PİYASALARDAKİ genel beklenti; küresel ekonomide bu yılın ilk yarısında sorun yaşanmayacağı yönünde.
Suriye ile sıcak çatışma gibi özel olumsuzluklar olmadığı takdirde, küresel ekonomi kaynaklı bu iyimserliğin aynen Türkiye’ye de yansıması, dolayısıyla iyimser bir ilk yarı yıl geçmesi bekleniyor. Genel beklentiler hakkında konuştuğumuz piyasa oyuncuları, sıcak para girişinin devam ettiğini, arada birkaç dalgalanma olsa bile, yılın ilk yarısı için bu eğilimin devam edeceği tahmininde bulunuyorlar. Şu anda, “ABD ekonomisindeki büyüme eğiliminin başlaması” odaklı bir iyimser havanın estiğini hatırlatan piyasa oyuncuları, “Avrupa’da ise Yunanistan sorununun lokalleştirildiği düşünülüyor” dediler. Dolayısıyla Yunanistan’ın sorununun kendi iç sorunu haline geldiği yönünde bir yargı oluştuğu, bunun da genelde Avrupa ekonomisi hakkındaki kötümser havanın dağılmasına yol açtığı söyleniyor. Bu havanın, bu iyimserliğin herkesin işine geldiğini hatırlatan bazı bankacılar, “Geçen yıl olduğu gibi; ilk yarının olumlu geçmesi ancak ikinci yarıda işlerin değişebileceği bir piyasa süreci görülebilir” tahmininde bulunuyorlar. Avrupa ekonomisi için bundan sonraki en önemli sınav Haziran sonu bilançoları üzerinden hesaplanacak sermaye yeterlilik oranları olacak. AB bazında bu tarihte hesaplanacak sermaye yeterlilik oranının yüzde 9 olması, eksik kalan sermayenin belirli bir sürede tamamlanması ilkesi benimsendi. Daha önce yapılan stres testinde yüzde 9’luk sermaye yeterlilik rasyosuna ulaşmaları için Avrupa bankalarının toplam sermaye açığı rakamının 110 milyar euro olduğu açıklanmıştı. Bankacılar, bu rakamın daha da artmış olabileceğini belirtiyorlar. Kesin rakamın Haziran sonu bilançoları ile birlikte ortaya çıkacağını hatırlatan bankacılar, ikinci yarıda banka sermayeleri kaynaklı dalgalanmalar yaşanabileceği görüşündeler. Sermaye açığı kapatılamadığı takdirde ülke yönetimlerinin sermaye katkısı kararı vermesi gerekeceğini hatırlatan bankacılar, “Hükümetler buna yanaşmayacaklardır” diyorlar. Bu nedenle de Haziran sonu için belirlenen sermaye yeterlilik oranlarının tamamlanması için, daha uzun bir geçiş süreci saptanabileceği, bir başka deyişle sorunun yine ötelenebileceği de konuşuluyor. OLUMSUZ RAKAMLARA BAKILMAZ AMA Dolayısıyla ilk yarıda küresel ekonominin genelde olumlu seyretmesi, bu iyimser havanın içeriye de yansıması bekleniyor. Son dönemde sıcak para girişinin devam ettiğini ancak bunun daha çok hisse senetlerine kaydığını hatırlatan bir bankacı, “ABD’deki faiz oranlarının artmaya başlaması, yatırımcıların hazine kağıtlarından çıkıp hisse senetlerine dönmelerini, kısa dönemli kar maksimizasyonu eğilimine girmelerini beraberinde getirdi. Türkiye’de de benzer eğilim gözüküyor” yorumunu yaptı. İçeride çok önemli bir gelişme olmadığı takdirde küresel ekonomideki olumlu havanın içeride de hissedileceğini kaydeden aynı bankacı, sorumuz üzerine, bütçe rakamlarında son aylarda görülmeye başlayan bozulma, cari açığın düşürülememesi, petrol fiyatlarının yüksekliğinin getireceği ek yükler gibi risk unsurlarının ise, piyasa tarafından özellikle ilk yarıda görülmek istenmeyeceğini söyledi. Bunların ciddi birer risk olduğunu, eninde sonunda görülmesi gerekeceğini, dikkat edilmediği takdirde ileride başımıza büyük işler açacağını de ekleyerek. Küresel ekonomide ilk yarı olumlu geçebilir, bu bize de aynen yansıyacaktır ama bence Suriye meselesinde gelinen nokta, ekonomide de, umulandan çok daha büyük olumsuzluklara yol açma tehlikesi taşıyor.