×
Skor çok yanıltmasın, Fenerbahçe’nin çok üstün oynadığını söyleyemeyiz. Ancak Kadıköy ve Taraftar faktörü Ersun Yanal’ın işini kolaylaştırdı diyebiliriz. Bir takımın, özellikle bu Fenerbahçe’nin kazanma alışkanlığı kazanması, en az iyi futbol oynaması kadar kıymetli bir durum. Zira Ersun hocanın böylesine kaliteli ve pahalı bir kadronun hakkını veremediği de başka bir gerçek. Ama tabela her zaman haklıdır.
SANTRAFORU OLMAYAN KULÜBE
GEÇEN haftalarda sahada Webo ve Emenike vardı ama kulübede alternatifleri yoktu. Santraforlardan biri sakatlansa, ihtiyaç duyulsa kulübede o özelliklerde biri yoktu... Peki bu hafta..? Nihayet Ersun hoca Sow’u kadroya aldı çok şükür. Webo ve Sow ilk 11’deydi de bu kez de Emenike kadroda yoktu. Şimdi yabancı sayısı falan filan diyeceksiniz... Ben de diyeceğim ki; En azından Fenerbahçe’nin kendi evladı, hayatının büyük bir bölümünü Fenerbahçe’de geçirmiş Semih Şentürk, hala bu takımın oyuncusuyken neden o çok alışık olduğu kulübede oturtulmuyor, yazık günah değil mi hem Fenere hem de Semih’e....
BAŞIMIZ SAĞOLSUN
GÜLE güle Ercan ağabey, güle güle ismimin ilham kaynağı... Fenerbahçe ve Türk Futbolu çok önemli bir değerini daha kaybetti. Üç beş sene önce, acaba şimdi nerede, ne yapıyor, iyi midir, bir şeye ihtiyacı var mıdır diye sormadığımız, merak etmediğimiz böyle değerleri en azından ölümlerinden sonra unutmamak dileğiyle... Ailesinin, Fenerbahçe’nin ve Türk Futbolunun başı sağ olsun, Allah’tan rahmet diliyorum.
TOP 5
1-Mousa Sow’un ilk 11’de sahaya çıkıp, üç de gol atması.
1-Aziz Yıldırım, genelde rahat ve zaman zaman alaycı bir ifade takındı,Mehmet Ali Aydınlar ciddi ve karşısındakileri önemseyen bir tavırdaydı.
2-Aziz Yıldırım ve ekibi kendi seçtikleri basın ve gazetecileri davet ettiler,Mehmet Ali Aydınlar, tüm basın kuruluşları ve gazetecileri davet etti.
3-Aziz Yıldırım konuşurken ses tonu ve hitap şekli olarak etkili bir duruşa sahipti,Mehmet Ali Aydınlar, toplantıyı başladığı tondan bitirdi.
4-Aziz Yıldırım kendi ekibinden kalabalık bir grupla toplantı yaptı,Mehmet Ali Aydınlar, tek başınaydı.
5-Aziz Yıldırım kendisine sorulan her sorunun yanıtını vermedi,Mehmet Ali Aydınlar, sorulan her soruya yanıt verdi.
6-Mehmet Ali Aydınlar’ın basın toplantısı, Aziz Yıldırım’ın basın toplantısından daha kalabalıktı.
7-Mehmet Ali Aydınlar yine isim vermeden konuşmaya gayret ederken, Aziz Yıldırım net isimler vererek konuştu.
8-Aziz Yıldırım ve ekibi kamuoyunu ve basını yönlendirme gayretindeyken,Mehmet Ali Aydınlar sadece somut belge ve şahidi olan durumlarla ilgili konuştu.
Sportif başarılar, bir sürü ciddi sorunun önüne geçer... Ama sorun var hanımlar beyler, hem de git gide büyüyen bir sorun... Yönetim, ‘Biz şike yapmadık’ diyor, Ersun Yanal, ‘bilimsel futbolun’ peşine düşmüş, taraftar bunları istemiyor, camia üzgün... Aziz Yıldırım, ‘Biz yapmadık’ dese de, Fenerbahçe tarihinin en ağır lekesini yemiş durumda... Ersun Yanal, ‘En kötü futbolumuz Sivas maçındaki gibi olacak’ dese de, gördük ki beterin de beteri var. Sow gibi bir futbolcuyu bilmem hangi nedenle kadroya dahi almıyor.
FUTBOLDAKİ GERÇEK
TARAFTAR bölünmüş durumda ama çoğunluk isyan bayrağını çekmiş ve ‘Yeter’ diyor... Camia kongrede ne olacağını merak ediyor, henüz aday çıkmamasının vebaliyle burun buruna... Vebal demişken, Aziz Bey ve ilgili kişilerin üzerindeki vebalden hiç bahsetmiyorum bile...
İşte böyle bir iklimde, böyle bir sorun yumağının içinde çıktı Fenerbahçe sahaya... Ve Ersun Hoca’nın bir türlü çözemediği Fenerbahçe, ne yazık ki taraftara kalp ağrısı çektirmeye devam ediyor. ‘Milli takım arasında ne yapmışlar’ diyemiyorum, çünkü hiç bir değişiklik olmadığı ayan beyan ortada... Ama futbolda bir gerçek var ki; O da üç puan...
TOP 5
1- Maçın 92. dakikasında gelen Pierre Webo golü...
2- Kasımpaşa yönetiminin uyguladığı bilet fiyatları ve sonuçları...
Böyle karalar sürülmüş, karaların sürülmesine seyirci kalınmış bir durumda futbol takımının aldığı bu galibiyet, bu rezalet süreci değiştirmese bile, bir nefestir Fenerbahçeli için... Adı geçen o kötü süreçte de ter akıtan bu futbolcuların bir günahı yoktu, ama o oyunculara güvenmeyerek saha dışında arayışa giren sözüm ona Fenerliler bizleri bu galibiyete bile sevinemiyecek duruma getirdiler ne yazık ki...
Bir kaç galibiyet alan takım, bu rezaleti de ununtturur düşüncesine girenler, Fenerbahçe taraftarının ve camiasının onurunu hafife almasınlar... Fenerbahçe’nin ismini bu kara olayla geçirenler, sakın ola ‘üç maç kazanalım bu taraftar unutur’ havasına girip, bu camiayı daha fazla küçük duruma düşürmesinler... Bu yazdıklarım (çok net) kulağıma geldiği için bu durumu belirtiyorum... Fenerbahçe hep kazansın, bunu başaracak kudreti ve kadrosu var... Ama kaybettirilen değerler, böyle galibiyetlerin arkasına gizlenmesin... Fenerbahçe bu elbette kazanacak! Fenerbahçe her maçına kazanmak için çıkacak... Çünkü bu takım bunu 106 yıl önce bunun için kuruldu... Fenerbahçeli futbolcuların istekli oyunu ve mücadelesi, canımızı çok sıkan o (!) duruma bir nebze olsun merhem oldu...
TOP 5
1-Fenerbahçe’nin gerçek sahibi Fenerbahçe taraftarının desteği.
2-Yönetime rağmen “Evine hoşgeldin Roberto Carlos” pankartı.
3-Dirk Kuyt’ın istekli futbolu ve attığı birbirinden güzel golleri.
4-Bir grup taraftarın Aziz Yıldırım tezahüratına stadın ıslıklı tepkisi.
Bir tek bu asırlık kulübü bu hale getirenler suçlu değil, öyle mi?
Öyle bir leke sürmüşsünüz ki Fenerbahçemize ve hala öyle pişkinsiniz ki, tarih bunu hep yazacak ne yazık ki. Mesele alınan 2 yıllık ceza değil! Mesele Fenerbahçe’nin şikeci olarak tescillenmesi! Hiç bir şeyden habersiz sahada ter akıtan o futbolcular, teknik heyet, tribünde avazları çıkana kadar Fenerbahçe sevgisini haykıran o büyük taraftar, bunun bir komplo olduğuna inandırılan kongre üyeleri, bütün Fenerbahçeliler kan ağlayacak ama siz bu kara lekeyi sürdüğünüzle kalacaksınız ve Fenerbahçe’nin yakasını bırakmayacaksınız öyle mi?
Gönül isterdi ki şu 15 yılda aldığınız başarılarla, şampiyonluklarla tarihi geçin ama ne acı ki sürdüğünüz bu lekeyle tarihe geçtiniz hepiniz... Ben dahil, aylarca Fenerbahçelileri ve kamuoyunu kandırdınız. Duygu sömürüleriyle bunun siyasi bir operasyon olduğuna inandırmaya çalıştınız. Hepimiz arkanızda durduk, yürüdük, bağırdık...
ASIL SUÇLU SİZSİNİZ
KANDIRILDIK beyler, kandırıldık...Daha bir ay önce “Göreceksiniz Fenerbahçe’nin suçsuzluğu ortaya çıkacak” diyerek millete suni umut aşıladınız. Evet Fenerbahçe suçsuzdur! Fenerbahçe pirüpak! Fenerbahçe Kurutuluş savaşımızdan bu yana bu milletin gönlünü fethetmiştir! Asıl suçlu Fenerbahçe değil, sizsiniz...! Lütfen gidin artık, gidin de Fenerbahçe yaralarını sarsın. Çocuklarımıza, doğacak çocuklara “şikeci” sıfatını silip atacak formüller arasın... Bu taraftarın boynu hiç böyle eğilmemişti, başardınız! Fenerbahçeliler; siz yine de eğmeyin boynunuzu, dökmeyin yüzünüzü... Gönül verdiğimiz Fenerbahçe arması suçsuzdur. Bu lekeyi çalanlar suçludur. Mahkeme, UEFA, CAS daha ne olur bilmiyorum ama bizi bu duruma sokan her kim ve ya kimlerse Allah’a havale ediyorum...
Mucize bu olsa gerek... Bu maçla ilgili, “yenildik ama ezilmedik” mi demeliyim?.. Ne yazılır, ne anlatılır ki... Daha ilk maçta hevesimiz kursağımızda kalmışken, üzerine Konya şoku yaşamışken, Ersun Hoca’nın vaatlerini ciddiye mi almalıydık... Evet normal şartlarda Fenerbahçe’nin Arsenal’i elemesi elbette sürpriz değildir. Ama ilk maçta taraftarına sürpriz yapan bir takımdan mucize beklemek, kafayı kuma gömmekten başka birşey değildir. İşte Ersun Hoca bunu vaat etti, gözümüzün içine baka baka!
İlk 5 resmi maçta sadece bir galibiyet alan bir takım yarattılar yönetim ve teknik heyet elele. Bir tek taraftarı ve Fenerbahçe aşkını bozamadılar, takımları mağlupken Londra’yı bile inleten bir taraftara nasıl bir umut aşılayacaklar acaba merak ediyorum doğrusu... Bu elenmeden daha önemlisi, şimdi bir de CAS’ın haberini bekleyeceğiz bakalım daha neler olacak...
TOP 5
1-Bütün stadı susturan Fenerbahçe taraftarı.
2-Ersun Yanal’ın maçtan önceki ve sonraki açıklamaları.
3-Arsenal’den 2 maçta 5 gol yiyen Fenerbahçe.
4-82. dakikada Sow’un yerine oyuna bilmem hangi amaçla sürülen M.Topuz.
Böyle hasbel kader bir galibiyete elbette sevinirsin Ersun Hocam... (Ama yine de Dirk Kuyt’ın kafa golünü tebrik etmek gerek.) Zevksiz futbol oynayan, baskı kuramayan, şut atmayan bir takımın ismi Fenerbahçe olamaz, ancak ne yazık ki bu takımın genetiği bozuldu bozulacak... Teknik taktik bir yana, esas önemlisi Camiadaki kopukluk... Taraftar bölünmüş durumda, oyuncular demotive, yönetim sessiz, kongre üyeleri homurdanıyor, CAS’dan ceza geldi gelecek, Şike davasında Yargıtay kararı açıkladı açıklayacak, Alex kovulmuş, Aykut Hoca aranır olmuş... Olacak gibi değil elbette... Allah Fenerbahçe’nin sonunu hayırlı etsin. Haaa maç mı...? Yönetim ve Ersun Hoca, Mert Günok’a dua etsin...
TOP 5
1-Mert Günok’un yine (!) takımını sırtlayan kaleciliği.
2-Fenerbahçe tirübünlerinin boşluklar ve kopukluklara rağmen destekleri.
3-Eskişehirsporlu Erkan’ın inanılmaz tekniği.
4-Bruno Alves’in alkışlık mücadelesi.
5-Gökhan Gönül’ün Uzun sakatlık sürecinden sonra tekrar sakatlanması.
MAÇIN ÜÇ ADAMI
NTV Spor’a konuk olan efsane Fenerbahçeli futbolcu Abdülkerim Durmaz, “Konyaspor mağlubiyeti, Arsenal maçı heyecanını öldürdü” demişti, altına imza atarım...
Yaşanılan bu şok, ancak Galatasaray’ın güle oynaya yendiği Arsenal’i kupanın dışına iterek dindirilebilinirdi. İşte tam da bu duygularla maçı izlemeye hazırlandım. Tek kelimeyle çok utandım (!), üstelik bu takım üzerinden çok çok çok para kazananların yerine... Üzerlerine alınmayanlar bilsin ki, bunun faturası büyük olur,
Kadıköy, Kadıköy olalı böyle baskı görmedi...!
Son saniyelerdeydiz
Maç başladı.. Arsenal, hem de Kadıköy’de Fenerbahçe’yi sahasına kapattı. Kadıköy’de sayısız Avrupa maçı izledim, kimler geldi kimler geçti ama çok kötü denilen Arsenal’e karşı aciz duruma düşüldüğü kadarını görmemiştim hiç... Biz Fenerbahçe’nin Konyaspor skandalını unutturmasını beklerken, şimdi Arsenal rezaletini unutturacak başka maçlar bekleyeceğiz. 34 yaş görünümlü (!) Webo’ya umut bağlayıp sahaya süren zihniyet, Emenike’nin neden transfer edildiğini de söyler elbet...
Laktik asit testlerinin sonucuna göre kadro yapmak değil Fenerbahçe’ye, hiç bir takıma göre değil. Eleştirdiğimiz Aykut Kocaman’ın takımını hiç bu halde görmemiştim... Başkanlık, sahiplik ya da patronluk duygusu Fenerbahçe’yi hızla geriye sürüklemeye devam ediyor. Ben ne dersem o olur (!) zihniyeti, Fenerbahçe’yi bu hale getirirken bunu kullananların umrunda bile olmuyor ne yazık ki. Bence artık Fenerbahçeli’nin çoktan uyanması gereken son saniyelerdeyiz... Bir kızgınlık anında bu kulübe ruhunu teslim etmiş Aykut Hoca’yı gönderip, tekrar yap boz olacağını bile bile Ersun Yanal’ı getiren zihniyetin Fenerbahçe’yi mi yoksa kendini mi düşündüğü bence aşikardır.
TOP 5
1-