GEÇMİŞ yılları, o yıllarda işaleminin Hükümetlerin uyguladığı ekonomik politikalara olan direncini hatırlıyorum da, AKP Hükümeti o kadar şanslı ki...
Bence AKP, işaleminden gelen eleştirilere o kadar yüksek sesle tepki verip, her türlü yöntemle eleştirileri susturmaya çalışmak yerine, mevcut işalemi sözcülerini baş tacı etmeli...
İşalemi eskiden çıkarına dokunduğu zaman, uygulanan politikalara yoğun tepki verir, kendi lehine düzenlemeler için yoğun baskı yaparlardı. Halbuki şimdi kısa dönemde aleyhlerine olsa dahi, ülkenin genel ekonomik ve siyasi istikrarını düşünüp, ona göre hareket ediyorlar.
Geçen gün TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ’ın İstanbul’da basın mensuplarıyla yaptığı sohbet toplantısındaydım. Yalçındağ, ekonomik istikrar için o kadar sağduyu dolu mesajlar veriyor ki, ekonomi bürokratlarından bile daha duyarlı olduğunu bile söyleyebiliriz. Yüksek faizden iş insanları olarak çok rahatsız olduklarının altını çizen Yalçındağ, "Ancak, yüksek faizin bir ’sonuç’ olduğunu da unutmayalım" diyor.
ENFLASYON HİSSETTİRİYOR
Dünyadaki olumsuz gelişmeler in, Türkiye’de son iki yılda yaşanan seçim ve siyasi gelişmelerin, faizleri de yüksek düzeyde tuttuğunu, üstüne üstlük "eski düşmanımız enflasyonun da yeniden iki haneye çıkıp kendini yeniden gösterdiğini" kaydeden TÜSİAD Başkanı "Bu nedenle, ’faiz insin, kur yükselsin, YTL biraz güç kaybetsin’ gibi isteklerde bulunmak yerine, yüksek faizi yaratan nedenlere odaklanmalıyız" şeklinde konuştu.
Bence enflasyonun düşürülmesinden belki de en fazla yararlanan kişi olan, ekonomik istikrar nedeniyle oyları tavan yapan Başbakan Tayyip Erdoğan, bu sözleri çok iyi okumalı. Hala kendisini ziyaret eden işadamlarına Merkez Bankası’nın faiz indirmemesinden yakınmak yerine, TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ’ın, aynı duyarlılığı gösteren TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun yani işaleminin bu sağduyulu, kısa vadeli çıkarları yerine uzun vadeli ekonomik istikrardan yana koydukları tavırlardan örnek alsa çok daha iyi olmaz mı?...
Yeni program iradesi yok, bari mevcudu koruyalım
TÜRKİYE’nin yepyeni bir ekonomik programı gündeme almasını beklemiyoruz. Böyle bir irade ve hazırlık görmüyoruz" şeklinde konuşan Arzuhan Doğan Yalçındağ, istihdam paketi, GAP yatırımlarının hızlandırılması gibi olumlu adımlara devam edilip, mevcut programın güçlendirilmesini istiyor. "Ayrıca IMF’le ihtiyati stand-by gibi bir program üzerinde anlaşıp yolumuza devam etmenin yarar lı olacağını" kaydeden Yalçındağ, özetle, "Yeni program yok bari mevcudu korumaya çalışalım" demeye getiriyor.
Aynı kapsamda AB konusunda yavaş hareket eden Hükümetin uyum programına dört elle sarılması gerektiğini belirten TÜSİAD Başkanı, "Böyle bir adım, Türkiye’ye iyi gelir, dünyadaki türbülansa karşı nispeten rahatlarız" dedi.
Yani TÜSİAD ekonominin eski çıpalarını, haklı olarak, geri istiyor.
Ekonomik olarak Hükümetin yapması gerekenleri özetleyen Arzuhan Doğan Yalçındağ, siyasi olarak da AKP Hükümetine büyük iş düştüğü görüşünde. Günümüz Türkiye’sinde kimsenin gönlünden bir partinin kapatılmasının geçemeyeceğini kaydeden Yalçındağ, "Çıkan karar bence çok önemli bir fırsat penceresi açtı. AKP, bu fırsat penceresini uzlaşma kültürünü oturtmak açısından iyi kullanmalı. Davanın sonucuyla birlikte Türkiye, üzerindeki gerginliği atmış oldu" dedi.
Arzuhan Doğan Yalçındağ bir soru üzerine de, her seçimin ekonomi açısından riskler taşıdığına dikkat çekerek, "Yerel seçimler konusunda bazı endişelerimiz var.Hükümetin önceliğini yerel seçimler yerine ekonomiye vermesi gerekir.Her seçim dönemi bir risktir.Hükümetin yerel seçimlerde kamu maliyesi dengelerini bozmamaya özen göstermesi gerekir" dedi.
Hükümet, bu iyi niyetli havayı çok iyi kullanmak zorunda...