Piyasa artık bütçeye de bakacak

UZUN zamandır bütçe disiplini nedeniyle rahat olan piyasa oyuncuları, son bütçe verilerini gördükten sonra, “Bundan sonra bütçe gelişmelerinin daha yakından izlenmesi gerektiği” yönünde yorumlar yapmaya başladılar.

Dün açıklanan Mart ayı bütçe verilerini değerlendiren piyasa uzmanları, kötüleşmenin Mart ayında biraz durakladığının görüldüğünü ama yapısal olarak bütçede bundan sonrasında bozulma tehlikesinin görüldüğünü söylüyorlar.
Bütçe dengesi Mart’ta 5.5 milyar TL açık verirken, faiz harcamalarını dışarıda tutan birincil denge ise 2.1 milyar TL açık verdi. Detaylara bakıldığında vergi gelirlerinin geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre reel bazda yatay seyrettiği, gelir üzerinden alınan vergilerin ise geçtiğimiz yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 7.5 oranında arttığı izlendi. Mal ve hizmet üzerinden alınan vergilerin ise reel olarak yüzde 2.1 oranında yükseldiği görüldü. Dış ticaretten alınan vergiler azalan ithalata bağlı olarak reel olarak yüzde 10.8 oranında geriledi.
Harcamalar ise daha çok faiz harcamalarındaki reel gerilemeye bağlı olarak reel olarak yüzde 7.6 oranında azalırken, faiz dışı harcamalar da cari transferlerdeki yüzde 8.3 oranında gerilemenin etkisiyle, yüzde 4.6 oranında geriledi. Personel harcamaları ise aynı dönemde yüzde 4 oranında reel artış kaydetti.
Bu arada bazı analistler geçen yıl Mart ayında bütçeye giren kamu bankaları karları üzerinden kesilen temettü gelirlerinin bu yıl Nisan ayına sarktığını hatırlatarak, aslında bu tablonun daha iyi olduğunu, Nisan’da bütçenin daha iyi olacağını söylediler. Mevcut bütçe tablosuna bakıp, Hükümetin planladığı yeni projelerin de etkisini düşünerek, piyasa oyuncuları bundan sonra bütçe rakamlarının çok daha yakından izlemeye karar vermiş gözüküyorlar. Banka iktisatçıları, bundan sonra bütçeyi olumlu ve olumsuz etkileyecek çeşitli projelerin gündemde bulunduğunu, bütçe üzerindeki etkilerinin bu projelerin detaylanıp hayata geçmesiyle çok daha yakından izleneceğini söylüyorlar.
MALİ DİSİPLİN BOZULMAMALI
Örneğin teşvik yatırımlarının bütçe üzerinde yaratacağı ek yüklerin henüz bilinmediğini hatırlatan bir iktisatçı, yanısıra Hükümetin tasarrufu artırma planı yaptığını, bunun vergi oranlarının azaltılması yoluyla yapılması gerekeecğini, dolayısıyla tasarruf paketinin bütçe üzerinde yaratacağı yükün de görülmesi gerekeceğini söyledi.
Aynı şekilde 2B yasasının uygulamaya girmesiyle bütçeye gelebilecek ek gelirler konusunda da henüz netlik olmadığını hatırlatan aynı iktisatçı, dolayısıyla  bu yıl bütçeye etki edecek artı ve eksi faktörlerin netleşmesiyle bütçe üzerinde daha rahat söz söylenebileceğini kaydetti.
Banka iktisatçıları bunu pek dikkate almasalar da, bence Hükümetin, daha doğrusu Başbakanın harcama eğilimine de dikkat etmek gerekiyor. Başbakanın ekonominin büyümesi konusunda hassas olduğu biliniyor ve büyüme oranları düştükçe, canlandırılması için yeni adımlar atılmasını istiyor.
Türkiye’de vergi yapısı çarpık olduğu için, bir önceki yılki yüksek büyümenin gelir etkisi çok sınırlı kalıyor. Gelir üzerinden alınan vergilerin toplam vergi gelirleri içindeki payı yüksek olsaydı, bu yıl Türkiye bütçe dengesinde fazla sıkıntı çekmeyecekti. Halbuki ithalat ile mal ve hizmet gelirlerinden alınan vergilerin payı yüksek olduğu için, bu yıl ekonomi yavaşlayınca, ister istemez doğrudan gelirleri, dolayısıyla bütçe disiplinini de derinden etkileyebiliyor.
İşte Başbakan, ekonominin yavaşlamasına tahammül edemeyip yeni harcama kararları verirse, bu yılki bütçe disiplininin bozulma tehlikesinin büyüyeceği unutulmamalı.
Görüldüğü gibi; tüm bu nedenlerle piyasalar mali disiplini, bütçe disiplinini bu yıl çok daha yakından izlemeye aldılar. Unutmayalım ki; ekonominin küresel krize rağmen istikrarlı seyretmesinin en büyük dayanağı, mali disiplinin korunması idi.
Yazarın Tüm Yazıları