Faiz indirim beklentisi için henüz erken

HAZİRAN ayı enflasyonu piyasalardaki beklentinin altında geldi. Haziran ayı TÜFE’si eksi 0.24 gerçekleşirken, yıllık TÜFE enflasyonu da yüzde 9.2’den yüzde 8.6’ya düşmüş oldu.

Böyle olunca piyasa oyuncularının gözü hemen "faiz indirimi"ne çevrildi. Piyasalarda bu konuda farklı tahminler yapılıyor. Bazı bankacılar, bu enflasyon oranlarının ardından bu ay yayımlanacak beklenti anketlerine bakılıp, "Ağustos ayından itibaren faiz indiriminin başlayabileceğini" bile söylemeye başladılar.

Gerçi piyasaların genelinde bu kadar acelecilik görülmüyor ama bazı piyasa oyuncuları "faiz indirim beklentisi"ni hortlatmaya çalışıyorlar.

Biz bu faiz indirim beklentisi yaratma çabasını, erken başlatılmış bir çaba olarak görüyoruz.

Bu beklentiyi yaratmaya çabalayanlar, seçim sonrasında politik belirsizlikler ve gerginliğin azalması ve ekonomik programın devam edeceği varsayımını tabi ki, tahminlerinin sonuna ekliyorlar. Ancak bunu görmek için bile, en az 2-3 ayın geçmesi gerektiğini unutuyorlar.

22 Temmuz’da seçim olacak, ardından Cumhurbaşkanlığı ve Meclis Başkanı seçimleri yapılacak, onun ardından hükümet kurulup, hükümet programı oluşturulup TBMM’de onaylanacak... Bütün bunların tamamlanması, hiç aksilik olmadığı takdirde, herşey tıkır tıkır işlese bile, en erken Eylül ayını bulacak demektir.

Ki; bunun içinde AKP’nin yeniden tek başına iktidar olma ihtimalinin ağrılıkta olduğu da açık. Çünkü koalisyon olduğu takdirde, koalisyonun temel konularda uzlaşmayı sağlamaya çalışmaları, doğal olarak süreci uzatacaktır.

Erkenden faiz indirim beklentisi oluşturanların unuttukları başka bir unsur da, seçimden çıkan tablonun AKP’nin tek başına iktidarını, yani ekonomik programın devamını öngörme ihtimaline rağmen, AKP’nin eski milletvekili sayısını artık bulamayacağıdır. Yani, 276 sayısının üstünde ya da altında, bu sayıya yakın bir milletvekili sayısı bulunması, artık büyük ihtimal. Yani 276 üstü bulunsa bile, hükümet kurmak eskisi kadar kolay olmayacağı gibi, anayasa değişiklikleri konusunda uzlaşmanın aranacağı bir tablo şart gözüküyor. Böyle olunca da Cumhurbaşkanlığı ve Meclis Başkanlığı seçimleri için epey zaman harcamak gerekecektir.

BİRİKEN ENFLASYON

UNUTULUYOR

Diyelim ki; bu beklentiyi erkenden hortlatanların beklediği gibi herşey yolunda gitti, tek başına AKP Hükümeti rahatlıkla kuruldu. Uygulanan seçim ekonomisinin pisliklerini temizlemek, özellikle de enerjide biriken yüksek oranlı zamları hemen absorbe etmek mümkün olamayacak ki...

Özetle biriken bir enflasyon var ve bu enflasyon realize olacak. Bunun realize olmasını ne kadar geciktirirseniz, etkisi daha da büyür. Elektriğe zam gereği yüzde 20 iken, Devlet Bakanı Ali Babacan’ın dediği gibi yılbaşını bekleyecek olursanız, gereklilik çok daha büyük olur.

Öyle olunca da faiz indirimi çok daha gecikmeli olarak gelecek demektir.

Mevsim normallerinin üzerinde giden hava sıcaklıkları, gıdada yaz süresince yaşanacak fiyat indirimlerini haziran ayına toplamış olabilir. Yani bundan sonra gıdada beklenen indirimler gelmeyebilir, bu da yıllık enflasyonu artırabilir. Hizmet fiyatlarında bir miktar düzelme bekleniyor ama asıl turizm sezonunun seçimden sonra başlayacağını unutmayalım.

Yine beyaz eşya gibi tüketim ürünlerinde bir talep azalması ve bunun fiyatlara yansıması dikkat çekiyor. Etrafınıza baktığınızda özellikle küçük esnafın işlerin kötüleşmesinden yakındığını görürsünüz. Yani beyaz eşya gibi, düğünlerin de arttığı bir mevsimde, bu kadar talep azalması olması normal değil. Bizce seçim öncesi tüketim için bir bekleme havası oluştu ve bu Haziran’da enflasyona yaramış gözüküyor. Aynı şekilde döviz fiyatlarındaki düşüş de enflasyona çok önemli katkı yapmaya devam ediyor.

AKP Hükümeti biraz şansla biraz da fiyatları bastırarak, seçimlere düşük bir enflasyon oranıyla giriyor. Ancak enflasyonla mücadele için bilinçli yeni bir çabaya girişmek gerekiyor. Böyle bir ortamda faiz indirim beklentisi yaratmak, bizce tehlikeli sonuçlara yol açabilir.
Yazarın Tüm Yazıları