Ekonomik çıkarlar açısından Kürt sorunu

SURİYE’de yaşananlar, Kuzey Suriye’deki gelişmeler, Kürt sorununu yeni bir boyuta taşıdı.

Haberin Devamı

Gerek dışımızdaki kürt organizasyonları gerekse içerideki sıkıntılar, artık kürt meselesinin yeniden ele alınmasını gerektiriyor. Mevcut gelişmelere ekonomik açıdan baktığım zaman, en son söyleyeceğimi baştan söyleyeyim ki; Türkiye bu sorunu mutlaka, biran önce halletmek zorunda. Eğer Türkiye ekonomisinin yüksek ve kalıcı büyümeye kavuşmasını istiyorsa, diğer yapısal sorunlarla birlikte, bu siyasi kördüğümü de artık çözmeli. Bu arada çocuklarımızın geleceği için de biran önce bu soruna çözüm bulmak zorunluluğu var.

Bu aciliyet sadece K. Irak ya da K. Suriye’deki oluşumlar için değil, içerideki kürt sorununu çözmek, yani PKK sorunu için de geçerli. Türkiye eğer bölünmek istemiyorsa, 4’lü bir Kürt devleti kurulmasını engelleyecekse, içerideki Kürtleri tatmin etmek, demokratik haklarını vermek, PKK sorununu çözüp işi siyasi platforma sokmak için elinden geleni yapmalı. Unutmayalım ki; K. Irak’ta 5 yıl önce 400 dolar olan kişi başına milli gelir, şu anda 5 bin doları aştı. Bu ciddi ekonomik gelişme, ister istemez cazibe odağı yaratıyor. Türkiye bir yandan demokratik haklar öte yandan Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki ekonomik gelişmeyi artırarak, bu cazibenin çekimini azaltabilir, bölünme korkusundan kurtulabilir. Türkiye’deki Kürtlerin çoğunluğunun hala bölünmekten yana olmaması, olmayacakları anlamına gelmez. O nedenle de daha fazla beklemeden, artık bu sorunu biran önce çözmek zorunda.

Türkiye’nin önünde hem K. Irak’ın cazibesini azaltmak, hem bölgede ekonomik gelişme sağlamak için en uygun yol yine K. Irak’tan geçiyor. K. Irak’ın Türkiye’ye ekonomik entegrasyonu sağlanırsa, siyasi çözümler de hızlanacaktır. Bu entegrasyon hem K. Irak’ı geliştirecek hem Türkiye’nin ekonomik gelişmesine ciddi katkıda bulunacaktır. Bu çerçevede Hükümetin şimdiye kadar belki de attığı en önemli adım olan K. Irak’la enerji anlaşmasının mutlaka hayata geçirilmesi, geliştirilmesi gerekiyor. Çünkü detayları açıklanmayan bu anlaşma petrol ve doğalgazda, üretimden taşımaya, enerji santrallerine kadar çok geniş bir alanı kapsıyor ve sadece K. Irak değil komşu bölgelerde de önemli imkanlar sağlıyor.

Bu anlaÅŸmaya baÅŸta Rusya ve İran olmak üzere, İngiltere ve ABD’nin de içinde bulunduÄŸu geniÅŸ bir kesim, menfaatleri için sıcak bakmıyor, bu da doÄŸal olarak iÅŸi zorlaÅŸtırıyor.Â

Haberin Devamı

ABD’DEN PETROL BASKISI

Haberin Devamı

Hükümetin böylesine zor bir oyunu, hem de müttefikleri dahil, karşı çıkan büyük aktörlere rağmen oynayabilecek gerekli vizyonu, yeterlilik sahibi kadroları var mı derseniz, çok da olumlu konuşamıyorum. Ancak ne olursa olsun, bir süre sessiz kalmak zorunda kalınsa da, alttan almak gerekse de Türkiye’nin bu stratejik adımdan, yani K. Irak ile ekonomik entegrasyondan, bence vazgeçmemesi gerekiyor.

Irak merkezi yönetimi ile K. Irak yönetimi arasındaki kavganın devam ettiğini, hatta son günlerde alevlendiğini, bunun da Türkiye ile K. Irak arasında yapılan anlaşmanın hayata geçirilmesinin önünde engel olduğunu görüyoruz. Ancak ABD’nin, özellikle petrol ihracatı alanındaki sorunların çözümü için, baskı yaptığını biliyoruz. 2011 Şubat’ın başlayıp, bu yıl Nisan ayında kesilen K. Irak’ın Kerkük-Yumurtalık hattına petrol aktarımına yeniden başlaması için ABD iki tarafa da baskı yapıyor. Irak merkezi yönetiminin birikmiş 1.5 milyar dolarlık borcunu ödeyip, K. Irak petrolü ile ihracatın artırılması amaçlanıyor. Çünkü ABD, özellikle Kasım ayındaki seçimlere kadar küresel petrol arzını artırmak dolayısıyla fiyatları düşük tutmak istiyor.

Belli ki gelecek yıl Irak merkezi yönetimi için yapılacak seçimlerde yeni şeyler düşünecek ama o zamana kadar çatışmayı önlemek kendi çıkarlarına uygun düşüyor. Bu nedenle Türkiye ile K. Irak enerji anlaşmasını erken buluyor ama 2013’te bakışı değişebilir.

Türkiye ekonomisinin sağlığı ve geleceği için K. Irak’la enerji işbirliğini hayata geçirmeli, bunun için de içeride-dışarıda Kürt sorununu artık radikal adımlarla çözebilmeli.

Kısacası; popülist davranmayan, siyasi-kişisel çıkar gözetmeyen politikacılara ihtiyaç var.

Yazarın Tüm Yazıları