K.Irak ile enerji anlaşmasının devamı gelmeli

HÜKÜMET, bence enerji alanında en olumlu adımlarından birini geçen hafta attı ve K. Irak Kürt yönetimiyle kapsamlı bir enerji anlaşması imzaladı.

İçeride çok konuşulmayan, dış basında ses getiren anlaşmanın kapsamı henüz tam belli değil. Kuzey Irak’tan Türkiye’ye toplam 1 milyon varillik bir boru hattı yapılıp Bakü-Ceyhan’a bağlanması için anlaşmaya varıldığı söylendi. Kuzey Irak’tan hampetrol ve doğalgaz alımını öngören anlaşmanın, kamuoyuna açıklanmayan, çok daha geniş kapsamlı bir anlaşma olduğu da söylenenler arasında.

Geçen hafta Radikal’de Cengiz Çandar, bu anlaşmayı Türkiye’nin, bölgenin ve doğrudan Kürt sorunu’nun geleceğini ilgilendiren çok önemli bir gelişme olarak özetledi. Gerçekten de atılan bu adımın Hükümetin attığı çok yerinde ve cesaretli bir adım olduğunu, Türkiye’nin geleceği açısından, bölge dengeleri açısından hayati öneme sahip olabileceğini söylemek gerek. Ancak anlaşmayı imzalamakla iş bitmiyor. Mutlaka bundan sonraki gerekli adımların, stratejik olarak planlanıp, zamanında atılması gerekiyor ki; amaç gerçekleşebilsin.

Amaç ne derseniz; Türkiye’nin büyüyen enerji açığı ve arz güvenliği için ciddi bir alternatif çözüm yollarından biri olması. Belli ki ne yaparsak yapalım doğalgaz talebimiz, hem sanayi ve hane halkı kullanımı, hem de elektrik üretimi nedeniyle artmaya devam edecek. Bu konuda Rusya’ya olan bağımlılığın kırılması açısından da, değiştirilen Nabucco projesinin hayata geçirilmesi, yani Türkiye’nin enerjide stratejik önemini sahiplenmesi açısından da önemli.

Bu anlaşma ile daha uygun koşullarda hampetrol temini mümkün olacağı gibi, özellikle doğalgazda içine girilen darboğazdan çıkış imkanı da sağlanabilir.
Özetle; sürekli yüksek büyüme ihtiyacı olan Türkiye ekonomisinin, artan dünya fiyatları da göz önünde alındığında, K. Irak yönetimiyle yaptığı bu anlaşma geleceğini rahatlatacak arz ve fiyat esnekliğini kendisine sağlayabilir.

Ancak, anlaşmanın hayata geçmesinin zor olacağını, ciddi biçimde hazırlanılıp, artık diplomasi hatası yapılmaması gerektiğini unutmamak gerek. Her şeyden önce bu anlaşma ile Rusya ve İran’ın menfaatlerinin zedelendiğini, dolayısıyla bu ülkelerden ciddi engellemeler geleceğini göz ardı etmeyelim.
Asıl büyük sorun ise belli ki; K. Irak yönetimi ile yeniden arası bozulan, bu arada bizim de sorun yaşamaya başladığımız Irak merkezi yönetiminin tavrının ne olacağının bilinmemesi. ABD yönetiminin desteklediği bir Irak merkezi yönetiminin var olduğunu, dolayısıyla ABD’nin de devreye girme ihtimali bulunduğunu da unutmamak gerekiyor.

BU FIRSAT ARTIK KAÇIRILMAMALI

Türkiye, özel sektörü kanalıyla K. Irak’taki yatırımlarda öncü ülkelerden biri olabilir. Genel Enerji’nin 10 yıl önce bölgede arama çalışmasına girmesine çoğu kimse macera olarak bakıyordu ama gelinen noktada, bu şirket kanalıyla Türkiye’nin kendi ekonomik, hatta siyasi geleceği açısından önemli bir noktaya gelindiği ortada. ABD’li Exxon’un geçen yıl, Irak merkezi yönetimiyle yani güneydeki zengin bilinen kaynakları tehlikeye atacak adımı atıp, K. Irak’ta aramalara başlaması, tüm dünyanın enerji açısından bölgeye olan inancını artırdı ve gelişmeler peşisıra gelmeye başladı. Şimdi dev petrol şirketleri bölgede arama izni istiyor.
Türkiye’nin oyunu iyi oynarsa, diplomasi imkanlarını iyi kullanırsa, sadece Kürt bölgesinde değil Kerkük-Musul’da ve Arap Sünni bölgesinde de benzer anlaşmalar yapıp, buradaki enerji kaynaklarını daha da artırma imkanı da bulunuyor.

K. Irak Kürt yönetimi ile Irak Merkezi yönetimi arasında sorunlar olduÄŸu, son dönemde bu sorunların yeniden büyüdüğü açık. Bence Türkiye K. Irak’la yaptığı anlaÅŸmayı hayata geçirirken, Irak’ın kendi içinde anlaÅŸma saÄŸlamasını da, olmadığı takdirde K. Irak yönetimiyle doÄŸrudan iliÅŸkiyi de hesaplarına katmak, PKK sorununu göz ardı etmeden adımlarını alternatifli planlamak zorunda. Bu arada adımlar atılırken emperyal hayaller yerine, küresel kaygıların ve ekonomik çıkarların öne çıkması gerektiÄŸi de açık.Â

Özetle; enerjide çok büyük bir imkan ortaya çıktı, bunu da harcamayalım...
Yazarın Tüm Yazıları