Yenersin, yenilirsin ama böyle bir oyuncuyu affedemezsin. Bu bir değil, iki değil... Milli bir futbolcuya kasten basan adam Fenerbahçe forması giyse de benim için sporcu falan değildir. Yattığı yerden bu kadar para kazanıp oynadığı ilk önemli maçta bu sorumsuzluğu yapan adama, haksızlık yaptıkları gerekçesiyle belli kesimler bile savaş açmış Aziz Yıldırım gibi, astığım astık bir başkan ne yapacak merak ediyorum doğrusu...
Meireles sadece rakibinin baldırına değil, F.Bahçe’nin de böğrüne basmıştır. Maça gelince; Ersun Hoca ile Bilic Hoca’nın farkını çok net gördüğümüz bir karşılaşma oldu. Ersun Hoca şakşakcıları ve onların her gün yayınladıkları istatistikler, dün Beşiktaş’a ve Bilic’e çarptı desek pek de yanılmış olmayız... Yarından itibaren okuyun bakın; bu şakşakçıların adresi Meireles olacaktır.
GAZA GELMEMEK LAZIM
Fakat eklemeliyim ki, 2. yarıda F.Bahçeli oyuncular inanılmaz bir mücadele örneği göstererek alkışı hakettiler. Taraftarın da müthiş desteği not düşülmelidir. Derbi olarak baktığımızda harika, tansiyonu yüksek, şahane bir maçtı. Ersun Hoca’nın Webo yerine Emenike’ye yer vermesi hiç beklemediğim çok doğru bir karardı. Fakat tonla para verilen ama maçlara bile gelmeyen futbolcuları kim niye transfer etmiş? ‘Bu takımın alt yapısından bir oyuncu çıkıyor’ dediğimiz Recep, eminim ki Meireles’ten daha namuslu oynardı... Daha çok maç var, haftalar neyi getirir bilinmez ama F.Bahçe lider, önemli olan şakşakçıların gazına gelmeden sonuna kadar gitmek... Maçın kısa özeti 3-3 biten 4x4’lük derbi...
TOP 5Raul Meireles’in tarif edilemez sorumsuzluğu.
Beşiktaş kalecisi Tolga Zengin’in müthiş performansı.
Bilic’in 86’de oyuncu değişikliği hamlelerini bitirmesine karşın, Yanal’ın ilk değişikliğini 87’de Selçuk’u, 2. değişikliğini de 90+1’de Sow’un yerine Webo’yu oyuna alarak yapması.
Böyle renkler futbolun unutmak istediğimiz yüzü konusunda bize gerçekten yardımcı oluyor.
Futbola gelince; maçtan önce Antalyaspor’un eksik ve sakatlarını görünce, Fenerbahçe gibi bir takımın daha ilk yarıda işi bitireceğini düşünmüştüm. Fenerbahçeli oyuncular yakaladıkları fırsatları değerlendirseler öyle de olacaktı. Ama maçın iyilerinden Caner’in ofsayttan çıkamaması Antalyaspor’un neredeyse tek fırsatını gole sonuçlandırdı. Bu maçta Fenerbahçe adına en çok umutlandığım şey, beş altı oyuncunun rakip sahada hiç usanmadan yaptıkları baskıydı. Antalyaspor’un genç stoperi Musa Nizam ve kaleci Hakan Arıkan’ın iyi performanslarıyla bir çok gol pozisyonunu önlediler.
EMENİKE-SOW İŞBİRLİĞİErsun Hoca maç 1-1 giderken, önce Alper-Emenike sonra da Webo-Selçuk değişiklikleriyle ne yapmak istedi anlaşılır gibi değildi... Özetle Fenerbahçe yediği gol dışında Antalyasporu bir daha kalesinde pek görmedi ama, galip gelebilmek için de hiç birşey yapamadı... Ama Emenike-Sow işbirliği yine doksan artılarda golü getirdi ve iyi oynamasa da seriye devam edildi.
TOP 5
Çubuksuz formalı zoraki galip Fenerbahçe.
Yine 90’lı dakikalar ve yine galibiyet.
Çünkü mabedin askerleri, yani Fenerbahçe’nin büyük taraftarı en önemli artıdır takımları için... Bu nedenle teknik ve taktik açıdan bakmanın önemi daha azdır böyle maçlar için... İşte bu yüzden önce Fenerbahçe’nin cefakar taraftarına dem vurmak gerekir. Futbola gelince... Bu avantajı arkasına alan Fenerbahçe ve bu maçın hakkını vermek için olabildiğince mücadele eden her bir oyuncu, bu galibiyeti her zamanki gibi analarının ak sütü gibi hak etmişlerdir.
CEYHUN ISRARI
‘Ersun Hoca’nın adamı’ demekten artık kendimi alamayacağım kadar bir iklim oluşmuşken Webo’nun yine yanlış bir karar olduğunun da altını kalın kalın çizeyim... Galatasaray orta sahasının Fenerbahçe orta sahasına mağlup olduğu maç desek yanılmış olmayız sanırım.
Mancini’nin Ceyhun Gülselam ısrarı, Fenerbahçe için bulunmaz bir nimetti... Kongre zaferi yaşamış bir başkan, tüm yaşananları bir yana koymuş büyük bir taraftar ve galibiyet... Sürpriz değil.
TOP 5
1-Büyüklüğüne büyüklük katan Fenerbahçe taraftarı.
2-Galatasaray’ı boş geçmeyen Cristian.
Umarım bu kötü futbol oyuncuların negatif etkilenmelerinden kaynaklanmamıştır. Fenerbahçe’den kovularak gönderilenler listesinden önemli bir ismin, Daum’un yönettiği Bursaspor’a karşı oynanan oyun hiç de iç açıcı değildi ne yazık ki. Fenerbahçe ancak 63. dakikadan sonra toparlanabildi. Toparlandı dediğim de Webo’nun oyuna girer girmez gol atmasından ibaretti... Arkasından Emenike’nin de yine boş geçmemesi derbi öncesi müthiş bir moral oldu derken, uzatmada gelen o goller sayesinde kalbimiz yerinden oynadı. Evet, haftaya çok önemli bir derbi var Fenerbahçe’nin önünde. Fenerbahçe ve camiasının ‘olmazsa olmazı’ diyebileceğimiz; galip gelinmesi şart bir müsabaka... Umarım, kavgasız, kayıpsız, kazasız ve cezasız bir derbi olur Fenerbahçe için...
HULUSİ BELGÜ’YE YAPILAN ŞEY...
Türkiye’de ilk kez böyle bir şeye tanık oldum yazacaktım ama aklıma Başbakanımız geldi... Ona da aday olamasın, seçilemesin diye her şey yapılmıştı, hatırlarsanız. İşte aynı şekilde fakat, Aziz Yıldırım ‘mutlak gücünün’ bir eseri olarak cezalandırıldı Hulusi Belgü. Oylamada Aziz Bey elini lehte havaya kaldırsa, Aziz Bey’in ağzının içine bakanlar da öyle oy vereceklerdi çünkü... Koskoca efsane başkan Ali Şen’in yalvarırcasına yaptığı ricayı da “O bana hakaret etti” diyerek geri çevirdi sayın başkan. Peki neydi o hakaret biliyor musunuz; Hulusi Belgü’nün gazetelere verdiği ilanda, Aziz Bey’in o meşhur mikrofonu eline alıp bayan ve çocuk taraftarları azarlamasına atıfta bulunarak, “FB’li kadınlara avazın çıktığı kadar bağırma başkan” çağrısıydı. Zihniyet buysa yapacak birşey yok ne yazık ki...
5 MADDEDE AYDINLAR VE YILDIRIM
- BİR-Mehmet Ali Aydınlar ciddi ve inandırıcıydı, Aziz Yıldırım, seçileceğinden emin ve kavgacıydı.
- İKİ-Mehmet Ali Aydınlar kısa ve öz konuştu, Aziz Yıldırım bir çok şeyi açıklama telaşıyla ve izleyenlerle ikili polemiklere girerek konuştu.
- ÜÇ-Mehmet Ali Aydınlar konuşmasının sonunda yapacakları için “Namusum ve şerefim üzerine yemin ederim” dedi. Aziz Yıldırım, Fenerbahçe için yapılacak herşey tarafımızdan yapılmıştır artık yapılacak pek fazla şey kalmamıştır dedi.
Olağan üstü (!) kongre var bu aralar... Fenerbahçe’nin hiç bir spor branşının ve işleyişinin etkilenmeden çıkması gereken bir dönem.. Lig devam ediyor. Fenerbahçe bazen hakkıyla, bazen ismiyle bazen de şansla kazanmaya devam ediyor. Zaten önemli olan da kazanmak. Ersun Hoca inadına yenik düşmeden bugün Webo yerine başka bir kadroyla sahaya çıktı. Bu durum bendeki tüm olumsuz düşüncelere, “Yok öyle değil “ der gibiydi.
TRİBÜNDEN HEP DESTEK
Öyle de oldu. Ersun Hoca, ‘Webo oynamadan da kazanabiliriz’ fikrine ısınmış belli ki... Takım da benim gibi düşünenleri haklı çıkardı. Emenike, Sow işbirliğinden gol gördük dün. Kadıköy ilk kez kısmen doluydu ama, destek hep tam ve devamdı... Öyle ya yıllar sonra bu kongrede yönetim ve anlayışın değişme ihtimali doğdu. Böyle bir atmosferde takımın mutlaka puan kazanması gereken bir rakibi rahatça yenme gerekliliği elbette büyüklüğündendir...
SALİH UÇAN VARDI DA...
Haftalar sonra Salih’ i tekrar gördük sahada. Girdi çalım attı, gol attırdı... Çok sevindim; hem genç bir Fenerli başarılı oldu diye hem de Ersun Hoca bu duruma şahit oldu diye...
TOP 5
1-Fenerbahçe taraftarının ne olursa olsun takımlarına mutlak desteği.
Üstelik Kayseri’de Kadıköy havası estiren Fenerbahçe taraftarı da tam destek oradaydı. Sow’un kendi hazırladığı pozisyonu gole çevirmesi de bu oyunu süsledi. Ta ki Kayserispor’un harika frikik golüne kadar. İşte o golden sonra, oyunu istediği gibi yönlendiren Fenerbahçe’nin üstünlüğü ortadan kalktı.
Milli maçta iki gol birden atan Emenike’nin yine kulübede oturmasını gerçekten anlamış değilim. Üstelik sahanın kötüsü Webo hiç bir katkı sağlamadığı gibi, bir çok pozisyonu başlamadan ezdi. Webo için Ersun Hoca’nın vazgeçemediği prensi diyeceğim ama yaş olarak da sanırım hocaya yakındır.
Sahanın diğer bir kötüsü de hakemdi. Liderin maçını yöneten bir hakemin böyle kör gözün kör parmağı hatalar yapmaması gerekir ama daha maçın başında ipin ucunu kaçırdı malesef. Ersun Hoca, Webo’sundan yine vazgeçmedi ama, Emenike’yi son 10 dakikada oyuna aldı.
Ve o Emenike hem 3 puanı hem de hocasını kurtardı..!
CANER’İN KENDİSİNİ KAYBETTİĞİ AN
Gözü mü döndü, ayaklarını mı durduramadı bilinmez ama sarı kartı olduğu halde yerde yatan oyuncuya beş tekme salladı... Öyle ki pozisyonun içinde ki Emre Belözoğlu bile “Ne yapıyorsun, kendine hakim ol” dercesine Caner’i oradan uzaklaştırdı. Maçın başında Sow’un sarı kartlık düşürlmesini es geçen hakem bunu da es geçti.Ersun Hoca’nın Caner’i derhal oyundan alması çok yerinde bir karardı ancak Hasan Ali varken, neredeyse hiç oynamayan Kadlec’i oyuna alması da bir o kadar yanlıştı.
EL İNSAF...
TÜRKİYE’nin en iyi kadrosuna sahip, en iyi ve en pahalı yedek kulübesine sahip takım tartışmasız Fenerbahçe. Durum böyleyken, maçtan önce, “Sakatlarımız, eksiklerimiz var” demek biraz ayıptır.
Kendisine dava açan bir oyuncuyu yedek kulübesinden izleyen Emre mi, yoksa geldiğinden beri bilgisayar verilerine takılan (!) Emenike mi daha çok can atmıştır bu maçta sahaya çıkmaya... Bunu bilmem ama Ersun Hoca’nın Webo takıntısı, başka bir kurgu yapmasını hep engelledi bu takımda...
Taraftara sorun!ERSUN Hoca fırsat yaratamasa da rakipler, Fenerbahçe’nin arayı açması için her türlü fırsatı yaratıyor. Buna rağmen Fenerbahçe’nin, bileğinin hakkıyla ve de böyle bir kadroyla rahat maç kazanamaması oldukça düşündürücü... Taraftara sorsalar, bu galibiyetin önemini çok net anlatırlar. Ama bu maça sıradan bir maç muamelesi yapmak, en çok “O kupa bizim hakkımız” diyenlerin işine yarar...
F.Bahçe’nin mevcut puan tablosundaki yeriyle oynadığı futbol arasında ciddi bir çelişki var... Bu uzun maratonda aceleci bir yorum gibi gelmesin bu kimseye, sadece bir uyarı... Benim gibi düşünen Fenerbahçelilerin aşkla bağlı oldukları kulüpten beklentileri bu... Fenerbahçe çok mu kötü oynadı? Hayır ama, mutlak kazanılması gereken bir maç kazanılmadıktan sonra çok mücadele etmişsiniz neye yarar...
TOP 51-Kadıköy ve Fenerbahçe taraftarı...
2-Maçın sonunda futbolcular arasında çıkan olaylar.
Ama çok önemli bir saptamamı paylaşmam gerekiyor; Gençlerbirliği, Fenerbahçe’ye karşı oynadığı hemen her maçta, puan ya da puanlar kazanmak için değil, Fenerbahçe’nin puan ya da puanlar kaybetmesi üzerine bir kurguda çıkmıştır sahaya... ‘Aman Fenerbahçe puan kaybetsin de ne olursa olsun’ sistemidir bu... Hatta biraz daha ileri gideyim, Gençlerbirliği belki başkanlarının Galatasaraylı oluşundan, belki başka nedenlerden dolayı Fenerbahçe maçlarını hep final maçı gibi oynar.
SIKICI FUTBOLİŞTE böyle bir atmosfer hakimdi yine... Ve Ersun Hoca yine Webo’yu hiçbir santrafora değişmemişti sahaya çıkarken... Kadroya bakınca ‘Ufff’ dediğimiz ama sahaya çıkınca sıkıcı futboluna öfkelendiğimiz bir Fenerbahçe vardı. Ama hakkını teslim edelim, oyunu sıkıcı hale getiren sadece Fenerbahçe’nin üretken olamaması değil, büyük ölçüde Gençlerbirliği’nin en başta sıraladığım öncelikleriydi. Fenerbahçe’nin kazanması halinde çok bereketli bir hafta olacaktı çünkü rakipler yine puan kaybetmişti... Öyle de oldu, Fenerbahçe kazanmasını bildi.
TOP 51-Fenerbahçe’de değişmeyen tek şey, Webo...2-Kuyt’ın en gerekli anlarda sahneye çıkıp golünü atması...
3-Alper Potuk’un geleceğin en önemli orta saha oyuncularından biri olacağını bir kez daha göstermesi...
4-Volkan Demirel’in, Fenerbahçelilere ‘İyi ki kalecimizsin’ dedirten performansı...