Paylaş
Sanatsal tecavüz
Hani, derler ya; ‘‘Adam, ya sayı saymasını bilmiyor, ya da hiç dayak yememiş’’...
Bizim örnekteki ‘‘Adam’’, ‘‘Adam’’lıktan çıktı, sayı saymasını bilmeyen çoğalınca da, ‘‘Adamlar’’ oldu... Bu adamların ikisi gazeteci, biri siyasetçi... Siyasetçi olan ise şimdi bakan... Şimdi diyorum... Çünkü, bugünlerde, ‘‘Feshedin bu bakanlığı. Bakanlık falan istemiyorum. Oynamayacağım işte’’ diye mızıkçılık yapmakla meşgul...
Anlatacağım olay, işte bu üçlüyü yakından ilgilendiriyor.
Kıssadan hisse, mesele özetle şu; Alanya Belediyesi, ticaret odası ve turizm derneği yetkilileri kafa kafaya verip bir tanıtım broşürü hazırlatmış. İsmail Gülgeç'in o enfes çizgileriyle oluşan karikatürler silsilesini, hazırladıkları takvimin kapağında kullanmışlar. Karikatürler tek tek çok güzel... Hepsi harika... Usta ustalığını göstermiş çünkü... Çizgiyle anlattıkları da gerçeği aynen yansıtıyor... Palabıyıklı vatandaş, ağzından salyalar aka aka kadın turistin peşinden koşturuyor... Turist, ‘‘Help, help’’ diye figan feryat, bizimki ise tam arkasında pozisyonu almış, ‘‘Yakalarsam muck muck’’ vaziyetinde... Bir diğer turist hatun, kaçma fırsatı bulamamış, bizimkinin kucağında... Bu takvime göre, aganiginin yanısıra, ayrıyetten rehberler de turiste eziyet ediyor, trafik terörü ise almış başını gidiyor.
HALT EDENLER
Tekrar tekrar söylüyorum. İsmail Gülgeç'e karikatürist olarak laf söyletmem, söyleyene de kızarım...
Amaaaa...
Eğer, birileri bu çizgileri, Alanya'nın tanıtımını yapacağım diye bir takvime basar, Avrupa'ya gönderirse, işte o zaman halt etmiş olurlar.
Ben bunu bilir, bunu söylerim.
Haaa, başkaları bu görüşüme katılmayabilir. Tıpkı, Cumhuriyet'ten Deniz Som, Akşam'dan Mevlüt Yeni ve medar-ı iftiharımız Turizm Bakanı Erkan Mumcu gibi... Bunu da onlara çok görmem. Hatta onlardan beklerim de...
Şimdi, bu muhteşem üçlüyü olay karikatür meselesinde tek tek ele alalım. Takvimi savunmalarının perde arkasında neler varmış öğrenelim. Önce, Deniz Som'dan başlayarak...
ŞAPKA DÜŞÜYOR
Cumhuriyet'teki, ‘‘Vaziyet’’ köşesinde karikatüre sahip çıkıyor Deniz efendi... Karikatürü orasından burasından keserek yayınlamak ona göre rezalet... Haberi yapan muhabirlerin gazeteleri kullandığını açık seçik ifade ediyor. Anlayacağınız, ne dediği, ne anlatmak istediği anlaşılmayan abuk sabuk bir yazı var o gün köşesinde... Bunun nedeni belli... O da şu; Deniz efendi bu olaydan bir hafta önce Alanya'ya geliyor. Ve, olay karikatürleri takvim yaptıran belediye başkanı ile bizzat görüşüyor. Ne mi görüşüyor?.. Alanya'ya 2-3 bin kişilik tek katlı villalar yaptırmanın planlarını... Projeler ortaya çıkıyor, pazarlıklar yapılıyor yani...
Eeee, durum vaziyet bu iken, Deniz Som'un, ‘‘Vaziyet’’ köşesinde de bunları yazması normal değil mi sizce?.. Şapka düştü, kel göründü diye ben buna derim işte...
SANATSAL AÇIDAN
Gelelim Akşam Gazetesi'nden Mevlüt efendinin buyurduklarına... O da incelemiş karikatürü ve öyle yaygara koparacak bir durum bulamamış. Sonra da demiş ki; ‘‘Efendim neymiş, bir Türk erkeği cinsel organı dışarıda turist kadının peşinde koşuyormuş. Bence bu meseleye biraz sanatsal açıdan bakarsak o zaman sorun kalmayacak.’’
Ah Mevlüt efendi ah... Tecavüzün sanatsal açısı nasıl oluyor merak ettim doğrusu...
Merak ettiğim diğer konuda, aynı karikatürde ay yıldızı ters çizilen Türk Bayrağı... Bayrak Kanunu'na aykırı bir durum var ortada... ‘‘Milliyetçilik’’ deyince mangalda kül bırakmayan Mevlüt bey kardeşim, bunada mı sanatsal açıdan bakalım?..
Birde, karikatüre göre, bırakın Alanya'yı Türkiye'de yıllar önce kapatılan, ‘‘Casinolar’’ yani kumarhaneler hala açık...
Mevlüt kardeş, olmayan birşeyi var gibi göstererek, turisti kandırmanın sanatsal değeri de olabilir mi?..
Şimdi diyeceksiniz ki, Mevlüt'ün derdi ne?.. Yani, karikatürü neden savunuyor. Kendisi Alanyalıdır... Herhalde hemşerilerine sahip çıkıyor. Bilmiyor ki, yanlışın üzerine yanlışla gitmek, ateşe körükle gitmekle eş değerdedir.
İki gazetecinin durumu böyle...
ESPRİ GÖRMÜŞ
Peki, onların bu derdi, bizim bakan Mumcu'yu neden gerdi, işte ben onu anlamadım... Mumcu, karikatüre sahip çıkmış. Aksi olsa şaşırırdım zaten... Bakan bey, tecavüz edilmesine ramak kalmış turist kadının karikatüre bakıp bakıp, ‘‘Espriden başka birşey göremiyorum’’ demiş...
Demek ki, bir kadın turiste yapılan tecavüz, Mevlüt'e göre sanatsal, bakana göre de bir espri...
Bundan yola çıkarsak, Alanyalı gençler, tecavüzle suçlandıklarında artık değişik savunma yöntemleri geliştirebilecekler.
Misal, hakim, karşısındaki tecavüz sanığı gence sorar;
‘‘Oğlum turiste neden tecavüz ettin?’’
Genç, kendinden emin cevap verir;
‘‘Biraz sanatsal takılayım dedim hakim bey... Ama, o turist espriden anlamadıysa ben ne yapayım.’’
Gençlere benden tavsiye, espriyi fazla kaçırmasınlar. Sonra, turistler hamile kalabilir.
Avukatlar neye güler
Antalya Barosu Bülteni'nin içinden özel bir ek çıktı. Biraz gırgır şamata bir ek... İki fıkra vardı ekin içinde, bu köşeye aynen taşıyayım istedim. Bakalım sizler, avukatların bu iki fıkrasını beğenecek misiniz?
Yargıç;
- Suçsuz olduğunu savunuyorsun ama tanığın var mı?
Sanık boynunu büktü;
- Tanrı şahidimdir efendim.
Dalgın yargıç, zabıt katibine döndü;
- Yaz dedi, sanığın gösterdiği tanığın mahkemeye celbine (çağrılmasına), duruşmanın başka bir güne bırakılmasına karar verildi.
* * *
İkincisi, fıkradan çok bilmece gibi...
Soru ; Doktor ile avukat arasında ne fark var;
Cevap; Doktor önce soyar, sonra dinler. Avukat ise önce dinler, sonra soyar.
Ünlü sözler
‘‘Koca selleri meydana getiren, küçük dereciklerdir.’’
Sheakespear
...VE KİTAP ‘ALO’NUZ
Doğan Kitapçılık
Tel.: 0 212 677 06 20 - 677 07 39
Sigarası, ince beyaz elinin parmakları ile bir yavru köpeğinkine benzer kaşları altındaki açık mavi renk gözleri arasında parıldıyor. Ürperiyor. Onlar göremiyorlardı, ama yapılanları bir bir sıraladıklarında, için için ürperiyordu.
Bütün bunları nasıl böyle açıkça anlatabiliyorlar?
Kimi Güzelliklere Doğar / Nadine Gordimer
dgundogdu@hurriyet.com.tr
TELEFON: (0242) 340 38 38
Paylaş