2008 yılı Bütçe Yasa Tasarısı’ndan sonra önceki gün açıklanan 2008 yılı ekonomik programı özetle, mali disiplinin yeniden inşasını öngörüyor. Programda yazılı kurallara uyulduğu takdirde, dışarıdan da bir şok gelmezse, 2007 yılında kaybedilen mali disiplinin önümüzdeki yıl yeniden oluşturulması ihtimali bir hayli yüksek.
Programda enflasyon hedefine ulaşmanın önemine değinilerek, mali disiplinin korunmasının enflasyon hedeflemesi için hayati öneme sahip olduğunun altı çiziliyor. Bu çerçevede mali disiplinin kalitesinin iyileştirilmesi ve gelirler politikasının orta vadeli enflasyon hedeflerini gözetecek biçimde belirlenmesinin de önemine değiniliyor.
Programda KİT’ler için önemli disiplin maddeleri bulunuyor. Elektrik zamlarının 2007 yılında yapılacağı, 2008 yılında devam edileceği belirtilirken, bu zamların sanayinin korunmasına dönük olarak yapılacağı da kaydediliyor. Yani hane halkına daha fazla elektrik zammı yapılacak. Sadece elektrikte değil diğer KİT ürünlerinde gerekli zamların artık yapılması gereği de program hedefleri içinde yer alıyor.
Belki bunların artık yazılmasına ihtiyaç yoktu ama 3-4 yıldır elektrik zamlarının yapılamadığını hatırlayınca KİT disiplini açısından bu maddelere duyulan ihtiyaç da kendiliğinden ortaya çıkıyor.
Bu arada enerji KİT’lerinin yapılamayan zamlar nedeniyle mali durumlarının zorlaştığı, bu nedenle, vergi yükümlüklerini yerine getiremedikleri ve vergi tahsilatının bu yıl düşük kalmasında bu durumun etkili olduğu belirtiliyor.
Programda vergiye ilişkin de önemli maddeler yer alıyor. Maktu vergilerin güncelleştirilmesinin yer aldığı programda, vergi reformuna da artık başlanacağı belirtiliyor. Bu arada anayasa değişikliği yapılarak vergi artışlarının ancak ilgili vergi kanunlarıyla yapılabileceğinin hükme bağlanacağının belirtilmesi, bizce çok önemli. Bu, vergi sisteminin kurumsallaşması ve keyfilikten çıkarılması açısından önemli bir adım olacaktır.
Programda özelleştirmeye de büyük önem veriliyor. Telekom’un kamu hisselerinin bir bölümünün halka arzı, otoyol ve köprülerin 2008’de özelleştirilmeleri, şeker fabrikalarının özelleştirilmesi, önemli özelleştirme adımları olarak programda yer alıyor. Umarız, uluslar arası likidite koşulları uygun olur da, bu özelleştirmeler yapılabilir.
KUR-FAİZDE DURUM AYNI
2008 yılı programı mali disiplini ve enflasyonla mücadelenin devamını öngörüyor. Yani ekonomik politikalar açısından, temel olarak, daha önceki yıllarla kıyaslandığında önemli bir fark bulunmayacak. Bu da son dönemde tartışmaları alevlenen kur ve faizde geçmişteki seyrin devam edeceğini gösteriyor.
Dalgalı kur rejimi dolayısıyla da bu programla YTL yine değerli olmaya devam edecek. Bu nedenle de dış ticaret açığı ve cari açık büyüyerek mevcut trendini devam ettirecek.
Bir kez daha hatırlayalım; bu program AKP Hükümeti’nin ekonomik programı. Yani bu program uygulandığı takdirde ortaya çıkacak sonuçlardan Hükümet sorumlu. Bürokrasinin görevi ise Hükümetin programını uygulamak, burada öngörülen şartları yerine getirmek.
Bunu şunun için söylüyoruz ki; Merkez Bankası’na yine yüzde 4 enflasyon hedefi verildi, diğer koşullar bu programla çizildi ve kendisine verilen enflasyon görevini eksiksiz yerine getirmek için gerekli olanları yapmaya devam edecek. Operasyonel bağımsızlığı çerçevesinde yüzde 4 enflasyon hedefine ulaşmak için elindeki silahları kullanmak zorunda.
Dünyanın hangi Merkez Bankası yönetimi olursa olsun, kendisine verilen bu görev çerçevesinde, mali disiplinin yeniden kurulması aşamasında, ister istemez elindeki en önemli silah olan kısa vadeli faiz oranlarını etkin olarak kullanmak zorundadır.
Bu programdan sonra kimse çıkıp da "şok faiz indirimi yapmıyor", "kurları yükseltmiyor" diye Merkez Bankası yönetimini suçlayamaz. Tek sorumlu Hükümettir. Eğer gerçekten gidişattan memnun değillerse, adil olacaklarsa, bürokratı değil Hükümeti suçlamaları lazım.