Tatilcilerin değil müdavimlerin kasabası

Basit, sade, hikâyesi olan tatları sunuyorlar ve bunu içlerinden geldiği gibi yapıyorlar. “Mutfaktan o gün taze taze çıkan her şeyi, herkes tatsın ve misafirimiz ne ödeyeceğini baştan bilsin istiyoruz. Bu yüzden de 20 çeşit soğuk, sıcak, balık, salata, tatlı ve meyveden oluşan menü fiyatımızı 195 lira olarak belirledik. İçecekleri de bakkal fiyatına satıyoruz” diye anlatıyor Gülay Kurtcebe, ortağı Volkan Ertan ile birlikte açtıkları ikinci dükkânlarını...

Yazlık yerlerde sezonluk vurgun yapmaya çalışan binlerce restoranın arasında böyle yerlerin varlığını bilmek insanı rahatlatıyor. Tatilci kovalayan değil de müdavim destekleyen bu samimi duruşları sebebiyle Ayvalık’ta yaz-kış yaşayanların vazgeçilmez mekânlarının başında geliyor Tamam Meyhane.

YERLİSİ BURADA

Ayvalık’taki restoranların çoğunluğunun esas olayı mübadil mutfağı etkisi ve kültürüyle şekillenen farklı mezeler, ot ve zeytinyağlılardır. Ayvalık’ta bir balık restoranına oturduğunuzda balıkla aranızda aşmanız gereken çok lezzetli bir meze deryası vardır. Ayvalık’ın eski mahallelerinden birinde dört yıl önce açılan Tamam, klasik meyhane kültürünü yansıtan felsefesi ve yemekleriyle Ayvalık’taki balık restoranlarına çok iyi bir alternatif oldu. Dede işini ondan gördüğü şekilde devam ettirmeye çalışan Volkan Ertan’ın bu bağlamda sıkı kuralları var. Mesela dükkânda meze dolabı yok. Her ne kadar yeni nesil müşteri bunu yadırgasa da o, masaya gelecekler konusunda kendilerine güvensinler istiyor. Bu yüzden de müşteriyle bire bir iletişimdeler. Birkaç hafta önce açtıkları, yine şehir merkezinde, deniz kıyısındaki ikinci dükkânları ilkinden farklı olarak sadece deniz mahsulleri servis ediyor. İstanbul’daki bilindik bir balık restoranından transfer olan şef, yöre malzemelerine alıştıkça eminim çok daha lezzetli şeyler bizi bekliyor olacak.

Ayvalık’ta son birkaç yıldır farklı tarzda yerlerin açılması ve en önemlisi birkaç sezondur açık kalabiliyor olmasını 24 yıldır Ayvalık’ı iyi bilen biri olarak heyecan verici buluyorum. Açılalı 3 yıl olan L’Arancia bunlardan biri. Ayvalık âşığı olan Merve Avcı, İstanbul’daki işlerini askıya alarak ailesiyle birlikte Cunda’da L’Arancia’yı açmış. İtalyan mutfağını sevmekle kalmayıp aldığı pek çok kursla da becerilerini pekiştiren Merve Hanım mutfaklarını İtalyan teknikleriyle Ege ve yerel Cunda mutfağı olarak tanımlıyor. Bu rengârenk dekorasyonlu şirin ve özenli restoranın ürünlerini direkt köylü ve balıkçılardan kendisi alıyor, sirkeler de dahil olmak üzere mutfaklarındaki her şeyi kendileri üretiyor, atıksız anlayışa önem veriyorlar. Ayvalık’a yerleşen ve mutfağın başına geçen profesyonel şef Gökhan Çatmaz ile de çıta iyice yukarılara çıkmış. Yemekler son derece lezzetli olmasının yanında hepsi sofrada görsel şölen yaşatıyor.

AİLE SOFRASINDA GİBİ

Bu yaz adadaki bir başka İtalyan esintisiyse Pateriça Koyu’ndaki Cleto’s. Cunda Mola Otel’in plajında akşam saatlerinde servise başlayan Cleto’s’un oldukça zorlu bir yolu olsa da masanıza oturduğunuzda size eşlik eden günbatımı “Bu yola değdi” dedirtiyor. Bunu dedirten sadece manzara değil elbette. Funda Kocadağ ve eşi Cleto’nun restoranı hem İtalyan mutfağından sunduğu örnekler hem de verdikleri aile sofrasında yemek yiyorsunuz hissiyatıyla insanı mutlu ediyor. Her zaman söylerim, ülkenin en güzel sahil ambiyanslarından birine sahip Ayvalık’ta bu malzeme, böyle güzel ve yetenekli insanlar varken burada keyifsiz bir yemek yemek neredeyse imkânsız...

NEREDE, NE YEMELİ?

Yemek ve servis kalitesi garanti
1862 Restoran: Despot Evi içindeki restoranın şefi 16 yaşında babasının yanında çırak olarak mutfakta çalışmaya başlayan Fırat Siriş. Özellikle bölgede adabeyi olarak adlandırılan lipsos balığıyla yaptığı buğulama ve minik yerli kalamarlarla hazırladığı şiş mutlaka denenmeli. Cunda’nın nispeten daha sakin olan Mevlana bölgesindeki 1862 Restoran servis ve yemek kalitesi garanti bir yer arayanlar için ideal.

Kimler geldi, kimler geçti
Bay Nihat: Açıldığı 1978’den bu yana adadan kimler geldi, kimler geçti ama onlar hâlâ aynı kalitede ve işlerine olan heyecanla devam ediyorlar. Mezeleri her daim yaratıcı ama hiçbir zaman zorlama değil. Tarçınlı kelle peynir, safran soslu sübye paça, damlasakızlı ahtapotu denemeyi ihmal etmeyin.

Eski yerinde uykuluk
Tamam: Sokak içindeki dükkânlarında uykuluk, fellah köftesi, tam tekmil fava, etli pazı sarma gibi lezzetler var. Deniz kıyısındaki mekânda deniz mahsullü muska böreği, fesleğenli levrek, soya soslu uskumru, balık köfte gibi tabaklar sunuyorlar.

Ye, iç, otur
Ayna: Bölge malzemelerinin yörenin mutfak dilinin dışına çıkmadan yorumu için doğru adres, uzun yıllardır açık olan Ayna. Nihal Güven’in kızı Ezgi ile birlikte işlettikleri ve ‘yeme, içme, oturma yeri’ olarak adlandırdıkları Ayna, yaz kış açık.

Yoğurtlu oğlak
Mor Salkım: Öğlen saatlerinde Macaron Mahallesi’ndeki Mor Salkım’ın zeytinyağlılarından ve yoğurtlu oğlak eti gibi özel yemeklerinden deneyin. Hemen yan taraftaki Macaron Muhallebicisi’nde bademli muhallebi yemeyi de ihmal etmeyin.

Bebek kalamarlı...
L’arancia: Tütsülenmiş pancar tartar ve keçi peyniri mus, sırlanmış deniztarağı ve karides kreması, ağır ateşte pişmiş dana kaburgalı makarna, Ayvalık bebek kalamar risotto, safran suyunda ızgara barbun, sardalya saganaki, yeşil soslu kızarmış papalina ve Merve Hanım’ın cheesecake’i denemeniz gerekenlerden sadece birkaçı.

Dengeli fiyatlar
Meze Dünyası: Fiyat - kalite dengesi açısından oldukça iyi. Minik Girit kabaklarının kavrulup sarımsaklı yoğurt ve cevizle karıştırılmasıyla hazırlanan Girit tarama, beğendili ahtapot, levrek simit ve tereyağında kalamar yumurtası 11 yıllık bu mekânda deneyebileceklerinizden birkaçı.

Vanilya zeytinyağından pesto
Cleto’s: Buffalo mozzarella ve burrata’lar ile hazırladıkları farklı tabaklar çok başarılı. Roka, çeri domates, ançüez, vanilyalı zeytinyağı ve ev yapımı Antep fıstığı pestosuyla sunulan burrata tabağı en iyi örneklerden. Ançüez ve taze otlu peynirle doldurulmuş kabak çiçeği tempura, adaçayı sosu, ıspanak, adanın otlu peyniriyle doldurulmuş ravioli, Milanez osso buco gibi yemeklerin yanında taş fırında pişen incecik tabanlı pizzalar son derece lezzetli.

Sabah çorbacı, öğleden sonra esnaf lokantası
Paşa Çorba: Sabah 5.00’te işkembe, kelle paça, beyin ve tavuk gibi çeşitlerle başlayan çorba servisi öğlen saatlerinde kabak çiçeği dolması, haşlama otlar, etli türlü, dana haşlama ve kekikli ada köftesiyle devam ediyor. İyi bir esnaf lokantası arayanlara tavsiye ederim.

Gündüz yöresel akşam meyhane
Ayvalık Şehir Kulübü: Gündüzleri yöresel ev yemekleri ağırlıklı, akşamları meze ve balık restoranı olarak servis veriyorlar. Portakallı midye ızgara, arapsaçı sübye, yoğurtlu fenerbalığı kavurma, şarap soslu kum midyesi sıcak mezelerden bazıları.

Macaron’da dolaşın
Macaron’un kökeni mercanköşkün Latincesi ‘marjoram’dan geliyor. Burada yaşayan Rumlar mercanköşke macarona derlermiş. Eskiden buradaki evlerin bahçelerinde mercanköşk yetiştirilir, sıkça da çayı demlenip içilirmiş. Macaron Mahallesi’nde yol bulmaya çalışmayın, tam tersine kaybolun ve antikacısından ekmekçisine adım başı önünüze çıkan dükkânları keşfedin.

Papalina yemeden dönmeyin
Ucuz olduğu için genelde balık restoranlarının pek pişirmek istemediği papalina sadece bu bölgede çıkan minicik ve çok lezzetli bir balık. Tavası yapılıyor ve temmuz, ağustos aylarında avlanmasına müsaade ediliyor.

Taş Kahve
Bir Cunda gezisi Taş Kahve’de mola vermeden eksik sayılır. Cunda sahilde, tarihi taş binadaki kahvehanede günün her saati kahve ve çay keyfi yapabilir, açsanız Ayvalık tostu yiyebilirsiniz.