Seçim sonuçları fırsat yaratmalı

SİYASİ kargaşanın çözülmesini umarken, tersine, çözüleceği yerde daha büyüyen, daha karmaşıklaşan bir siyasi kriz içerisinde bulunuyoruz. "Şunun şurasında 45 gün kaldı, seçimi yaparız siyasi kriz de çözülür" demek istiyoruz ama maalesef bugünkü tablo, seçimin çözüm olacağını bize göstermiyor.

Elbette, "seçim sonrası kriz büyür" demiyoruz ama mevcut tablo, ancak seçime kadar bir şeyler yapıldığı takdirde seçimin çözüm olabileceğini gösteriyor. Aksi takdirde seçime kadar kriz daha da derinleşirse, seçim sonrası da kriz pat diye çözülemez.

Ne yapılması gerekir dendiğinde çok fazla bir çözüm göremiyoruz ama bir süredir tekrarladığımız gibi; seçimlerden koalisyon oluşturacak bir yapı çıkarsa, o zaman dengelerin daha rahat yerine oturacağını, zorunlu bir uzlaşma zeminini doğacağını tahmin ediyoruz. Aksi takdirde tek bir partinin çoğunluk iktidarını kazanması, bugünden bakıldığında, kutuplaşmayı ve çatışmayı artıracak gibi gözüküyor.

Önceki gün Merkez Bankası Durmuş Yılmaz bile, ’ille de tek başına bir çoğunluk iktidarı gerekmediğini, mühim olanın politikanın devamı olduğunu’ söylemiş. Bizce enflasyonla mücadele bu ülkenin hálá en öncelikli konularından biridir ve hangi parti gelirse gelsin, bu hedeften taviz verebileceğini zannetmiyoruz. Bununla birlikte Merkez Bankası bağımsızlığı, mali disiplin, yabancı sermaye ve küresel ekonomiye entegrasyon konularında kimsenin "akıntının tersine bir iş yapacağını" sanmıyoruz.

Zaten başta CHP olmak üzere TBMM’ye girmesine kesin gözüyle bakılan partilerin ekonomiyle ilgili son açıklamaları, bizce şimdiden bu tür kaygıları gidermiş durumda. Yani ekonomik politikalar açısından tek parti iktidarı ile bir koalisyon hükümetinin uygulayacağı politikalar arasında, önemli farklar bulunacağını tahmin etmiyoruz. Tahminin ötesinde zaten yetkililer de bunu açık açık söylüyorlar.

Demek istediğimiz o ki; sorun siyasi ve siyasette bir çözüm bulunması gerekiyor. Bunun çözümü de bizce koalisyon hükümeti kurulup, başta cumhurbaşkanlığı seçimi olmak üzere, birçok siyasi konuda zorunlu olarak uzlaşmaya gidilmesinden geçiyor.

ÜÇLÜ KOALİSYONUN YAPTIKLARI

Tek parti iktidarı olduğu takdirde, uzlaşma aranmayacağını, işlerin seçim sonrası daha da sertleşeceğini ve kutuplaşmanın büyüyeceğini görmek için káhin olmaya gerek yok. Türkiye’nin önünde çözmesi gereken çok büyük sorunlar var. Bir düşünün; Kuzey Irak konusunda giderek tırmanan bir kriz yaşanıyor. Bu krizin ’asker ile AKP hükümeti arasındaki görüş ayrılıklarının da etkisiyle büyüdüğü’ gün gibi aşikar. Devletin zirvesinde bir uyumun olmadığını, hiç olmaması gereken diyalog eksikliği yaşandığını herkes görüyor.

Seçim sonrası AKP Hükümeti tek başına iktidara devam ettiği takdirde, sizce bu ve benzer konulardaki görüş ayrılıkları pat diye çözülecek midir? Sizce dün TÜSİAD’ın da dile getirdiği Milli Eğitim Bakanlığı’nın, ismi kim olursa olsun, AKP zihniyetinde yönetilmeye devam etmesi, Adalet ve İçişleri Bakanlıklarında askerin defalarca dile getirdiği "bir cemaat örgütlenmesi" tehlikesi ve bunun yarattığı çatışma önlenebilecek midir?

Özetle; Türkiye’nin önünde rejim sorunu yaratabilecek, çok kritik bir seçim var. Artık ekonomik sorunların çözümü de tümüyle siyasetten geçiyor. "Seçimin fırsat haline getirilmesi şansı" hálá var ancak bu gidişle, bu şans giderek azalıyor. Bizce Kuzey Irak sorununun barışçı yollarla çözülmesi gerekiyor ve bunun için Türkiye’nin geniş kapsamlı bir uzlaşmayı gerçekleştirip, yeni bir strateji ile yola çıkması, bu yolda herkesin mutabakatının alınması gerekiyor. Aksi takdirde mevcut çatışmalar, çatışmanın tarafları ve tavırları aynı kaldığı sürece, kolay kolay çözülemez.

Bu nedenle ısrarla seçimin koalisyon hükümeti çıkarması gerektiğini düşünüyoruz. Kimse unutmasın ki; AB yolunda ve ekonomide asıl radikal kararlar üçlü koalisyon hükümeti döneminde alınıp, hayata geçirilmiş, AKP sadece bunları devam ettirmiştir.

Sizce AKP Hükümeti, "idam cezasının kaldırılması" gibi radikal bir kararı alabilir miydi?
Yazarın Tüm Yazıları