süre içinde belki de hiç konuşulmayan yeni TTK için son günlerde herkesin görüş belirttiğini hepimiz az çok görüyoruz. Bunu daha önce tartışmak gerekirken 1 Temmuz’a sayılı günler kala bu panik niye? İşte yasanın muhatabı olan Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı da şu sözleriyle bu sorunun cevabını veriyor aslında:
Bakanın verdiği yanıt
“Biz alışkanlıklarımızdan kolay kolay vazgeçmeyiz. Statükocuyuz, ticaret erbabının da alıştığı bir düzen var. Kimse açıp bu kanunun kitabına bakmadı. Ama ‘şunu yaparsan hapistesin’ falan deyince salonlar tıka basa dolmaya başladı. Bu yasayı kimisi okuyarak kimisi de okumadan eleştirdi. Sanki daha önce yasada yaptırım yokmuş gibi bir algı oluşturuldu.”
Yazıcı’nın dediği gibi alışkanlıklardan vazgeçmek zor, ama 50 yıllık bir yasada yapılacak değişime direnmek niye?
Fırsat bu fırsat
Kalkınma Bakanlığı, üniversitelerdeki araştırma merkezlerinin verimlilik artışının sağlanması için model değişikliğine gidiyor. Yeni sistemde araştırma merkezlerine kaynak transferi performansa göre yapılacak. Araştırma merkezlerinin yönetiminde özel sektörden temsilci bulunması şartı getirilecek.
Bir süredir üzerinde kafa yorulan projeyle katma değer sağlayacak ürünlerin üretilmesi sağlanacak.
Yükseköğretim kurumları araştırma merkezlerinin verimliliğinin artırılması için de bu kurumlarda performansa dayalı yeni bir model değişikliği yapılacak.
Bahsettiğim bu yeni modelde; araştırma merkezlerinin projeler üzerinden özel sektörle ortak şirket kurması mümkün olacak. Sanayiciler, araştırma merkezleri tarafından geliştirilen ve patenti alınmış ürünlerin piyasaya sürülmesi için sermaye koyabilecek. Bakanlığın yürüttüğü bu projenin üniversite kenti sıfatını çoktan kazanan Ankara’yı sanayide de üst noktalara taşıyacağı kanısındayım.
Paylaş