BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan’ın seçim zaferi kazandığı gece verdiği "Elimde liste muhalefeti dolaşıp, uzlaşma ile yeni Cumhurbaşkanı adayımızı belirleyeceğiz" sözünü yerine getirmemesi, bir hayal kırıklığı yarattı. Ancak uzlaşma aranmadı ve şimdi AKP’nin ısrarla dayattığı Abdullah Gül artık Cumhurbaşkanı...
Başbakanın sözünü yerine getirememesi en çok, yeni dönem için "uzlaşma sağlanamayacağı" ve "devlet içinde yeniden çatışma yaşanabilir" kaygılarını öne çıkardı.
Ancak gerek Cumhurbaşkanı Gül, gerekse Başbakan Erdoğan sözleri yerine getirilmemesine rağmen, hala uzlaşmadan, toplumun tümünü kavramaktan söz etmeye devam ediyorlar.
Her şeyden önce şunu söyleyelim ki; bu konuda güven verebilmeleri için biraz daha fazla çaba göstermeleri ve toplumda güven yaratabilmeleri için, biraz zaman gerekecek.
Başbakanın, Cumhurbaşkanının, hatta atanan bakanların eylemleri, attığı adımlar artık çok daha dikkatle izlenecek, kaygıları giderip gideremeyeceklerine bakılacak.
Bakanlar, Başbakan ve Cumhurbaşkanı’nın en dikkatle izleneceği kararlarının başında ise bürokrasiye yapacakları atamalar gelecek.
Şu anda kadar, daha doğrusu AKP Hükümeti’nin, ilk döneminde atamalar konusunda iyi bir sınav vermediğini, herhalde kendileri de kabul ediyorlardır. Yapılacak atamalarda liyakata, kıdeme, beceriye, birikime önem vermek yerine, "bizden olan" kriterinin öne çıkması, hiç bu yoğun yaşanmamıştı. Hatta hiçbir dönem bürokrasi atamalarında, geçmiş AKP Hükümeti dönemindeki gibi, "alnı secdeye değmiş" türü bir atama kriteri öne çıkmamıştı.
Devlet yönetiminde tepe noktaları doldu, şimdi sıra bürokrasi atamalarına geldi...
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün kendi yapacağı atamalar olacak. Cumhurbaşkanlığı bürokrasisine yapılacak atamalar elbette çok büyük önem taşıyor. Bu makamlara atanacak kişilerin teknisyen kişilikleri ve devlet deneyimleri güven vermek için atılacak ilk adım. Ancak hemen ardından gelecek Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün onay vermesi gereken Hükümet atamaları da, bizce bir bu kadar önem taşıyor. YÖK Başkanlığı, Rektörler, Yüksek Yargı üyeleri, valilik atamaları gibi çok önemli kararlar var ve bunlar herkes tarafından çok dikkatle izlenecek. Gül’ün ne kadar tarafsız olabileceği, bu kararlarıyla belli olacak.
GÜL ESKİ BÜROKRATLARA GÜVEN VERMİŞTİ
Önceki Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, atamalar konusunda, özellikle onaylamadığı kararnameler nedeniyle, Hükümetten büyük tepkiler almıştı ama AKP’li olmayan kamuoyu Sezer’in bu tavrını, " bir denge unsuru" olarak algılamış ve benimsemişti.
"Merkeze gelme" ve "herkesi kucaklamak" iddiasını kanıtlamak istiyorlarsa, bundan sonra bürokratların AKP’li olması ya da dindar olması kriterini kaldırmak zorundalar. Bizce yeni dönemde güven vermek için yapılacak atamaların mutlaka dinsel ya da partisel kriterlerin dışına çıkıp, mesleki, kıdem ve profesyonellik kriterlerine dönülmesi gerekiyor.
Şimdiye kadar bütün iktidarların döneminde atamalar tartışma konusu olmuştur. Özellikle partiye yakın kişilerin ya da partililerin yakınlarının atamalarda öne çıktığı görülmüştür. Ancak unutulmamalıdır ki; hiçbir dönemde parti yandaşlığının dışında bu kadar ideolojik yakınlık aranması söz konusu olmamıştı.
Aslına bakılırsa, AKP iktidarının güven verememesinde en önemli unsurlardan biri; merkezden yani merkez partilere yakınlığı ile bilinen ya da partili olmayan neredeyse hiç bir bürokratın atamasının yapılmaması oldu. Üst görevlere getirilen kişilerin çok büyük bir kısmının eşinin başının kapalı olması, oluşan tedirginlikte çok önemli rol oynadı. Şimdi yeni dönemde güven verilmek isteniyorsa, bu tavır mutlaka değişmeli.
Cumhurbaşkanı Gül’ün, Başbakanlığı döneminde eski bürokratlara yakın durduğunu hatta bazılarıyla çalışmak istediğini söylediğini biliyoruz. Ancak Gül bu kişileri görevde tutmayı başaramadı ve atama onaylarının parti yönetimince yapıldığını da iyi biliyor.
Şimdi Hükümetin tavrı devam etse de bürokrasi atamalarında en önemli görev Gül’e düşüyor.