GEÇEN yıl küresel krizin de etkisiyle milli gelirimiz ilk 6 ayda yüzde 12 azalmıştı. Bu yıl ise geçen yıla göre % 11 arttı.
Yani aşağı yukarı 2008 düzeyine geri geldi. Türk ekonomisi çocuk gibidir. Gece 39 ateşle yatağa düşer, ertesi gün kapı önünde top oynar. Gelişmiş ekonomilerde ne bizdeki kadar hızlı küçülme ne de bu kadar hızlı toparlanma pek görülmez. Bu yüzden Türkiye’ye benzer ülkelerin ekonomilerinde “yo-yo” hareketi vardır denir. Netice itibariyle ekonomimiz büyümüş, işsizlik azalmıştır. Bunlar güzel haberlerdir. İyiye, iyi diyemeyenin; kötüye, kötü deme hakkı olmaz. * * * Ekonomimiz küçülürken başımızın belası cari açık da küçülmüştü. Bu yıl tam tersi oldu. Yani hem milli gelir arttı, hem de cari açık büyüdü. Bu olgunun hemen göze çarpmayan çok ilginç bir sonucu vardır. Bu yazıda size onu anlatmak istiyorum. Şöyle bir örnekle işe koyulayım. Diyelim bir ailenin babası ayda 3000 lira maaş alıyor. Eğer hiç tasarruf etmez, hiç hazırdan yemez ve hiç borç almazsa (kredi kartında taksitlendirme yapmak borç almaktır, bunu dahi yapmazsa) bu ailenin aylık harcaması 3000 lira olur. Yani ne kadar gelir, o kadar harcama. Eğer bu aile o ay 300 lira tüketici kredisi alır ve bunu harcarsa, aylık geliri 3000 lira olmasına rağmen aylık harcamaları 3300 lira olur. Kısaca daha müreffeh bir ay geçirmiş olurlar. * * * Ertesi ay, yine ailenin geliri değişmese yani 3000 lira kalsa, ama aldıkları tüketici kredisinin yarısını geri ödeseler, aylık harcamaları 2850 liraya düşer. Bir önceki ay 3300 lira harcamış olan bu aile, bu ay 450 lira daha az harcama yapacağı için refah seviyesi geriler. Aslında ailenin geliri hiç değişmemiş, 3000 lira olarak kalmıştır. Hatta şöyle bir misal verelim. Baba bu ay maaşına 100 lira maaş zam almış olsa, ailenin geliri artmış olur. Ama 150 lira taksit borcu ödedikleri için harcamaları, 2950 lira olur. Bir ay öncesinin 3300 liralık harcamasına göre 350 lira yani % 10’dan daha fazla tüketimlerini kısmak mecburiyetinde kalmış olurlar. Gelir artmış, ama refah düşmüştür. Çelişik ama doğru bir ifade. * * * Milli gelir ve refah da aynen böyledir. Türkiye’nin milli geliri 2009’un ilk yarısında, % 12 düşmüştü. Ama aynı sürede cari açığı da kabaca 20 milyar dolar (6 aylık milli gelirin yaklaşık yüzde 7’si) kadar azalmıştı. Yani 2008’e göre daha az el parası yer olmuştu. İkisinin toplamı harcama azalmasını verir. Kabaca Türk milletinin refah seviyesi 2009’un ilk yarısında 2008’e kıyasla % 19 düşmüştü. Halkın morali çok bozuktu. * * * Gelelim 2010 yılına. Bu yılın ilk yarısında milli gelirimiz % 11 arttı. Buna ilaveten cari açığımız da 13 milyar dolar yani yarıyıllık milli gelirin kabaca % 4’ü kadar arttı. İkisini toplarsak harcamalardaki toplam artış %15’i geçmektedir. Diğer bir değişle Türk milletinin refahı bu yılın ilk altı ayında geçen yıla göre % 15 artmıştır. Nüfus artışını düşsek bile bu yıl herkesin cebi para görmüştür. Halkın morali yüksektir. Son Söz: Herkes susmuşsa, para konuşmuştur.