Asuman Hanım, yapmayın lütfen! Bakın çocuk üzülüyor...

Mirkelam’ı nasıl bilirsiniz?

10 yıl önce Her Gece’nin klibiyle o büyük çıkışını yaptığında, bir günde tüm Türkiye’de tanınmacasına "patlayan", ilerleyen yıllarda unutturmak için canının çıktığı o tabirle "koşan çocuk" olarak?

Yine o günlerde yarattığı infial sağolsun; gazetecilerle konuşurken kapıdan girer girmez kameraların onu orda mum gibi bırakıp direkt Mirkelam’a yönelmesiyle, kendi deyişiyle "laf ağzında, yetim çocuk gibi kalakalan" ve "Bir günlük şöhret yüzünden şahsıma reva görülen muamele buysa, e bana müsaade" tavrı sergilemeye karar veren Faruk Tınaz’ı müzikten uzaklaştıran adam olarak?

Şahsen, o ilk çıkışın vebalini lánet gibi üzerinde taşıdığı için son derece yetenekli, kalifiye bir müzisyen olduğu biraz görmezden gelinmiş, haksızlığa uğramış, hak ettiği hálde bir türlü starlık mertebesine ulaşamamış, kadri kıymeti umulan odur ki ilerde daha iyi anlaşılacak bir sahne adamı olarak algılıyorum bendeniz kendilerini naçizane... (Süper dans ettiğini düşünüyorum ayrıca. Hastasıyım figürlerinin...)

Bir de niyeyse bilmiyorum; çok iyi bir insan olarak... Tamam yani, tanıdığımız günden beri gayet efendi tavırlar sergiliyor da, sırf efendi değil, aynı zamanda hiper iyi bir insan olduğuna dair de teyidi kendinden menkul taş gibi bir iman var içimde...

Buna rağmen, Mirkelam’ın 10. yılı şerefine, iki yılda hazırlanan Mutlu Olmak İstiyorum adlı albümünün çıkış şarkısının adının Asuman Pansuman olduğunu ve şarkının sözlerinin doğal olarak "Asuman, yap bana bir pansuman" "esprisi" içerdiğini ilk okuduğumda, niyeyse fena hálde gıcık kaptı meymenetsiz bünye...

"Buna da tamah edilir mi be Brutus; durum buysa biz Sezarlar bari bir düşüp gelelim" şeklinde söylenir gibi oldum.

Gelin görün ki geçtiğimiz hafta, Mirkelam’ın eski parçalarıyla birlikte albüm şarkılarını seslendirdiği, Rumelihisarı’ndaki Muamma’da düzenlenen, lansman gecesinde elleri kaldırıp teslimi çektim.

10 gün oldu, hálá "a auv a auv"luyorum; mümkün değil şarkı beynimden çıkmıyor; delirmek üzereyim. En son Of Of’ta böyle bir şey gelmişti başıma ki o zaman hadiseyi işkence gibi yaşamıştım. Şimdiyse gayet memnunum hayatımdan ve iptilamdan valla; günde bilmem kaç defa Asuman Pansuman’ı dinlemeden rahat edemiyorum. Şarkı değil; lokum, lokum...

Klibi de keza, ilk kez o gece izledik. Birkaç defa; alkışlar eşliğinde...

Leziz albüm olmuş; hararetle tavsiye ederim. Kaç günlerdir mütemadiyen bilgisayarda dönüyor; bir gram sıkılmış değilim...

BEYONCE YERİNE ŞEVKET

Bununla birlikte, yine albümün geldiğini duyuran öncü haberlerden birinde -ki kimileri öncü deprem lezzetindedir malumunuz- Mirkelam’ın klibinde Beyonce Knowles’ı oynatmak istediğini, bunun için menajeriyle yazıştığını mazıştığını okumuş, "Oldu annem, hatta Marilyn Monroe’nun ruhunu da çağıralım, Happy Tenth Anniversary diye şarkı söylesin; Mirkelam’ın Kennedy’den nesi eksik?" diye düşünmüştük. Madem büyük düşünülüyor, ekstra large da düşünülebilir, değil mi ama... Hakikaten o yazışmalar yapılmış mıdır bilemiyorum; öyle bir şey yoksa, günahı aspici meslektaşımızın boynuna...

Asuman Pansuman’ın klibinde, tahmin edeceğiniz üzre, Beyonce’u görmek mümkün olmuyor.

Onun yerine, Gürcan Keltek’in yönettiği, görüntü yönetmenliğini Murat Tuncel’in, prodüksiyonu Dijital Sanatçılar’ın üstlendiği, 16 mm. film olarak, Dolapdere, Tünel, Kağıthane, Dolmabahçe, Kumkapı, Kadırga, Zeytinburnu, Taksim ve Balat’ta iki günde çekilen ve montajı 10 günde tamamlanan klipte, 40 kişilik kast ekibi, Kanal D’de yayınlanan Benimle Dans Eder Misin? yarışmacıları, kliplerin kadrolu konuk sanatçısı Şevket Çoruh ve elbette Mirkelam rol alıyor.

Ki klip de lokum tadında bir şey olmuş. Son zamanlarda gördüğüm ve duyduğum en neşeli, en oyuncaklı işlerden biri.

Emeği geçen herkesin, en çok da Mirkelam’ın ve düzenlemeleri yapıp kimi şarkılarda ortak imzası bulunan Volga Tamöz’ün yüreğine, dimağına sağlık diyor, şarkının Asuman Krause’ye yazılmış olup olmadığını soran magazinci meslektaşlarımıza bile; "Hayır ama yaşadığım bir şeylerden yola çıktım" şeklinde, terbiyesini kaybetmeden cevap veren Mirkelam’ın illá ki iyi aile terbiyesi almış bir über iyi insan olduğunu düşünmeye, hatta bu konuda iman beslemeye devam ediyor, mevzudan ikilerken küçükleri gözlerinden, büyükleri ellerinden, Fergan Mirkelam Beyefendi’yi, omzundaki martının gagasının ucundan öpüyorum.

Son olarak: Şişşşt, niye kalbini kırıyorsun yahu; yani ne kadar ayıp; yapma Asuman; bak çocuk üzülüyor...
Yazarın Tüm Yazıları