Paylaş
Erdoğan, “Ben yüzde 6’lık faizin de bir baskı olduğunu özellikle ifade etmek istiyorum. Temenni ediyorum ki; kısa zamanda bunu daha da düşürmek suretiyle özellikle faiz baskısını bu ülkenin tüketicileri üzerinden kaldırmış olalım” şeklinde konuştu.
Hem de bu konuşmayı Borsa İstanbul’un açılışında, yanında ilgili bürokratların yanısıra Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ile ilk gongu çaldıktan sonra yaptı. Konuşmayı dinleyenler arasında Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı da bulunuyordu. Bu konuşma her şeyden önce Başbakanın bir süredir tekrarladığı “enflasyon faizin sonucudur, faiz enflasyonu belirler” anlayışının devam ettiğini gösteriyor. Aksi takdirde Başbakan, tam da enflasyonun yeniden yükselişe geçtiği, 2013 Mart sonu itibariyle yıllık enflasyonun yüzde 7.3’e çıktığının belli olmasının ardından, yüzde 6 diye söylediği faiz için ‘daha ha indirin’ demezdi, herhalde...
Merkez Bankası yönetimi faiz konusunda bir türlü kendisini Başbakana beğendiremedi. Bir çok yerli ve yabancı kuruluş ve dergiden ‘Yılın en başarılı Merkez Bankası Başkanı ünvanı’nı son yıllarda sık sık alıyor ama yine de Başbakana beğendiremiyor.
Merkez Bankası yönetimi uluslararası çevrelerde hala anlaşılamayan, ‘faiz koridoru’ uygulamasını, tam da Başbakanın bu faiz tavrı nedeniyle yürürlüğe soktu. Faizler artıyor görünümü vermemek için, tek bir politika faizi yerine, faiz koridoru uygulamasıyla yaklaşık 5 değişik faiz oranını piyasaya sürüp hangisinin politika faizi olduğu konusunda kafaları karıştırdı. Zaman zaman bu faizlerden bazıları ile oynayıp, içlerinden düşük olanı, ‘faiz düşüyor’ diye alıp Başbakana gösterme imkanı kazandı.
Ama gördüğünüz gibi Başbakanın faiz inadı devam ediyor ve içlerinden en düşük olanını bile ele alıp, “Bunu da düşürün” diyebiliyor. Dolayısıyla Merkez Bankası bu tür dolambaçlı yolları seçmesine rağmen Başbakana bir türlü kendini beğendiremediği gibi, ‘bağımsızlık’tan yemeye de devam ediyor.
KLASİK POLİTİKALARA DÖNÜŞ
Ancak Başbakanın bu faiz anlayışına rağmen, ekonomi yönetiminin yine bildiğini okuduğunu söyleyebiliriz. İyi ki de böyle yapıyor...
Artık ekonomi yönetimi gibi piyasalar da “Başbakanın faiz anlayışı yanlış ama en azından doğrusunun uygulanmasına da izin veriyor” diyerek, durumu böyle kabul ediyor. Ancak unutmaması gereken birkaç unsur var. Her şeyden önce; gerçekten anlayış değişmediği takdirde, çok sıkışılan dönemlerde yanlış karar alma, daha doğrusu aldırma, riski yüksek demektir.
İkincisi de; Merkez Bankası bu anlayışa aslında ters olan faiz anlayışını çeşitli kılıflar altında sürdürüyor ama bu kılıfı kullanamayacağı günler yaklaşıyor olabilir. Yani küresel ekonomideki gidişata göre, klasik faiz politikalarına geri dönmek zorunda kalacağı günler yaklaşıyor.
Bunun da ötesinde enflasyonun yüzde 7-7.5 olduğu bir ekonomide yüzde 6 faiz ödemek tüketicinin üzerinde yük değildir. Aksine zaten kıt olan tasarrufları daha da azaltıp, ekonominin daha da dışarıya bağımlı hale gelmesini sağlar. Özetle; Başbakanın faiz konusundaki tavrının tüketiciden çok Merkez Bankası üzerinde bir baskı olduğunu düşünüyorum. Bu baskının aynı zamanda hata yapma riskini artırdığını faiz koridoru ile gördük. Tüm dünyada küresel kriz sonrası enflasyon kalmamışken bizde hala yüzde 7.5’larda kaldı. Bu baskının sonucu ileride çok daha olumsuz sonuçlar yaratacak hataları yaşama riski artıyor.
Paylaş