Paylaş
Sadece yanından geçerken ne olduğunu anlamaya çalışıyoruz ki; tahminimizde de yanılmıyoruz.
Tozu dumana katmış bir halde seyreden aracın, kamyonet ya da bir halk otobüsü veyahut da dolmuş olduğunu görüyoruz.
Ve yanından geçip gidiyoruz.
Şikayet etmek aklımıza gelmiyor, çünkü o anda bize bir ‘zarar vermiyor’.
* * *
“Bu arada şikayet edilince, gerekli işlem uygulanıyor mu? Söz konusu aracın ‘10 numara yağ’ ve benzeri bir yakıt türünü bir daha kullanmaması için caydıcırı bir ceza veriliyor mu” derseniz yanıtı “Belki de” olur ki; rakamlar da böyle diyor.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İl Müdürü Banu Aslan, Ekim ayında yapılan dentimlerde basına demeç verirken, “Son iki ayda bin 400’ün üzerinde araç denetlendi” demişti. Bu denetimler sırasında da 10 numara yağ kullandığı tespit edilen araca bin 750 lira para cezası kesildiği duyurulmuştu.
* * *
Şimdi, gelelim rakamların dediğine...
İki ayda bin 400 aracın denetlendiği Ankara’da kaç araç trafikte?
Yaklaşık 1.5 milyon.
Yani, iki ayda Ankara’daki araçların ancak binde 1’i denetlenmiş.
Piyango gibi...
Dolmuş ya da halk otobüsü işletseniz ve her gün 10 numara yağ kullansanız, hiç kimse sizi şikayet etmese, aylar sonra ‘belki de’ denetime yakalansanız, denetim sonunda da yalnızca bin 750 TL ödeseniz, 10 numara yağ kullanmaktan korkar mısınız?
‘Ölümüne’ kirletiyor
Sorgulamayı bile düşünmeyecek kadar kabullendiğimiz olgularla yaşamaya alışırken, yavaş yavaş vatandaşlık bilincimizi de yitiriyoruz.
Sözünü ettiğimiz, zehir saça saça trafikte ilerleyen bu araçlar, o anda aracımıza ya da bize görünür bir zarar vermiyor olabilir ama hep beraber soluduğumuz bu havayı ‘ölümüne’ kirlettiğini unutmayalım. Havada taşıt kaynaklı çoğalan PM10’un (partikül madde) artışıyla birlikte bebek ölümleri, kanser ve solunum yolları hastalıklarının da artış gösterdiği bilinen bir gerçek olarak önümüzde dururken bu vurdumduymazlığa daha ne kadar müsade edeceğiz?
İbreye gerek yok gözümüzün önünde
Avrupa Birliği’ne katılım müzakerelerini sürdüren ve şu anda PM10 için sınır değeri 100 mikrogram kabul eden Türkiye’nin, bu sınırı 2019 yılında 50 mikrograma düşürmesi ve bunu da her yıl kademeli olarak 10’ar 10’ar indirmesi gerekiyor. Bakanlık, bu kapsamda temiz hava merkezi kurma çalışmalarının sürdürüldüğünü açıklarken, Ankara’da da faaliyetlerin devam ettiğini duyurdu. Hava kirliliğiyle mücadelede elbette sağlıklı ölçümler önemli ancak, ölçümlerden daha çok, ibreye gerek bırakmayan gözümüzün önünden öylece geçip giden ‘hava katilleri’ne caydırıcı önlemler alınması gerekiyor.
Paylaş