IMF temaslarının ardından

IMF’in 4. Madde kapsamında yaptığı, bir hafta süren Türkiye ziyareti sessiz sedasız tamamlandı.

Haberin Devamı

IMF temaslarının bu kez fazla haber olmamasının ardında elbette Türkiye’nin küresel krize rağmen başarılı sayılabilecek ekonomik performansı ile dünyanın bir yangın yerine dönmesi, Türkiye’nin sorunlarının bu karmaşa içinde küçük kalmasının rolü büyük.

IMF ziyaretiyle ilgili aklımda kalan neredeyse tek haber, Heyetin renkli kişiliğiyle bilinen, ünlü, son dönemdeki konut sektörünün simge isimlerinden biri olan müteahhit ile şirketinin önünde çektirdikleri fotoğraf ve altyazısı idi. Heyetin özellikle resmi temasları hakkında neredeyse hiçbir haberin çıkmaması ise bir yandan IMF’in Türkiye için öneminin ne kadar azaldığını gösterirken, öte yandan gazeteciliğin her alanında olduğu gibi ekonomi basınında da merakın azaldığını, bunun yanında sadece basının değil, IMF dahil tüm kesimlerin belirli bir hizaya çekildiği ve bunun artık kanıksandığının göstergesi gibi geldi bana...

Peki, IMF’in 4. Madde konsültasyonu yani yıllık değerlendirmesi için gelen Türkiye Heyeti, şimdiye kadar böyle bir ihtiyaç duymazken, neden şimdi simge bir müteahhidi ziyaret etmiştir. Müteahhit bu ziyareti yine halkla ilişkiler aracı haline getirmiştir ama acaba Heyet yapılan görüşmede neler sormuştur, ne yanıtlar almıştır ve Heyet bu yanıtlardan acaba tatmin olmuş mudur?

Acaba bu kez bir müteahhidin ziyaret edilmesinde, sat-yapçılığın gelmiş olduğu boyutlar, sektörün dış borçlanmasında bir sıkışıklığın yaşanıp yaşanmayacağı, bu yıl sektörde yaşanan gerilemenin boyutları, 2 B ve mütekabiliyet yasasının sektörü kurtarıp kurtaramayacağı, yavaşlayan iç talep ve konut kredilerinin bir kırılmaya neden olup olmayacağı, sektörün riskleri, bu risklerin kimlerin üzerinde yoğunlaştığı gibi kritik soruların yanıtları aranmış mıdır?  

Siz IMF heyetinin bir üyesi olsanız, bu soruların yanında Toplu Konut İdaresi’nin yaptıkları işlerin ulaştığı devasa boyutu, müteahhitlerle ilişkilerinin nasıl yürüdüğünü, her türlü denetimden uzak tutulan hesaplarının aslında nasıl olduğunu, zamanında teslim edilmeyen konutlar için ödenen yüklü paraların boyutlarını, nasıl olup da sırf bu amaçla kurulan avukatlık bürolarının sayılarının arttığını, yerel yönetimlerle İdare’nin ilişkilerini, İdare hesaplarının ne kadar sürdürülebilir olduğunu, sektördeki olası kırılmanın ekonomiyi nasıl etkileyeceğini merak etmez misiniz?

Herhalde IMF Heyetindeki uzmanlar bu soruların yanıtlarını merak etmişlerdir.

Haberin Devamı

YAVAŞLAMA SÜRECEK

Haberin Devamı

Ernesto Ramirez Rigo başkanlığındaki IMF Heyeti geçen hafta sonu bir açıklama yaparak Türkiye’den ayrıldı. Elbette yukarıdaki soruların yanıtları bu açıklamada yer almıyordu ama satır aralarında bazı uyarıları görmek de mümkündü. Türk ekonomisinin Euro bölgesinde artan gerginliğe ve en gelişmiş ülkelerdeki zayıf iyileşmeye karşı dayanıklılık gösterdiğinin alı çizilen açıklamada “Ancak azalmakla birlikte kırılganlıklar sürmektedir” denildi.

2011 yılının ikinci yarısından itibaren makroekonomik politikalardaki sıkılaştırmanın yerinde olduğu ve yavaşlayan iç talebe katkı sağladığı belirtilerek şunlar kaydedildi: “Cesaret verici şekilde, ekonomi yumuşak bir inişe doğru yavaşlamaktadır ve böylece son iki yılda oluşan dengesizlikleri düzeltmeye yardımcı olmaktadır. Dış şoklara karşı korunaklı olmak ve mevcut politika tamponlarını güçlendirmek için mevcut 2012 bütçe hedeflerini ve sıkı para politikasını sürdürmek önemli olacaktır. Ancak küresel ekonomik gelişmeler aşağı yönlü riskler arz etmektedir. Bu risklerin gerçekleşmesi halinde güçlü kamu sektörü bilançosu, yetkililere konjonktür karşıtı politikalar için imkan sağlamaktadır”

Aslında demek istenen şu; ekonomi fazla ısınmıştı, geçen yıl sonlarında başlattığınız yavaşlamayı, mali disiplini ve içtalepteki gerilemeyi sürdürmek zorundasınız.

Aksi takdirde küresel riskler artarken, hala varolan riskleriniz büyür ve büyük sorunlar yaratabilir.

Yazarın Tüm Yazıları