Hükümet ekonomik program uyguladığını unuttu

AKP Hükümeti hálá bir ekonomik program uygulandığını, tümüyle unutmuş gözüküyor.

Mali disiplinin giderek bozulduğu gözlenirken, işler öyle bir hale geldi ki, daha önce mali disiplindeki bozulmaya göz yuman IMF bile "uyarı" yapmak zorunda kaldı. Şimdiye kadar çok konuşulan ama hem IMF’in hem de teknisyenlerin karşı çıktığı KDV indirimleri, seçim yaklaşınca pat diye açıklanıverdi. İşte bunun üzerine dün Reuters’a bir açıklama yapan IMF Türkiye Temsilcisi Hugh Bredenkamp Türkiye’nin yapmayı tasarladığı KDV indirimleri konusunda kendilerine danışılmadığını ve KDV indirimi ile sektörel teşviklerin "taahhütlerle uyumlu olmadığı"nı söyledi. Bredenkamp, KDV tabanını bozacak bu girişimlerin hükümetin IMF destekli programına ters olduğunu söylemiş. IMF, hükümetten KDV indirimleriyle ilgili bilgi beklediklerini de eklemiş. Son aylarda KDV tahsilatının zaten azaldığını da unutmayalım...

Yani sabır taşı haline gelen IMF bile, hükümetin son girişimleriyle birlikte çatlamış görünüyor. Bunun da ötesinde KDV indirimlerinin ertesinden ÖTV indirimleri beklentisi oluştuğunu, turizmde ve gıdada KDV indirimini duyan diğer sektörlerin sıraya girdiğini, yani bir seçim öncesi yeni indirim kararlar çıkabileceğini de unutmamak gerekiyor. Maliye Bakanlığı yetkilileri "sektörel indirim olmaması" için, yani verdikleri sözü, sözde yerine getirmek için "konaklama vergisi inecek" diyorlarmış. Yani sorulduğu zaman "sadece turizm tesislerine vermedik tüm konaklamalara verdik" demeye hazırlanıyorlar. Bunun ancak bir kandırmaca olduğunu herkes biliyor ama bakalım IMF ne diyecek?

Özetle, bir süredir başlayan seçim ekonomisi uygulamaları tam gaz devam ediyor. Seçim ekonomisi uygulamaları KDV indirimleri ile başlamadı ama bizce indirimler son olmayacak. Seçim yaklaştıkça, özellikle de seçim anketleri gelmeye başlayınca, bizce hükümetten yeni yeni popülist kararlar beklenebilir. Bu ne anlama geliyor derseniz; mali disiplinin giderek bozulduğu anlamına gelir. Bilindiği gibi enflasyonda ciddi bir problem ortaya çıktı. Yılbaşından buyana, giderek, enflasyonun ineceğine ilişkin güven kaybolmaya başladı. Merkez Bankası açık enflasyon hedeflemesine geçti ikinci yılını yaşıyor ama hükümetin harcamaları artırması nedeniyle hedefini tutturamadığı için büyük güven kaybetti. Başkan Durmuş Yılmaz sonunda dayanamadı "harcamalar bu kadar artmışken faiz indirilmez" deyiverdi.

MALİ DİSİPLİNDEKİ BOZULMA VE SİYASİ GERİLİM

Önceki yıllarda yani istikrarın sağlandığı yıllarda en önemli dayanak, mali disiplin idi. Faiz dışı fazla hedefi (FDF) bir simgeydi ve FDF hedefleri tutturulmanın ötesinde aşılıyordu. Geçen yıl başlayan gevşeme, artık bu yıl çok bariz bir hale geldi. IMF’nin beklenenin altındaki gelirler ve harcamaların öne alınması nedeniyle nisan hedeflerinin tutmayacağı tahminine, bir de KDV indirimleri eklenince, mali piyasalarda da bir tedirginlik oluşmaya başladı. Unutmayalım ki; AKP Hükümeti Kemal Derviş zamanında güçlendirilen ekonomik programı uygulamaya devam ettiği için başarılı oldu. Şimdi seçimlerde meydanlara çıkıp en çok bu ekonomik istikrar ve büyüme ile övünecek, bu başarıyla oy isteyecek. Küresel likiditedeki uygun koşullar mali disiplinle birleştiği için, diğer gelişmekte olan ülkelerle birlikte Türkiye’ye büyük fon akışı oldu. Hükümet bu uygun dış faktörü iyi mi kullandı, tartışılır. Ancak bu başarının altında mali disiplinin korunması yatıyor. Şimdi birkaç aydır bir türlü durulmayan siyasi gerilimin üzerine, bir de mali disiplindeki bozulma da eklenmiş olacak. Gerçi seçime az bir süre kaldı ama küresel likiditede yarın ne olacağını bile kestirmek mümkün değil. Yani yarın bir dış kaynaklı bir sermaye kırılması olursa, mali disiplindeki bozulma, bu kırılmanın içerdeki etkisini çok ağırlaştıracaktır. AKP Hükümeti siyasi tansiyonu belli ki, daha fazla oy alacağını düşündüğü için sürdürmekte kararlı gözüküyor. Mali disiplindeki bozulma da bu gergin iklime ekleniyor.
Yazarın Tüm Yazıları