MALİYE Bakanı Kemal Unakıtan sık sık konuşan bir Bakandı ama bir süredir, pek sesi sedası çıkmıyordu. Önceki gün bir konuştu, pir konuştu.
Maliye Bakanlığı’nın performansına baktığınızda ekonomik program açısından hayli başarılı olduğunu görüyorsunuz. Düşünüyorum da, Koalisyon hükümeti döneminde Maliye Bakanına ‘mali disiplin’ konusunda gerekli adımları attırmakta, bürokratlar çok zorlanırdı. Hatta, hatırlıyorum da; bazı bürokratlar Maliye Bakanı adına IMF’e söz verir, ardından Başbakan Yardımcısına gidip Maliye Bakanının bu kararı almasını sağlarlardı. Çünkü eski Maliye Bakanı harcamaları kısmak konusunda çok ağır hareket ederdi.
Uygulanan ekonomik programda, son iki yılda önemli adımların atılmasında Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın büyük katkısı oldu. Çünkü Maliye Bakanlığı bürokrasisi, Bakandan sıkı sıkı talimat almadan, mali disiplin konusunda çok da ciddi adımlar atmaya pek yanaşmaz. Yani mali disiplin konusundaki adımlar, Bakan insiyatifi olmasa pek atılamazdı.
IMF yetkilileriyle görüştüğünüzde, uygulanan ekonomik programın başarısı nedeniyle Maliye Bakanı Unakıtan’dan, Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti’den ve Devlet Bakanı Ali Babacan’dan övgüyle sözettiklerini görürsünüz.Gerçi bu yetkililerin koordinasyonunun çok iyi olduğunu söyleyemeyiz ama belli ki ‘IMF tutkalı’, işin götürülmesini sağlıyor.
Kısacası; Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın uygulanan ekonomik programın sürdürülmesinde, bu nedenle de alınan olumlu sonuçlarda çok büyük katkısı var.
Ancak Bakan Unakıtan, baştan beri çizdiği ‘renkli kişiliği’nin kendine verdiği yükle olsa gerek, sürekli olarak aykırı konuşmayı tercih ediyor. Sürekli aykırı konuşunca da, gazetecilere belki iyi başlıklar veriyor ama hata yapma oranı artıyor.
İşte geçtiğimiz Salı günü basın toplantısında bankalara yönelik sözlerini de böyle değerlendirmek gerekiyor. İyi biliyorum ki; bu sözleri söylediği için kendisi de sonradan rahatsız olmuştur ama hiçbir zaman ‘kötü konuşmuşum’ demeyecektir. Bunun yerine özel sohbetlerde, yaptığı bu hatayla kendisi dalga geçmeyi tercih edip, işi geçiştirmeye çalışacaktır.
Maliye Bakanını tanıyanlar, onun söylediklerinden çok fazla alınmıyorlar ama bizce, bu tür hataları arttıkça kendi saygınlığı zaman içinde erozyona uğruyor.
Bu basın toplantısında tüketici kredisi kullanan bankaları ‘şer’ diye nitelendirmesi çok yanlış. ‘Şer’ gördüğü bankaların, yani tüketici kredilerini en fazla artıran bankaların kamu bankaları olduğunu göz önünde tutarsanız, Bakanın aslında kendi insiyatifinde olan işler konusunda başkalarını, özel bankaları suçladığını da açıkca görürsünüz.
ZOR GÖREVLER BEKLİYOR
Bakan Unakıtan bu tür hataların yanı sıra aynı basın toplantısında çok haklı şeyler de söylemiş. Örneğin uluslar arası petrol fiyatlarının geldiği nokta göz önüne alındığında akaryakıt fiyatlarına zam yapılmak zorunda kalınmasını, bir politikacıdan çok daha açık ve net şekilde ortaya koymuş. Aynı şekilde bu zamların talebin kısılmasında oynayacağı role değinmesi de, bizce olumlu.
Maliye Bakanlığını bundan sonrası için, çok daha zor görevler bekliyor. Artık otomobil ve sigara-içki zamlarında yaptığı hataları unutup, bürokratların da kendilerine güvenlerini kazanmaları lazım. Bundan sonraki en zor görev Gelir İdaresi Başkanlığını sağlıklı bir yapıyla kurmak ve geliştirmekten geçiyor. Böylece kayıtdışı ekonominin önlenmesi lazım ki; hedeflenen vergi tahsilatındaki artış rakamlarına ulaşılsın, dolayısıyla da buna bağlı olarak çok yüksek olan vergi oranlarında indirime gidilebilsin.
Maliye Bakanlığı’nın unutmaması gereken şey; bu konuda en büyük direncin, çıkarılan aflarla belli olduğu gibi, kayıtdışı faaliyetleri yoğun olan AKP tabanından gelecek olması. Maliye Bakanı’nın yeni stand-by’ın dayanak noktalarından birinin bu olduğunu göreceğini tahmin ediyoruz. Tabi ki kendi tabanına rağmen bazı önlemleri almak zorunda da kalacak.