Erdoğan artık AKP’de tek adam

GEÇEN yılın sonlarından beri Cumhurbaşkanlığı seçiminin bir krize dönüşüp dönüşmeyeceği tartışılıyordu.

Özellikle piyasa oyuncuları kendilerini, "Başbakan Erdoğan sonunda makul olanı yapar" fikrine iyice alıştırmışlardı. Bu fikrin oluşumunda, şimdi AKP’den aday olan Londra’daki bazı banka iktisatçıları, önemli görevler üstlendiler. İçeridekiler de, deneyimlere bakarak, nasıl olsa sonunda doğru olanın AKP tarafından yapıldığı görüşüne katıldılar.

O dönemlerde bu işin sorun olacağını söylediğimizde, bu genel olarak sergilediğimiz eleştirel tavrımız içinde yorumlanmış, yani piyasanın işine gelmediği için, karşı çıkılmıştı.

Sonuçta piyasaların beklediği "makul olan" yapılmadı ve bir siyasi kriz çıktı. Bu siyasi krizin devam ettiğini söylemeye herhalde gerek yok. Üstüne üstlük bu siyasi krizin nasıl sonuçlanacağını, işin nereye gittiğini, konuştuğumuz AKP’li bakanlar bile kestiremiyor.

Şimdi olaya bir başka açıdan bakmak istiyoruz. Yaşanan bu siyasi kriz boyunca, iktidar partisi AKP içinde kimlerin yıprandığını, kimlerin öne çıktığını bir düşünelim...

AKP açısından değerlendirecek olursak; bu kriz boyunca "dindar cumhurbaşkanı" diyen TBMM başkanı Bülent Arınç’ın hem parti içinde "başımıza bu işleri açtı" diye suçlanarak, hem de dışarıda "Bu adam en tehlikeli olanları" diye "günah keçisi" yapıldığı ortada.

Dışişleri Bakanı Abdullah Gül de aday gösterilip seçilmeyerek, AKP içindeki eski gücünü kaybetmiş oldu. Bunun ötesinde mecburen "halk beni aslında istiyordu" söylemine sığınıp, kendisine karşı çıkan mitinglerdeki milyonları da "aslında onlar batılı gözüküyor ama batıya karşılar"diye karalamak zorunda kaldı. Yani hem içerde, hem parti dışında prestij kaybetti.

Partiyi kuran 4 isimden biri olan Abdüllatif Şener de sonunda dayanamadı ve yapılacak seçimlerde milletvekili adayı olmayacağını açıkladı. Şimdi AKP içinden "Şener’in hesabı var" sesleri üfleniyor ama biliyoruz ki; Şener hem parti yönetiminin devlette kavga çıkaran tavırlarına, hem de bazı bakanlıklardaki nemalı işlerden epey rahatsızdı. İleride yeniden siyasi bir aktör olarak öne çıkar mı bilinmez ama şu anda AKP içinde artık Şener faktörü de ortadan kalkmak üzere. Yani şener AKP içinde kendini izole ediyor ama dışarıda kazanıyor.

ATAMALAR KARARLAR TEK ELDEN

Sonuç olarak ortaya çıkan şu ki; artık Başbakan Tayyip Erdoğan AKP içinde tümüyle tek seçici, tek karar alıcı konuma geldi. Yani eğer yeniden iktidar olursa artık sözünü dinleyerek hareket etmek ihtiyacı hissedeceği hiç kimse kalmadı. Tek başına iktidar halinde artık bakan ve bürokrat atarken de, parti içindeki dengeleri gözetme ihtiyacı olmayacak. Yani istediği yere istediğini atayacak, istediği uygulamaları yapacak, istediğiyle istediği gibi oynayacak. Sadece partiyi değil, tüm Türkiye’yi yönetirken kimseyi dinleme ihtiyacı hissetmeyecek...

Bu noktadan hareket ederek, klasik faşizm tanımları içinde kalarak, bu konjonktürde kendilerini AKP’nin yanında hisseden aydınlarımıza, "dini kaygıları ağırlıklı bir partinin, tek şef önderliğinde, tek başına iktidar olması halinde", uygulamalarla ortaya çıkacak sistemin ne olabileceğini sormak isterim. Yaşananlarda haklı oldukları yönler elbette var, elbette demokrasinin kesinlikle kesintiye uğramasını engellemek gerekiyor ama bunun yolu, özünde demokrasi kaygısı olamayacağını bildiğimiz bir anlayışın yanında olmaktan mı geçiyor?

KOALİSYON ŞART OLDU

Bizce herkesin görevi, gelinen noktada, demokrasinin içinde kalarak çözüm aramak olmalı. Bunun için ise artık herşeyden önce, işin karşılıklı gerilmesini engellemek gerekiyor.

İstanbul Sanayi Odası (İSO) gibi, Türkiye ekonomisinin dünya ekonomisine entegrasyon düzeyine, dünyadaki büyüme trendlerine bakmadan, sık sık yapılan seçimlerin etkisini gözardı ederek, kaba hesap yapıp, "tek başına iktidarlarda ülke büyüyor, tek parti iktidarı olsun" diye rapor çıkarmak, ülkeye ve demokrasiye iyilik getirmeyecektir.

Bizce bu tıkanmışlıktan çıkışın yolu mümkün olduğunca fazla partinin TBMM’ye girip, seçimler sonrası bir koalisyon oluşması ve uzlaşmayla Cumhurbaşkanı seçmesinden geçiyor.

Mevcut gerçeklikleri gözönüne alıp analiz yapmak, şu anda en sağlıklı yol gibi gözüküyor.
Yazarın Tüm Yazıları