Bağımsız merkez bankası faizleri indirmiyor

MERKEZ Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, önceki gün Erzurum’da yaptığı konuşmada, son dönemde ekonomik birimlerin hedef enflasyonu dikkate alma eğiliminin azaldığını belirterek, "Vaktinden önce Merkez Bankası politika faizlerini değiştirirse, kamu ve özel sektör daha fazla faiz ödemek zorunda kalabilir. Şartlar oluşmadan yapılacak bir faiz değişikliği ters tepebilir" demiş.

Başkan Yılmaz, bu ayki Para Politikası Kurulu Toplantısında faiz indirimi yapmayacaklarının altını daha da çizerek, ölçülü faiz indirim sürecinin son çeyrekte başlayabileceğini, bunun bilgi akışına ve görünüme bağlı olduğunu da kaydetmiş.

Bu sözler bağımsız Merkez Bankası’nın Başkanına ait.

Yani başta ihracatçılar olmak üzere işalemi ne kadar bağırsa da, Hükümet ne kadar "biran önce faiz indirimi başlasın" dese de, bankacılar ne kadar menfaatleri adına Merkez Bankası’nı zorlamaya kalkışsa da, bunu yapacak olan Kurumun Başkanı, "uygun olduğunda bu işi düşünürüz, şimdi uygun değil" diyor.

"İş ve aş bulmanın yegane yolu fiyat istikrarını sağlamaktan geçiyor" diyen Yılmaz, fiyat istikrarında daha alacağımız bir hayli yol bulunduğunu da sözlerine eklemiş.

Erzurum’da, yani "faiz insin" diyen Anadolu sermayesinin odağında bu sözleri söyleyerek, işadamlarına bir tür ders veren Durmuş Yılmaz, aynı toplantıda çok ince bir dille Hükümete de bağımsızlık dersi vermiş.

OPERASYONEL BAĞIMSIZLIK YETMEZ

Daha önce de bu sütunlarda Hükümet programında yazan "Merkez Bankası’nın operasyonel bağımsızlığı" konusunu işlemiş, bunun nasıl yanlış bir söylem olduğunu, ancak Merkez Bankası bağımsızlığını içine sindiremeyenlerin kullanacağı bir dil olduğunu söylemiştik.

İşte Erzurum’daki toplantıda bu konuda gelen bir soru üzerine Merkez Bankası Durmuş Yılmaz’ın söyledikleri aynen şöyle:

"’Merkez Bankasının operasyonel bağımsızlığı var. Ayrıca Merkez Bankasının idari ve bütçe bağımsızlığı var. Ama ekonomi politikalarının uygulanması açısından en ön plana çıkan operasyonel bağımsızlıktır. Yani hükümetle, Merkez Bankası bir araya geliyor. Diyor ki Türkiye için biz dalgalı kur rejimini seçtik. Bu hükümetle, Merkez Bankasının birlikte karar aldığı ve elini taşın altına koyduğu bir kur rejimidir. Bu karar alındıktan sonra kur rejiminin uygulaması yalnız ve yalnız Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasının görev ve sorumluluğudur. Merkez Bankası burada istediği şekilde davranmakta serbesttir. Diğer yandan hükümetle Merkez Bankası bir araya geliyor diyorlar ki 2006 yılında biz bütçe büyüklüklerini şöyle şöyle görüyoruz. Hükümetle, Merkez Bankası enflasyon rakamını belirledikten sonra Merkez Bankasının yapacağı çalışmalar serbesttir. Operasyonel bağımsızlık budur. Merkez Bankası faizleri hangi tarihte hangi oranda yapacak? Sık mı artıracak? Bunlar Merkez Bankasının operasyonel bağımsızlığıdır"

Yani demek istiyor ki; Hükümet ne kadar operasyonel bağımsızlık deyip bağımsızlığımızı sınırlamaya kalkışsa da, operasyonel bağımsızlık işin görünen kısmıdır. Ama Merkez Bankaları sadece operasyonel bağımsızlığa değil aynı zamanda idari ve bütçe bağımsızlığına da sahiptir. Bu unsurlar bir bütündür ve bir kurumun bağımsızlığı için şarttır.

Bizce Başkan Durmuş Yılmaz Hükümet programına bağımsızlığı operasyonel olarak nitelemeyi seçen siyasi otoriteye çok iyi bir bağımsızlık dersi vermiş.

Merkez Bankasının siyasi otoriteden ne kadar bağımsız olduğuna da değinen Yılmaz, ’’Merkez Bankasının bağımsızlığını objektif koşullar alır. Objektif koşullar yasayla olur. Bağımsızlığın güvence altına alınmasıyla olur. Bu yetmiyor. Uygulamada ortaya çıkacak durumla pekiştirilip geliştirilmesi gerekiyor. Dolayısıyla siyasi otoriteden biz ne kadar bağımsısız sorusuna, bizim uygulamalarımıza bakın derim."

Bağımsız Merkez Bankası Başkanı kibar bir dille, daha ne diyebilir?
Yazarın Tüm Yazıları