Paylaş
Boğaziçi Üniversitesi tarafından yapılan bir pazar araştırmasında Türkiye’deki kadın için sofrayla takdir almanın önemli olduğu ancak bunun için öncelikle kendisinin tatmin olması gerektiği ortaya çıkmıştı. Kimi sofradaki yemek çeşitliliğiyle tatmin oluyor, kimi misafir sayısının fazlalığıyla. Ama her koşulda sofrada kullandıkları; tabağı, çatalı, bardağı oldukça önemli. Bu sofralara yapılan alışverişlerse yıllar içinde yaşam şeklimizin evrildiği noktadan değişikliğe uğrayan zevklerimize pek çok şeye ışık tutuyor.
Sema Güral Sürmeli
Kütahya Porselen Yönetim Kurulu Başkanı Sema Güral Sürmeli 50 yıla baktığımızda son 10 yılın önceki 40 yıldan çok farklı olduğunu söylüyor. Görünen en büyük değişiklik şaşırtıcı: Artık kalabalık misafir ağırlamayı sevmiyoruz. Çünkü artık 12 kişilik yemek takımları satılmaz olmuş. Bunun üzerine altı hatta dört kişilik takımlara dönmüşler, sonunda da pek çok takımı teker teker satmaya başlamışlar. Belki hep farkındayız bu durumun ama böyle bir tespit sizin de içinizi sızlatmadı mı? Bizim gibi köklü bir mutfak kültürüne sahip, sofra âdetleri olan, yemek yemenin karın doyurmaktan öte şeyler ifade ettiği bir toplumda soframızı sevdiklerimize artık açmıyor olmamız, üzücü...
Kütahya Porselen şu anda Türkiye’de tek çatı altındaki en büyük üretim kapasitesine sahip. Avrupa’da porselen fabrikalarının artan işçilik maliyetleri nedeniyle birer birer kapanması ihracatlarının artmasına neden olmuş. En büyük hayalleri yakın gelecekte Avrupa’ya kendi markalarıyla ürün satabilmek. Bir diğer hayalini de babası Nafi Güral’la birlikte geçen yıl gerçekleştirmişler. Tamamen kadınların çalıştığı bir yatırım. Avrupa’da bu bir ilk, dünyadaysa birkaç örnekten biri. Bu bir lojistik firması, yani forklift kullanımından yükleme işlerine her şeyi kadınlar yapıyor. Buradan yılda 100 milyon ürünü paketleyip 72 ülkeye ihraç ediyorlar. Nafi Güral nezdinde tüm aileyi tebrik ediyorum.
Bu arada bunca kadını sofra tasarımlarıyla mutlu eden Sema Güral, bugüne kadar bir tek annesini memnun edememiş. Arkadaşlarına üzerinde isimlerinin yazılı olduğu fincanlar yapmasını isteyen annesinin bu isteğini geri çevirmiş. “Koca fabrika var, bana fincan yapmıyorsun” diye sitem edince “Anneciğim canım mantı çekti, bana mantı yapar mısın ama içinden sadece bir tane yiyeceğim” deyince annesi ona hak vermiş.
ZEHİR SAÇAN TABAKLARA DİKKAT
- Kahve makineleri çıktıktan sonra kahve fincanlarının boyları standart olmuş. Fincan ölçüsüyle cezveye su konduğu dönemde tasarımcılar boyutları belirlerken artık herkes makinede kahve yaptığı için fincan boyutları buna uygun üretiliyor.
- Yapımı en zor şey fincan. Hiç şaşırmayın. Çünkü kulpları tek tek elde takılıyor.
- Gelmiş geçmiş en çok taklit edilen ürün yine bir kahve fincanı. Tasarımını Türk geleneksel sanatlarının önemli isimlerinden rahmetli Ahmet Gürel’in yaptığı Topkapı modeli. Sema Hanım fuarlarda Çin, Tayvan stantlarında görüp kendini tanıtmadan sohbet ettiğinde modelin çok talep gördüğünü öğreniyor.
- Sema Hanım diyor ki o çok moda olan ‘çini görünümlü tabaklar’ zehir saçıyor. Duvarınıza tabak, masanıza vazo yapın veya çok özenirseniz içinde çerez yiyin. Ama asla yemek, özellikle de soslu salata gibi yiyecekler koymayın, korozyon sebebiyle boya çözünür. Bir anda zehirleyip öldürmez ama her yemekte boyadaki kurşun kadmiyumu da yemiş oluruz.
SİYAH GİBİ İDDİALI RENKLER SATILIYOR
- Koyu renkli tabaklar yakın zamana kadar hiç satılmazdı. Hele de siyah... Türk halkı tabağında nokta olarak bile siyah istemezken artık çok iddialı renkleri satın alıyor. Tabakta renkten ziyade çiçekli desenleri tercih ediyor.
- Şeflerin tercihi aksi yönde. Desenli tabak kullanmıyor, düz renk ve sade tasarımlar tercih ediyorlar. Şef Rafet İnce ile birlikte çıkardıkları ‘Chef Taste Of’ oldukça popüler.
- Defne Koz, İsmail Acar, Hasan Kale, Yiğit Özer, Kunter Şekercioğlu gibi tasarımcılarla çalışıyorlar. Yakında tanıtımını yapacakları Karim Rashid serisi için çok heyecanlılar.
Paylaş