Ekonomiyi dava değil FDF bozuyor

HÜKÜMETİN çok istemesine, bu yöndeki çabalarına rağmen, AKP’nin kapatılması için Anayasa Mahkemesi’nde açılan dava ekonomiyi kötüleştirmedi.

Ne zaman ki bakanlar çıkıp faiz dışı fazla (FDF) hedefinin 3.5’e düşürüldüğünü açıkladı, mali disiplinin gevşeyeceği mesajını verdi, işte o zaman ekonomideki hava da bozulmaya başladı.

AKP Hükümeti’nin bakanları bundan önce "ekonomi ile siyasetin birbirini etkileme gücü azaldı" diyorlar, ekonomide doğruları yaptıkları için işlerin iyi gittiğini söylüyorlardı. Bakanlar kapatma davası açılır açılmaz, daha önce tespit ettikleri bu gerçeğe karşı durmaya çalıştılar yani siyasetin ekonomiyi etkilemesini umar hale geldiler. Bu nedenle de teker teker çıkıp piyasaların moralini bozacak, havayı kötümserleştirecek özel demeçler verdiler. Amaç, kamuoyunda "kapatılma davası açıldı ekonomi bozulmaya başladı" imajını vermekti.

Ancak bu konuda başarılı olamadılar, ekonomi kendi yolunda gitti ve içerideki siyasi gelişmeler yerine daha çok dışarıdaki gelişmelerden etkilenmeyi sürdürdü.

Geçtiğimiz hafta sonunda iki bakan çıkıp FDF’nin düşürüleceğini, GAP, mahalli idareler ve istihdam paketi için harcamaların artırılacağını söylediler. Ne kadar "bu mali disiplinin bozulacağı anlamına gelmiyor" ya da "enflasyonla mücadele sürecek" deseler de, herkes gördü ki; hükümet mali disiplinden giderek uzaklaşıyor ve zaten kötü bir bozulma trendine giren enflasyon önümüzdeki dönemde daha da artacak.

Bunun yanı sıra Merkez Bankası mali disiplinin gevşemesi halinde para politikasının sıkılaşacağını açıkladı. FDF düşürülmeden önce faiz artırımlarına başlayacağını açıklayan Merkez Bankası yönetiminin son gelişmeler ışığında artırımları daha da büyüteceği beklentisi oluştu.

İşte kapatma davasından etkilenmeyen piyasalar, mali disiplinin iyice gevşetilmesinden, enflasyonun azma potansiyelinden ürküp tepki vermeye çalıştılar.

Ayrıca bakanlar tersini söylese de bir şey daha açığa çıktı ki; ekonomi yönetiminin kendi arasında hiçbir koordinasyonu yok, makro dengeleri asıl kuracak olan kurumlarla bile ilişkiye girilmemiş ve her türlü şeffaflıktan uzak davranılıp, kamuoyundan bilgi saklanıyor...

Yükselen enflasyon istikrarı bozabilir

SON iki gündür piyasalarda önemli bir tedirginlik yaşanmaya başladı. Piyasalar şu anda ekonomik istikrarı asıl bozacak olan unsurun enflasyonun yeniden kontrolden çıkması olacağını, bu yola girildiğini çok iyi görüyor. Herkes biliyor ki; mali disiplindeki gevşemenin sınırı yok, bir kez başladı mı, nerede duracağı belli olmaz. Mahalli idarelere seçim için kamu kaynaklarının gönderilmesi planı ortada. Bunu diğer harcamaların, özellikle de tarımsal ödemelere ilişkin harcamaların izlemesi, bizce kaçınılmaz olacak.

Yani FDF’nin yüzde 3.5’te kalma ihtimali bile, bizce çok düşük.

Bütçeye yük getirmese bile, kamu borçlanmasını artırıp, başka yerlerde gizlenecek açıkların büyümesi kaçınılmaz. Sadece biriken elektrik zammının yüzde 15’i aştığını biliyoruz. Bu bütçede gözükmeyecek ama sonuçta KİT dengesi ve toplam FDF’yi olumsuz etkileyecek.

Bunun gibi örnekler önümüzdeki dönemde çoğalırsa sürpriz sayılmamalı.

Özetle; piyasalar siyasetten değil yine ekonomiden etkileniyor. Enflasyon çift haneye çıkıp, yeniden kontrolden çıkan bir görüntü verirse, o zaman bakanların 50 milyar dolar olarak açıkladıkları cari açığı finanse etmek için gelecek yabancı sermaye de hayal olabilir. Zaten kıtlaşan yabancı sermaye, azan enflasyon nedeniyle istikrarı bozulan bir ülkeye, faiz yani risk primi ne kadar yükselirse yükselsin, artık gelmekten vazgeçecektir.

Piyasalarda başlayan tedirginliğin adı açıktır; mali disiplinde bozulma ve kötü yönetim...
Yazarın Tüm Yazıları