MELİH Gökçek’in Ankara’nın en değerli yerinde yeni satın aldığı 1.5 milyon dolarlık villayı Erdal İpekeşen bu hafta Tempo Dergisi’nde bütün belgeleriyle yazdı. Erdal bu konunun ilk bölümünü geçen pazar günü bizim gazetenin Ankara Eki’nde de yazmıştı.
Bir belediye başkanı, hırsızlık ve yolsuzluk olmadıkça, elbette her şeyi alabilir. Ancaaak, biz bu şahısla mart ayında TGRT Haber kanalında canlı yayında yüz yüze gelmiştik. Öncesinde demeçler veriyor, "Emin Çölaşan televizyonda karşıma çıksın, öyle belgeler açıklayacağım ki gazeteciliği o gece sona erecek" diyordu. Meraklanıp çıktım ve belgelerini açıklamasını istedim. Fos çıktı!
Kafasını benim malvarlığıma takmıştı, yüzündeki sırıtkan ifadeyle "Hadi gel değişelim" gibi saçma sapan laflar ediyordu. Bu arada kendi servet beyanını da açıklıyordu!
"60 bin dolar, oğluma ait 5 bin Euro, 10 milyar birikmiş emekli maaşı, eşime ait 38 milyar lira!"
Aradan iki ay geçmeden bu şahıs gidip villa alıyor. Değeri 1.5 milyon dolar. Tapu kaydında 750 milyar lira ödemiş görünüyor. Erdal İpekeşen bunu kendisine sorduğunda, "Ben belediye başkanıyım, adamdan nazımı kullanıp ucuza alırım" diyor. Aferin!
Erdal’ın Tempo’da bu hafta yayınlanan haberini bizim gazetenin internet sitesi perşembe günü manşet yaptı.Okuyucuların Melih hakkında oraya gönderdiği yüzlerce yorumu okumanızı çok isterdim.
* * *
Bu şahıs kendisi hakkında yazı yazan herkese tehditler yağdırır.Köşe yazarlarını bile arayıp sindirmeye yeltenir:
1- Seni derhal mahkemeye veriyorum. Hesabını soracağım, süründüreceğim.
2- Senin malvarlığını biliyorum. Seni de mercek altına aldım. Bundan sonra benden kaçamazsın.
Benzer sözleri telefonda Erdal’a da söyledi. Dahası, çirkin yakıştırmasının tam tersi olan bizim babayiğit Erdal’a şöyle dedi:
"Niçin benim villamı yazıyorsun? Ben de senin homoseksüel olduğunu yaysam hoşuna gider mi!.."
Şunun düzeyine bakın!
Üstelik villasına kamuya ait parkı ve trafo alanını da katmış. Villayı belediye olanaklarıyla ağaçlandırmış, yollarını düzeltmiş.
Aynı şeyi Angora Evleri’ndekimilyon dolarlık villası için yapmıştı. Belediye olanaklarıyla villasını ihya etmişti ve bunu ilk kez Fikri Sağlar, Birgün Gazetesi’nde kanıtlamıştı. Dava edemedi, mahkemeye veremedi!
* * *
Bu şahıs Türkiye’de hem tehlikeli, hem de partisinin ilkelerine tamamen ters düşen bir çığır açmak üzere. Hiçbir yetkisi ve sıfatı olmadığı halde başkalarının malını mülkünü kurcalamaya kalkışıyor.
Bu durumda, onun yöntemini izleyenler, yakın gelecekte başkalarının, örneğin Tayyip Erdoğan ailesinin tapularını ve banka hesaplarını mı ortalığa saçıp yayınlamaya başlasın?
Birileri Ahmet Burak Erdoğan ve Necmettin Bilal Erdoğan adına kayıtlı tapuların ve öteki belgelerin fotokopilerini mi yayınlasın?
Üsküdar 3.Bölge, Kısıklı Mahallesi, Avcı Kazım Sokak pafta 158, Ada 788, Parsel 3... Bahçeli kargir ev ve arsa.Konut ve bahçe. Satış bedeli 1.000.000 YTL.(Bir trilyon lira.)
Çirkin olmaz mı?
Bu yol açıldığı takdirde, sorumlusu Melih Gökçek’tir. Üzerine vazife olmadığı halde hoşlanmadığı kişilerin malvarlığını ve servetini soruşturmakta, gazetecileri, köşe yazarlarını bile bu doğrultuda tehdit etmektedir. Bunu bütün AKP iktidarı ve hükümet yetkilileri iyi bilsin.
En son Erdal İpekeşen’i tehdit etmiştir.
* * *
Televizyon ekranında hiç kimse sormadığı halde kendi servetini (!) açıkladı. Hiçbir şeyi yok! Toplasanız 150 milyar ancak çıkar! Çok namuslu, çok fakir!
Fakat aradan iki ay geçmeden, 1.5 milyon dolarlık villa aldı. Tapu kayıt bedeli sadece 750 milyar!
Helal olsun!
Bu olayın kendisine bir ders olmasını dilerim. Bundan sonra üzerine vazife olmayan konularda ortaya fışkırıp başkalarını sorgulamaya, tehdit etmeye, homoseksüel falan gibi lafları kullanmamaya dikkat etsin.
Unutmasın, kullandığı silah gün gelir kendisine döner ve şimdi olduğu gibi altında ezilip kalır.
Ben şimdilik ona "Açıkla bakalım şu villa olayını" demiyorum.
Sadece, "Bu sana ders olsun, kimseyi tehdit etme, mercek altına almaya kalkışma. Sadece kendi işinle uğraş.Yoksa hem kendinin, hem de parti büyüklerinin başına iş açarsın" demekle yetiniyorum...
Bu anlattığım olayı tam kavrayabilmek için bu hafta mutlaka bir Tempo alıp Erdal İpekeşen’in yazısını okumanızı ve fotoğrafları görmenizi rica ediyorum.