Enflasyonda daha yükseği görülebilir

NİSAN sonunda ulaşılan yıllık yüzde 11.1’lik enflasyon oranı, son 3.5 yılın en yüksek oranı oldu. Merkez Bankası, bunun ulaşılacak en yüksek oran olduğunu, bundan sonra enflasyonun düşeceğini söylüyor ama piyasaların buna inandığı, pek söylenemez.

Mayıs ayı sonu itibariyle yıllık enflasyon oranının gerileyeceği kesin. Ancak ne kadar gerileyeceği pek kestirilemiyor. Bu nedenle Merkez Bankası son enflasyon değerlendirmesinde “Bu oranın Mayıs sonunda ne kadar gerileyeceğinin büyük önem taşıdığını” söyledi. Bu çerçevede de, Nisan enflasyonu açıklanır açıklanmaz, “istisnai günler” dediği, parayı iyice sıktığı gün uygulamalarını başlattı.

Buna rağmen ne gibi bir sonuç alacağını kestirebildiğini pek sanmıyorum.

Çünkü “beklentiler”in bozulduğunu Merkez Bankası da gözlüyor. Yani ne kadar sıkı para politikası uygularsa uygulasın, eğer toplumda, piyasa oyuncularında bir “enflasyon azacak” beklentisi oluşursa, bu beklentinin alacağı önlemlerin etkisini azaltacağını iyi biliyor. Uzun zamandır olmadığı biçimde beklentiler de bozulmaya başladığı için, endişe ediyor.

Mayıs sonu itibariyle enflasyonun gerileyeceği kesin. Çünkü geçen yılın Mayıs ayında tüketici fiyatları (TÜFE) artışları yüzde 2.42 olarak gerçekleşmişti. Bu yıl Mayıs ayında bu oranın altında kalınacağı hemen hemen kesin olduğu için, yani “Baz etkisi” nedeniyle Kasım ayı sonunda yıllık enflasyonun düşeceğine herkes kesin gözüyle bakılıyor. Eğer bir kaza olur da Mayıs ayında yüzde 2.4’veya üstü bir oran görülürse, zaten o zaman beklentiler iyice bozulur. Ancak hemen hemen kimse sürprizin bu kadarını da beklemiyor.

Mayıs ayı sonu itibariyle yıllık enflasyonun düşeceği kesin ama daha sonrasında yeniden artmayacağının garantisi yok. Çünkü geçen yıl TÜFE artışları Haziran ayında eksi 1.43, Temmuz’da eksi 0.41 oranlarında olmuş, yani gerilemişti, Yani Haziran ve Temmuz sonu itibariyle yıllık enflasyonun yeniden artışa geçmesi sürpriz olmayacaktır.

Ağustos ayında yüzde 0.73, Eylül’de 0.75’lik oranların ardından Ekim ayında yüzde 3.27 ile geçen yılın en yüksek fiyat artışı görülmüştü. Yani o döneme kadar yeniden artışa geçse de Ekim sonu itibariyle yıllık enflasyon yeniden düşecek. İşte bu nedenle Merkez Bankası da, son değerlendirmelerinde yıl sonuna kadar dalgalı bir seyir görüleceğini söylemeye başladı.

Sorun aylık dalgalanmalarda değil, bence trendde.

Çünkü aşağı yönlü tren bozuldu ve yeni trendin ne olacağı belirsiz. Merkez Bankası’nın uyguladığı belirsiz para politikası da trendin yönünün belirlenmesine engel oluyor, İşte bu nedenle piyasalarda Hükümetin ya da Merkez Bankası’nın yaptığı açıklamalar pek ikna edici olmuyor,“Bundan daha yüksek yıllık oranların görülebileceği” ciddi olarak konuşuluyor.

KURLAR VE AVRUPA ETKİSİ

Merkez Bankası’nın enflasyon kaygısının artması nedeniyle, özellikle kurlar üzerindeki baskısını artırması bekleniyor. Piyasalar kurlarda yukarı yönlü hareketlere izin verilmeyeceği görüşünde. Ancak herkes de görüyor ki; eğer döviz girişinde bir sıkıntı olursa, Merkez Bankası’nın kurların yukarı gitmesini ciddi biçimde engellemesi de zor olacak.

Başka bir deyişle, döviz girişlerin yönü, küresel hareketler kurların, dolayısıyla da enflasyon trendinin belirlenmesinde çok etkili olacak.

Kurlar üzerindeki etki açısından  kısa dönemde, özellikle bu hafta,  Avrupa’da yaşanan seçimlerin sonuçlarına piyasaların vereceği tepki belirleyici olabilir. Zaten toparlanamadığı açığa çıkan Avrupa’daki durumun daha da kötüleşmesi kurlar üzerinde baskı oluşturabilir.

Bence asıl etki ise yine Avrupa kaynaklı, Haziran sonu Avrupa bankalarının sermaye açıklarının ortaya çıkmasıyla göreceğimiz etki olacak. Yani büyük açıklar çıkar, kamu bazı bankalara sermaye takviyesi yapmak zorunda kalırsa, fonların buralara kayması, dolayısıyla içerde kurun artması kaçınılmaz olur.

Tabi ki bunun yanında bence hala gündemde olan, Suriye başta olmak üzere, bölgedeki gerginliğin sıcak çatışmaya dönme riski de cabası.
Yazarın Tüm Yazıları