Berlin Turizm Fuarı’ndaki Türk başarısına Ankara’da ortak oldu

Bu fuar turizm sektörünün dünyadaki en büyük organizasyonu olarak kabul ediliyor ki, ben de beş kıtadan 188 ülke ile 11 bini aşkın firma ve kuruluşun turist çekme yarışına tanıklık ettim. Türkiye ise yoğun katılımı ve dev stantlarıyla dikkat çeken ülkelerden biriydi. İlk üç gün sadece sektör temsilcileri ve turizm profesyonellerinin ziyaretine açık olan “ITB Berlin 2012”nin son iki günü ise normal vatandaşı, yani tatilcileri ağırladı.
Bu yıl 46’ncısı düzenlenen ITB Berlin Turizm Fuarı’na Türkiye’den tur operatörleri, oteller, uçak şirketleri başta olmak üzere bakanlık, yerel yönetim ve turizm örgütleri katıldı. Berlin’de Messe bölgesindeki 160 bin metrekarelik dev binada 26 salondan oluşan fuar alanında 188 ülke, birbirinden güzel hazırlanmış stantlarda tanıtım argümanlarını sundu. Stantlarda tanıtıcı hediyelik eşya ve yiyecek içecek ikramları yapılırken, otantik kıyafetlerle sunulan müzikli gösteriler ve ikramlar ziyaretçilere sergilendi. Bu sunumlardan birini de Kültür ve Turizm Bakanlığı ile ortak proje yürüten Tempo Travel Dergisi Almanca versiyonuyla yaptı.

DERGİ ELLERİNDEN DÜŞMEDİ

Türkiye stantlarında ziyaretçilere ücretsiz olarak dağıtılan Almanca Tempo Travel ülkemizin bütün güzelliklerini sayfalarına taşımıştı ki, içerikte Ankara’da vardı. Fuarı çok sayıda ülkeden binlerce gazeteci izlerken, basının rahat görev yapabilmesi için tam donanımlı hizmet veren medya merkezinde dağıtılan Tempo Travel dergisi kapış kapış gitti. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın Türkiye standını gezerken dergiyi elinden düşürmemesi, Türkiye’nin Almanya Büyükelçisi Hüseyin Avni Karslıoğlu’nun eseri bakanlık standından herkesin edinmesi için tavsiyede bulunması, binlerce Tempo Travel’in iki günde tükenmesine neden oldu.
Üstelik Ankara, Vali Alaaddin Yüksel’in gayretleriyle İstanbul’daki EMİT Turizm Fuarı’ndan sonra ilk kez bir dünya fuarında kendine ait stantlarda kenti tanıtma gayretine girdi. Doğrusu başarılı da oldu. Çok değil, bundan birkaç ay önce turizm için büyük gayret sarf eden Vali Yüksel’i bir kenarda tutup, Başkentteki belediyeleri, sektör temsilcilerini, kamu ve özel kuruluşları eleştirmiştim. Bu eleştirimin ne kadar doğru olduğu ise Berlin Turizm Fuarı’nda gözler önüne serildi. Ankara Stanttı da, Tempo Travel dergisindeki Ankara’ya yönelik yazılarda büyük ilgi gördü. Almanlarda merak uyandırdı, hevesi ve tur rezervasyonlarını arttırdı.

İSPANYA İLE TÜRKİYE BAŞI ÇEKİYOR

Dünyadaki mali kriz ve huzursuzluklara rağmen, turizmciler dünya genelinde geçen yıla oranla daha fazla turist bekliyor. Turistlerin en fazla tercih ettikleri tatil ülkeleri arasında İspanya ile Türkiye başı çekerken, Ukrayna ve Hırvatistan’ın adı da sıkça anılıyor. Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü’nün verilerine göre, 2012 yılında dünya genelinde bir milyarın üzerinde kişinin seyahat etmesi bekleniyor. Tahminlere göre, 2012 yılında dünya genelindeki turist sayısının geçen yıla göre yüzde 3-4 oranında artması hesaplanıyor. Bu artış geçen yıl yüzde 4,4 olmuştu.
Alman Seyahat Acenteleri Birliği mevcut borç krizine rağmen Almanların bu yıl da yine turizm rekortmenliğine aday olduğunu belirtiyor. Almanların 2011 yılında da turizm rekortmeni olduğu ve 61 milyar Euro harcadıkları, bu miktarın başka hiçbir ülkede turizme harcanmadığına işaret ediliyor. Almanların gittikçe artan oranda rezervasyon yaptırdığı ülkeler arasında Avrupa’da İspanya, Türkiye ve Hırvatistan’ın geldiğini, uzun mesafedeki ülkeler arasında ise Karayip ülkeleri, ABD ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin bulunduğu belirtiliyor.

YUNANİSTANDAKİ KRİZ ELİMİZİ GÜÇLENDİRDİ

Turizmde bize rakip ülkelerin içinde bulundukları sıkıntılar ise elimizi güçlendiriyor. Örneğin Yunanistan, içinde bulunduğu ağır ekonomik kriz son dönemde baş gösteren protestolar ve Almanlara olan kızgınlık, birçok Alman tatilciyi bu ülkeye gitmekten alıkoyuyor.
Arap Baharı’nın yaşandığı Mısır, Tunus gibi ülkeler ise güvenli olmadıkları gerekçesiyle Almanya pazarında önemli kayıplar yaşıyor. Özellikle Mısır, Berlin’de partner ülke olmasına rağmen bu yıl dörtte bir oranında turist kaybına uğramış görünüyor. Bu durum da Türkiye İspanya gibi kitle turizmine hizmet veren ülkelerin elini güçlendiriyor. İtalya ise bu yarışta durumunu korumayı başarı sayıyor.

ARTIK MEYVE SEBZE İSMİ BULANA PARA YOK

Türk turizminin güçlenmesinde ve dünya pazarında söz sahibi olmasında sektör temsilcilerinin katkısı kadar, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ile ekibinin de önemli rolü var. Günlük siyasi çekişmeler arasında kaynasa da Ertuğrul Günay’ın hem kültür, hem de turizm alanında yaptığı hamleler beraberinde başarıyı getiriyor. Ülkemizden kaçırılıp götürülen ve dünyanın en prestijli müzelerinde sergilenen tarihi eserleri bir bir Türkiye’ye geri kazandırması bir kenara, içler acısı haldeki müzelerimizi çağdaş standartlara kavuşturması yaptığı önemli icraatlar arasında. En azından önceki meslektaşları gibi oy kaygısıyla kendine bir meyve, sebze ismi bulan ilçelerin festivallerine para yağdırmıyor. Harcadığı her kuruş hedefini buluyor, ülkemize katkı sağlıyor.
Turizmde ise tanıtıma verdiği önem kadar, pazarlamaya da önem veriyor. Bir yandan turist sayısını arttırırken, diğer yandan da gelirleri daha yukarı çıkaracak ataklar yapıyor. Türkiye’nin tanıtımına ve turizmine yönelik girişimler için üşenmiyor, kaçınmıyor neredeyse tüm aktivitelere katılıyor. Berlin’de bizzat tanık oldum; sayısı neredeyse 180’i aşkın stantlarımızın tümünü tek tek dolaşıp, fikir alışverişi yaptı, etkinliklerine katıldı. Kaldığı üç gün boyunca gecesini gündüzüne katıp oradan oraya koşturdu. Diğer bazı ülkelerin bakanları da Berlin’e gelmişti ama içlerinde Ertuğrul Günay kadar yoğun programı olanı yoktu. Her biri kendi standına gelip, bir kaç dakika boy gösterdikten sonra gitti. Kaldıkları süre boyunca da yaptıkları basın toplantısı da dahil en fazla üç etkinliğe katılıp döndüler.

ANKARA’YA DA ÇİNLİ TURİST YAĞABİLİR

En az Bakan kadar koşturan bir kişiden daha bahsetmeden olmaz. Bakanlığın Tanıtma Genel Müdürü Cumhur Güven Taşbaşı’da ekibiyle beraber büyük işler başardı. Neredeyse tüm Berlin’i dev Türkiye afişleriyle donatırken, bu kadarla yetinmeyip, davet üzerine davet organize ettiler. Tanıtım kadar satışın da önemini vurgulayıp, sektör temsilcilerini biraraya getirmek için tüm alt yapıyı hazırladılar. Bu çabalarının karşılığını ise Alman pazarının şimdiden yüzde beş artışıyla aldılar. Daha da önemlisi dünyadaki turizmi yönlendiren Alman devi TUİ ile Çin için önemli anlaşmalara imza attılar. 50 milyon Çinli’nin turist olarak başka ülkelere gideceğini hesaplayan TUİ ile Türkiye’ye de yönlendirmesi için partnerlik sözleşmesi yaptılar.
Demin de belirttiğim gibi iç siyasi çekişmelerden dolayı yurt dışındaki başarılı girişimlerimizi göremiyoruz. Sonuçta bu başarıdan nihayet turizm hamlesi yapan Ankara da nasibini alacak. En azından Haziran ayında gerçekleşecek Shopping Fest’de daha fazla Almana rastlayacağımız muhakkak. Belli mi olur, Çinli konuklarımızın bazıları önce Ankara’da, sonra tatil bölgelerimizde boy gösterebilir.