Dr. Nuri Soysal

Yazın estetik OLSAK MI OLMASAK MI

17 Temmuz 2008
Sıcak yaz günlerinde bütün bir yılın yorgunluğunu atabilme hevesiyle harıl harıl tatil planları yapıyor ama bir yandan da vücudunuzla ilgili mutsuzluklar yaşayıp estetikte kararsız kalıyorsanız korkmanıza gerek yok. Ajandanızda yapacağınız birkaç küçük tarih ayarlamasıyla yazın da estetik olabilirsiniz...

BURUN ESTETİĞİ: Bütün bir yılı üniversite sınavlarına hazırlanarak geçiren, kendine zaman ayıramayan, sosyal yaşamı bile sekteye uğrayan gençler için yaz dönemi estetik için çok ideal. Gençlerin okul kapanır kapanmaz yaptırmak istedikleri ameliyatların başında burun ameliyatları geliyor. Yaz tatilinin 3 ay olduğunu düşünecek olursak, burun ameliyatından sonra bir süre deniz ve güneşten uzak durup gençler tatil programlarını ayarlayabilirler. Hem yeni burunlarıyla tatil daha keyifli olabilir. Daha da önemlisi yeni başlacacakları okullarına yepyeni, rahatsızlıklarından arınmış bir biçimde başlamak onların en çok arzu ettikleri bir durumdur.

GÖZ AMELİYATLARI: Göz kapağı düşüklükleri gibi sorunlar yaşayanlar ve tatillerinde daha gergin, genç görünen, torbaları alınmış gözlerle girmek isteyenler hem estetik yaptırıp hem de tatile gidebilir. Sadece 2-3 hafta direkt güneşlenmemek, 1-2 hafta denize ve havuza girmemek gerekiyor.

MEME ESTETİĞİ: Yazın vücutta yaptığımız estetik operasyonlarla ilgili ciddi kısıtlamalarda bulunmuyoruz. Özellikle de liposuction, meme büyütme ve küçültme ameliyatlarını yazın yapabiliyoruz. Ancak özellikle de meme küçültme ameliyatlarından sonra belirli bir süre bandaj kullanmak gerekebiliyor. Bu bandajdan rahatsız olmayacak kişilere yazın da estetik operasyon önerebiliyoruz. Belirli bir süre denize girmemeleri, direkt yakıcı güneşten uzak durmaları gerekiyor. Özel bir sutyen kullanıp, 2-3 haftalık deniz ve güneş kısıtlamasından sonra rahatlıkla tatile gidebilirler.

BOTOKS:
Yazın en fazla yaptığımız estetik işlemlerin başında botoks ve dolgu enjeksiyonları geliyor. Özellikle de açık tenli, açık göz rengine sahip kişiler yaz öncesinden botoks yaptırmak istiyor. Çünkü bu kişiler gözlerini aşırı derecede kıstıkları, göz kapaklarını ve göz etrafındaki mimikleri aşırı derecede kullandıkları için ince kırışıklıklar bariz bir biçimde ortaya çıkıyor. Bu tatile çıkmadan önce botoks yaptırdıklarında, tatil döneminde yeni bir yüz ve kırışmayan gözlerle yine güneş gözlüğü, koruyucu güneş kremi kullanarak rahat edebilirler.

Aynı şekilde dolgu maddeleri de dudak kenarlarındaki, dudaklardaki ya da iki alın arasındaki derin çukurlukları, çizgileri doldurmak için kullanılabilir. Dolayısıyla yazın rahatlıkla bu işlemi yapmakta sakınca yoktur.

Türkiye revaçta

Yukarıda saydıklarımızın dışında yurt dışından tatil nedeniyle gelenler, yabancı uyruklu hastalar da estetik için yaz mevsimini tercih ediyor. Yurtdışında burun ve meme estetiği çok yüksek ücretlerle yapıldığı için Türkiye’de bu operasyonlar daha ucuza yapıldığından estetikte ülkemiz önemli bir cazibe merkezi oluyor. Yurtdışından gelen Türk ve yabancı hastaların ülkemizi tercih etmesindeki en önemli nedenler arasında estetik ve plastik cerrahinin çok gelişmiş olması, hastane şartlarının çok iyi olması ve bu konuda Türk hekimlerini edindiği ciddi bilgi ve deneyimdir.

Alerjik cilde özel güneş koruyucu

Eğer cildiniz alerjikse içeriğinde alerjiniz olan maddenin olmadığı bir güneş kremi kullanmanız gerekir. Bu maddeyi tespit etmek gerekir. Güneşten koruyucu maddelerin deri alerji testleri yapılıyor ve bu testler hangi maddenin sizde alerji oluşturacağını ortaya koyuyor. Dermatologlar bu testi yapar ve size hangi koruyucu maddelere karşı alerjiniz olduğunu söyleyebilirler. "Hassas deri için" ifadesini kullanan ürünler genellikle alerji yapma riski yüksek maddeleri içinde bulundurmayan ürünlerdir.

Acıbadem Bursa Hastanesi Cilt Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Ersoy Hazneci

15 dakika güneş, D vitamini için yeterli

Güneşin yararları da var. Örneğin D vitamini güneşten alınır fakat bunu abartmamak gerekiyor. Güneşlenen kişiler bunu bahane olarak kullanıyor. 15 dakikalık güneş D vitamini için yeterlidir. Ayrıca güneş ışınlarının yağ salgısını kurutucu özelliği vardır. Antibakteriel özelliği vardır. Bu nedenle de dekolte ve kol bölgelerinde çıkan akneler güneş ışınlarıyla azalma gösterir. Cildin yağlanması da azalır. Ama güneş cildinize iyi gelecek diye tüm gün güneşte yatmaya gerek yoktur. Akne sorunu olan kişiler daha düşük faktörlü bir güneş koruyucu krem kullanabilirler.

Acıbadem Bursa Hastanesi Cilt Hastalıkları Uzmanı Dr. Gökhan Okan
Yazının Devamını Oku

Kadınların yağlarla savaşında yeni silah Islak liposuction

10 Temmuz 2008
Spora ve diyete rağmen vücutlarının şeklini bozan yağ kitlelerinden şikayet eden kadınlar için liposuction en çok başvurulan yöntemler arasında. Son yıllarda liposuction yöntemindeki en önemli gelişmelerin başında "ıslak liposuction" geliyor. Bu yöntemde liposuction yapılacak bölgelere özel cihazlarla bazı solüsyonlar veriliyor. Ardından o bölge şişirilip yağlar sıvıyla geri alınarak kanamanın en alt düzeyde tutulması sağlanıyor. Kadınlar yaz aylarında mayo giydiklerinde vücutlarındaki fazlalıklardan bir an önce kurtulmak istiyor. Bu nedenle en çok başvurulan yöntemler arasında liposuction, karın germe ve meme küçültme, toparlama ameliyatları geliyor.

Liposuction bir zayıflama yöntemi değil. Sadece diyetisyen gözetiminde zayıflama diyeti yapan, beslenmesine dikkat edip sporu yaşam şekli haline getirdiği halde fazla yağlarından şikayet edenlerde kullanılacak bir yöntem. Bacak içleri, basen, karın, kol içlerinde biriken ve vücudun profilini bozan yağların alınmasında liposuction etkili oluyor. Ama her bölgeye özel farklı çaplardaki kanüller (ince uzun borular) var. Liposuction uygulanan her bölgeye özel bakımlar yapılması, eğer karında uygulanıyorsa belli bir süre korse giyilmesi gerekiyor. Yöntem 18 yaşın altındakilere yapılmıyor. Daha çok 30-40’lı yaşlardaki kadınlardan talep geliyor.

TECRÜBESİZ ELLERDE UYGULANMAMALI

İyi ellerde uygulandığında dokuda çöküntüler oluşmaz. Ancak bu konuda yeterince tecrübesi olmayanlar tarafından uygulanırsa, dokunun yapısında çöküntüler ortaya çıkabilir. Liposuction yapılan ortamın şartları da önem taşıyor. Ayrıca operasyon sonrasında morluk, kanama olabiliyor. Zamanla ortadan kalkıyor. Bu yöntemle yağ aldıranlar, işlemden bir ay sonra denize girebiliyor. Çok sıcak dönem yerine biraz daha serin dönemin beklenmesi konfor açısından önemli. Yağ alınmış yerlerde yeniden yağ fazlalıklarının oluşma riski az. Ancak bu defa da yağ alınmayan yerlerde fazlalıklar oluşabileceğinden beslenmeye özen göstermek ve spora devam etmek gerekiyor.

Genç kızlar büyük meme istiyor

Meme ameliyatları da kadınlardan çok rağbet görüyor. Genç kızlar daha çok meme büyütme ameliyatlarına, 30-40 yaş grubundaki doğum yapmış kadınlar ise meme küçültme ameliyatlarına yöneliyor. Meme büyütmede, son yıllarda silikon jel protezler tercih ediliyor. Meme altından girilerek operasyonun izi en aza indiriliyor. Protezlerde yenilikler var. Sertleşmeyi azaltan, doğal yapıda, kaza anında kendiliğinden parçalanmayan ve sızmayan protezler kullanılıyor. Meme küçültme ise yaklaşık 2,5 saat sürüyor. Meme küçültmeden sonra meme ucunda his kaybı olabiliyor, ama bir süre sonra düzeliyor. Süt kanallarıyla ilgili uygun teknik kullanılırsa emzirmede sorun yaşanmıyor.

Karın germe ameliyatı sonrası iki ay ağır spor yok

Karın germe ameliyatları, özellikle de hamilelikten sonra vücutlarını beğenmeyen kadınlar için ideal. Hamilelik sonrası dönemde karın bölgesindeki deride çatlak, sarkma, yağlanma oluyor. Zorlanmayla birlikte kasların arası açılıp kurbağa karnı şeklinde görünüm ve karın fıtıkları oluşuyor. Karın gömlek gibi aşağıya iniyor. Karındaki sarkık olan deri, göbeğin altında kalan bölgede kalan tüm çatlaklar ve yağların hepsi, bir iç çamaşırı çizgisi altında kalacak şekilde bir kesiyle ortadan kaldırılıyor. Bu iz zamanla azalıyor, ince bir ip şeklini alıyor. Kişilerin vücudunda yara iyileşmesi iyiyse erken dönemde iyi sonuç alınıyor. Bazı kişilerde yara iyileşmesine bağlı olarak izlerin geçmesi zaman alıyor. Ameliyattan sonraki iki aylık dönemde ağır sporlardan, efor gerektiren işlerden uzak durmak gerekiyor.

Kadınlarda mantarın 8 nedeni

Vajinadaki enfeksiyon kaynaklı akıntılar, kadınların jinekoloji uzmanına en fazla başvurma nedenleri arasında yer alıyor. Kadınlarda en fazla şikayet yaratan konuların başında "mantar enfeksiyonları" geliyor. Şu durumlarda sık görülüyor:

Özellikle antibiyotik kullanımlarından sonra

Şeker hastalığı varsa

Bağışıklık sistemi baskılanmış kişilerde

Hormonal değişiklik ve gebelikte

Obezite gibi durumlarda

Yüksek doz doğum kontrol hapları kullananlarda

Sık vajinal duş yapanlarda

Sperm öldürücü jel kullananlarda sıklıkla görülür.

Belirtileri: En sık görülen şikayetler kaşıntı ve akıntıdır. Ayrıca ilişkide ağrı ve idrar yaparken yanma da eşlik edebilir.

Tedavisi: Şikayeti fazla olmayanlarda lokal antifungal tedavilerden (vajinal ovül veya kremler) yüzde 80-90 oranında fayda görülür. Ağızdan alınan tek doz ilaçlar da kullanılanabilir. Ayrıca ek olarak dış genital organlar için kremler de uygulanabilir. Şiddetli enfeksiyonlarda 4-5 gün sonra doz tekrar edilmelidir. Mantar nemli ortamı sevdiğinden dış genital bölge kuru tutulmalıdır.

Acıbadem Kocaeli Hastanesi

Kadın Hastalıkları ve

Doğum Uzmanı Dr. Yıldız Tuncay
Yazının Devamını Oku

Vajinal estetikten 15 gün sonra cinsel ilişki serbest

3 Temmuz 2008
Estetik operasyon yaptırmakta birinci amaç çoğunlukla daha güzel olmaksa da, işlevsellik, kişinin kendisine duyduğu özgüvenin artması da büyük önem taşıyor. Bir burun estetiğinde işlevsellik güzellikten daha önemli olabilirken, vajinal estetik sözkonusu olduğunda birinci amaç güzellik olabiliyor. Kadınlar neden vajinal estetik yaptırıyor diye merak ediyorsanız, sıklıkla vajina dudaklarındaki veya vajinal kanaldaki problemler, asimetrik görüntüler, büyük ve küçük dudakların birbirinden çok farklı olması, yine dudakların üzerinde çeşitli nedenlerle oluşmuş iz ve skar (yara) dokularının düzeltilmesini kapsıyor.

Ama genellikle hastaların büyük çoğunluğu küçük dudakların ileri derecede büyük olması veya birbirlerinden çok farklı büyüklükte olması nedeniyle bizlere başvuruyor.

Kadının cinsel yaşamını, özgüveninin sarsılmasına neden olabilen ve bununla ilgili olarak değişik problemler yaşayan birçok hasta, bazen direkt olarak şikayetini bize bildirdiği gibi bazen de dolaylı sebepler göstererek başvuruyor. Bazıları kadınların bu sorununu gereksiz bir şikayet olarak adlandırabiliyorsa da, cinsel yaşamın konforunu bozacak kadar ciddi sorunlar yaratabilmektedir.

GENÇ KADINLAR DAHA ÇOK TERCİH EDİYOR

Daha çok genç kadınlar vajinal estetik gerektiren sorunlardan rahatsız oluyor. Cinsel soğukluğa sebep olması kadınların bu konuda hekime başvurmasındaki en büyük etken. Bu ameliyatı çoğunlukla lokal anestezi ile rahatlıkla yapabiliyoruz. Ancak sorunun bulunduğu bölgeden dolayı daha çok sıkıntı çekebilecek hastalar için genel anesteziyi tercih edebiliyoruz. Hastalar bu operasyondan önce ameliyatın ciddi yan etkileri olup olmadığını sorsa da, önemli yan etkileri bulunmuyor. Üstelik yaptığımız bu ameliyattan sonra kendiliğinden eriyen dikişler kullandığımızdan bunları almaya da gerek kalmıyor.

Bir hafta sonra denize girilebiliyor

Ameliyattan sonraki günde bile rahatlıkla pantolon giyip günlük işlemlerini yapabilirler. Ertesi gün rahatlıkla duş yapabilir ve spor aktivitelerine üçüncü ve dördüncü gün arasında tekrar başlayabilirler. Ameliyattan 7-10 gün sonrasında da denize girebilirler. Vajinal estetik operasyonlar, hasta memnuniyetinin en yüksek olduğu gruplardan biridir.

İdrar sorunu yaşanmıyor

Vajinal estetik operasyonundan sonra, idrar sorunu yaşanmaz. Ancak bu bölgedeki hassasiyet nedeniyle birkaç gün lokal anestezik merhem kullanılması, bölgenin özel antiseptik maddeyle temizlenmesi, yüzeyel ya da ağızdan alınan antibiyotik tedavisi ile takip gerekiyor. Hasta operasyondan 10 - 15 gün sonra cinsel yaşamına dönebilir. İlk zamanlarda vajina hassas olabiliyorsa da, birkaç hafta sonra hiçbir ağrı ve aşırı hassasiyet problemi kalmaz.

Açık kahverengi lekelere 3 boyutlu teknoloji

"Üç Boyutlu Cilt Yenileme Sistemi", IPL (Intense Pulse Light), ND-YAG lazer ve Titan teknolojisini birleştiriyor. Bu özellikler sayesinde ilk defa cildin hem üst hem orta hem de derin tabakalarında gençleştirme yapılıyor.

Cihaz boyun ve dekolte bölgeleri dahil olmak üzere tüm vücut bölgelerinde etkili olabiliyor. Eskiden zor tedavi edilen açık kahve renkli lekelerde bile güzel sonuçlar alınabiliyor.

Her hastaya ve tedavi edilen soruna göre bir-üç seans arasında sonuç alınabiliyor.

Aşırı güneş hasarına maruz kalmış ciltlerde ilave seanslar tavsiye edilebiliyor. Tedaviden hemen sonra kahverengi lekeler koyulaşmaya başlıyor ve cilt hafif kızarmış görünebiliyor. Bu durum tipik olarak bir kaç saat içinde geçiyor.

- Cihazla uygulama yapıldıktan sonra ilk 10 gün ve tabii ki daha sonra güneşin zararlı etkilerinden korunmaya devam edilmesi gerekiyor.

24 saat boyunca yoğun kimyasallardan kaçınılması önemli.

Güneşin zararlı etkilerinden dolayı yeni lekeler çıkabilir. Bunlar da aynı şekilde ilk uygulamadan 4 hafta sonra tedavi edilebilir.

Acıbadem Kadıköy Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Asiye Nesrin Aksoylar

Cildiniz yağlıysa nemlendirici üstüne güneş koruyucu sürün

Yağlı cilde sahip kişiler, ciltlerinin sürekli parladığından, sivilce ve lekelerinden şikayet ediyor. Genelde akne sorunuyla karşı karşıya kalıyorlar. Yağlı ciltlere sahip kişiler için işe yarayacak öneriler:

Yağlanmayı engelleyen kurutucu sabun kullanın.

Cildin her tarafına tonik sürerek, yağsız ve su bazlı nemlendirici tercih edin.

Cildi yağlandıran kremler akneye yol açar.

Nemlendirici kremin üzerine güneş koruyucu sürmeyi ihmal etmeyin.

Lokal olarak tonik uygulanması hem yağlanmayı azaltır, hem de yeni siyah nokta oluşması baskılanmış olur.

Hafif alkol içeren ürün kullanılırsa eğer gözenekler daha daralıyor.

Cilt bakımında siyah ve beyaz noktalar sıkılınca iz kalıyor. Sivilceyi sıkmadan kaynaklanan izler uzun süre orada kalıyor. Bu nedenle sıkılmaması gerekiyor.

Cilt her 21-28 günde yenileniyor. Bu nedenle cilt bakımında ölü deriyi atmak amacıyla bakım yapılıyor. Böylece lekeler hafifliyor, kırışıklıklar ve akne izleri azalıyor.

Acıbadem Bakırköy Hastanesi Cilt Hastalıkları Uzmanı Dr. Gökhan Okan
Yazının Devamını Oku

30’lu yaşlarda güzelliğinizi korumaya başlayın

26 Haziran 2008
Kadınlar 30’lu yaşlardan itibaren yüz güzelliklerini korumak amacıyla estetik işlemler yaptırırken, 40 ve 50’li yaşlarda daha bakımlı ve güzel olmayı hedefliyor. Aslında 30’lu yaşlar bir anlamda, kadınların fiziki görünümlerinde beğendikleri yönlerini koruma, beğenmedikleri özelliklerini ise estetik operasyonlarla daha da iyileştirmenin temellerinin atıldığı bir dönem.

Bu nedenle biz estetik ve plastik cerrahi uzmanlarına başvuran kadınlar tüm vücut güzelliklerini koruma çabasıyla birlikte, en çok göz önünde olan yüz güzelliklerini ve ciltlerini korumaya yönelik estetik işlemler yaptırıyor. Yüzlerindeki akne izlerinin giderilmesine yönelik tedavilerden tutun da, alın germe, boyun ve dekolte estetiği işlemleri en çok talep gören estetik operasyonlar arasında yer alıyor.

BOYUN ESTETİĞİ

Kadınlarda 30’lu yaşlardan itibaren, bazen daha da genç yaşlarda boynun orta hattında bazı çizgilenmeler oluşuyor. Sarkma ve gevşeklikle birleşince, özellikle de açık kıyafetlerin giyildiği yaz mevsiminde estetik olmayan bir görüntü oluşuyor.

Boyun estetiğinde uygulanan başlıca yöntemleri şöyle sıralayabiliriz:

Boyun germe: Boyundaki fazla birikmiş yağ alınıyor ve sarkmış kas yapısı toparlanıyor. Deri altından germe işlemi yapılarak, bu bölgenin daha gergin olması sağlanıyor. Fazla deri çıkarılıyor. Germe işlemi daha ileri yaştaki hastalarda uygulanması gereken bir yöntem.

Yağ enjeksiyonu: Bu bölgede yan tarafa doğru uzanan çizgilere ince yağ ve kolajen enjeksiyonları yapılabiliyor.

Botoks: Aynı zamanda botoks uygulamalarıyla boyunda oluşan çizgilerin giderilmesi sağlanabiliyor. Ancak bu çeşit botoks ve enjeksiyon uygulamalarını daha genç yaştaki kadınlara uygulamak gerekiyor.

DEKOLTE ESTETİĞİ

Kadınlarda boyun estetiği ne kadar önem taşıyorsa, dekoltelerinin güzelliği de aynı şekilde önemli. Dekolte bölgesinde bazı çizgilenmeler oluşuyor ve bu da rahatsız edici bir görüntü yaratıyor. Ayrıca dekolte bölgesinde yağ birikmesi de oluyor.

Dekolte estetiğinde neler yapıyoruz?

Kırışıklıklara dolgu: Dekolte estetiğini daha çok orta yaş grubu tercih ediyor. Bu bölgedeki deri elastikiyeti bozulduysa ince kırışıklıkları özel dolgu maddeleriyle dolduruyoruz.

Peeling ile canlandırma: Küçük peeling ajanları ile derinin canlılığını, elastikiyetini artıracak işlemler uyguluyoruz. İleri derecede artmış çizgilenme varsa yağ enjeksiyonları yapıyoruz.

MEME ESTETİĞİ: Dekolte problemleri meme kaynaklıysa, her iki meme birbirine çok bitişikse bu dekoltenin görüntüsünü de bozuyor. Bu durumda iki memeyi birbirinden uzaklaştırıcı ameliyatlar yapılarak, dekoltenin güzel olmasına yardımcı olunuyor.

Botox ve yağ enjeksiyonu: Bu bölgeye botoks ve yağ enjeksiyonu da uygulanıyor. Botoks dekoltenin daha gergin görünmesini sağlıyor, yağ enjeksiyonuyla da çizgiler yok ediliyor.

ALIN VE YÜZ BÖLGESİ

Alın ve üst yüz bölgesinin oluşmuş problemlerinde düşüklerin ve kırışıklıkların giderilmesi için botoks enjeksiyonları mükemmel sonuç veriyor. Bu sayede yer çekimiyle oluşan çizgileri, doku ve kasların bozulan dengelerini botoks teknikleri uygulayarak gideriyoruz. Botoks uygulamalarını belirli sürelerle tekrarlamak gerekiyorsa da, alınan sonuçların yüz güldürücü olması nedeniyle kırışıklık ve çizgilerinden kurtulmak isteyenler botoksu öncelikle tercih ediyor. Tabii sadece botoksun yeterli olmadığı kişiler de bulunuyor. Botoks ile germe işlemi yaparken, çok derinleşmiş çizgilerin ve çukurlukların özel dolgu maddeleriyle doldurularak, dokunun tekrar kendini toparlaması ve alnın genç bir görünüme kavuşması sağlanıyor.

Tüm dünyada da alın germe işleminde aslında trend botokstan yana. Çünkü insanlar botoksla kısa sürede, ağrısız ve acısız yapılabilecek bir germe yöntemi mümkünken, ameliyattan uzak durmayı tercih ediyor. Artık cerrahi yöntemlerle yapılan alın germe işlemleri son yıllarda oldukça azaldı diyebilirim. Botoks düzenli aralıklarla tekrarlanarak, elde edilen kırışıksız, çizgisiz görüntünün uzun bir süre korunmasını sağlıyor. Dolgu maddeleri de çukurlukların doldurulmasını sağlayarak destekleyici bir uygulama olarak elimizin altında bulunuyor.

Yanlış diyet ve stres saçları döküyor

Sağlıklı saçlara sahip olmak son yıllarda kadınların dış görünüşleriyle ilgili en önemli öncelikleri arasında yer alıyor. Dermatoloji kliniklerine en sık başvuru nedenleri arasında bu nedenle saç sorunları yer alıyor.

1- Saçla ilgili en fazla doktora başvurmaya neden olan sorunlar nelerdir?

Pratikte en sık saç dökülmeleri ya da bölgesel saç seyrelmeleri, saçlarda çabuk yağlanma, kepeklenme, kaşıntı, para şeklinde saç kayıpları (saç kıran), saçlı deride mantar hastalıkları, kalıcı saç kayıpları ile giden hastalıklar ve saçlı derinin kendisini ilgilendiren kaşıntı ve yaralar şeklinde karakterize saçlı deri ekzemalarını görebilmekteyiz.

2- Saç dökülmesi neden olur, ne zaman hekime başvurulmalı?

Normalde başımızdaki saçların belli bir döngüsü vardır ve genetik kod gereği uzama evresi (anagen), geçiş evresi (katagen) ve dinlenme evresi (telogen) zincirini takip eder. Başımızdaki saçların yaklaşık yüzde 80’i uzama evresindedir ve bu süre ortalama 2-6 yıl arasındadır. Bu süreyi tamamlayan saçlar kısa bir geçiş aşamasından sonra dinlenme fazına geçer ki bu oran yüzde 19 civarındadır. Dinlenme aşamasında saçlar, 3-4 ay kadar kalır ve ardından saç dökülmesi başlar, bir yandan da yeni saç çıkışı başlamış olur. Saçların bu düzenini etkileyen herhangi bir olay saç dökülmesi ile sonuçlanabilir. Dökülme şikayeti olan hastaya mutlaka dökülen saç sayısı sorulmalıdır. Günde 100 teli aşan bir saç kaybı varsa mutlaka değerlendirme yapılmasını gerektiriyor demektir. Kişinin saç sağlığını etkileyen fiziksel faktörler, stres, diyet, kaza, ameliyat öyküsünün olup olmadığı öğrenilmelidir. Ayrıca kan tahlilleriyle altta yatan bir hastalık bulunup bulunulmadığı araştırılmalıdır.

3- Saç dökülmesini durdurabilmek mümkün mü? Bunun için faydalı olduğu bilimsel olarak ispatlanmış ürünler var mı?

Saç dökülmesinin tedavisinde tekrar saç çıkışını sağlamaya yarayan FDA onaylı 2 ilaç mevcut. Biri, Minoksidil içeren, harici köpük veya losyon şeklinde 4 aylık kürler şeklinde kullanılan ilaçtır. Minoksidilin tam olarak nasıl etki ettiği tam bilinmemekle beraber, saçlı derinin kan dolaşımını arttırıp, saç kökünün beslenmesini artırarak etkili olduğu düşünülmektedir. Bir diğer ilaç ise, Finasterid’dir. Finasterid testosteron hormonunu aktif testosterona çeviren 5-alfa reduktaz enzimini bloke eder, dolayısıyla kıl kökünü androjen hormonunun baskısından kurtarır, kıl kökünün minyatürleşmesine, kılın incelip dökülmesine engel olur. Kullanıldığı sürece etkili olan ilaçlardır, saçlar geri geldikten sonra bırakılırsa tekrar dökülür. n Acıbadem Bursa Hastanesi Deri Hastalıkları Uzmanı Dr. Tuğba Türker
Yazının Devamını Oku

"Meme büyümesi" erkeği denizden mahrum bırakıyor

19 Haziran 2008
Kadınlar için memelerinin vücutlarıyla uyumlu büyüklükte bulunması, estetik açıdan olduğu kadar fiziksel açıdan da önem taşıyor. Çünkü iri memelere sahip kadınlarda omurgaya fazla yük bindiğinden sırt bölgesinde ağrılar, duruş bozuklukları, meme altı cildinde oluşan kızarıklık ve bazen de yara gibi oluşumlar ortaya çıkabiliyor. Kadınlardaki kadar ağır sorunlar yaratmasa da erkekler de memelerindeki büyüme ve meme bölgesindeki yağlanma nedeniyle psikolojik sorunlar yaşıyor.

Erkeklerde meme yapısının oransal olarak büyük olmasını "Jinekomasti" olarak adlandırıyoruz. Jinekomasti bir erkek hastalığı. Memede oluşan büyüme tıpkı kadın memesine benzer bir görüntü yarattığı için jinekomasti, özellikle de yetişme çağındaki genç erkekleri rahatsız ediyor. Günlük yaşamda rahatlıkla tişört giyemeyen, denize girerken memelerindeki büyüme ve oluşan görüntü nedeniyle sıkıntı çeken erkekler, yaz mevsimi geldiğinde denizden mahrum kalıyor. Ya da görüntülerinden utandıkları için tişörtle denize giriyor.

Bazı erkekler yaşadıkları bu sorun nedeniyle büyük bir utanç duygusuna kapılarak ailesinden rahatsızlığını gizleyebiliyor. Farklı nedenler ileri sürerek doktora başvuruyor. Yani erkekler meme bölgelerindeki büyüme nedeniyle doktora gittiklerini ailelerinden bile saklamak zorunda kalıyor.

AŞIRI KİLO ALIP VERME MEMELERİ BÜYÜTÜYOR

Neden erkeklerde böyle bir hastalık ortaya çıkıyor sorusuna gelince, genellikle doğuştan kaynaklanan faktörler nedeniyle jinekomasti oluşuyor. Ergenlik çağından itibaren ortaya çıkmaya başlayan hastalığa karşı, önceleri hormonal dengesizlik olduğu düşünülerek çeşitli incelemeler yapılıyor. Ancak jinekomasti görülen erkeklerin çok azında "hormon dengesizliği" saptanıyor.

Doğumsal nedenlerin yanı sıra erkekte jinekomastiye neden olan bir diğer sebep de, aşırı kilo alıp vermek. Vücudun taşıyabileceğinden fazla kilo alıp vermek, üstelik uzun süreler aynı kilolarda kalmayı başaramadan bu değişiklikleri yaşamak, her kilo alınmasının ardından meme bölgesinde kalıcı yağlanmaya yol açıyor. Üstelik bu bölgedeki yağlanma, diğer bölgelere göre daha fazla oluyor. Bu sayede gelişen jinekomastiler daha çok olgunluk yaşında olan gruptur.

Spor yapanlarda çeşitli nedenlerle verilen aralar, östrojen dengesinde bir aktivasyon sağlayıp jinekomasti oluşturabiliyor. Vücutta kas oluşumunu artırıcı vitamin takviyesi alanlarda da bu çeşit jinekomasti sorunu olabiliyor.

YATKIN BÜNYELERDE DAHA SIK GÖRÜLÜYOR

Jinekomasti sorunu tüm erkeklerde görülmüyor. Bazı erkeklerin vücutları meme bölgesinde oluşacak yağlanmaya daha müsait oluyor. Jinekomasti tesbit edildiğinde eğer hormonal bir problem varsa önce o tedavi ediliyor. Daha sonraki tedavi ise mutlaka cerrahi tedavi oluyor. Çünkü ameliyat dışında tedavi şansı olmuyor. Ameliyat genel veya lokal anestezi ile yapılabiliyor.

Meme ucunun hemen alt bölgesinden 1-2 santimetrelik bir kesi yapılarak giriliyor. Burada daha sonra ciddi bir ameliyat izi olmuyor. Önce bölgedeki artarak birikmiş olan yağ dokusu alınıyor sonra da eğer varsa süt bezleri alınıp azaltılıyor. Daha sonra alınmayan gizli dikişlerle burası kapatılıyor. Özel bir korse-bandaj uygulanıyor.

Ameliyat sonrası ciddi ağrılar olmuyor. Üçüncü haftadan itibaren denize girilebiliyor.

Ameliyattan sonra hastanın 2-3 hafta korse kullanıp güneşlenmemesi öneriliyor ve günlük yaşamıyla ilgili ciddi kısıtlamalar yapılmıyor. Cerrahi tedaviden sonra jinekomastinin tekrar oluşması sözkonusu değil.

HIZLI VE YAĞLI BESLENME TARZI VAKA SAYISINI ARTIRIYOR

Jinekomastinin özellikle gençlerde oluşmasının kilo ile bir ilgisi çoğu kez yoktur. Çok zayıf bir erkeğin jinekomastisinin olduğu seyrek görülen bir durum değildir. Daha ileri yaşta görülmesi çoğu kez kilo artışı ile birlikte olur. İleri yaşta görülmesi halinde de tedavi cerrahi olarak yapılmaktadır.

Türkiye’de diğer ülkelere göre daha fazla olduğuna dair bir gözlem veya döküman bulunmamakla birlikte hormonlu ve suni şartlarda yetiştirilen sebze ve meyve tüketimi, doğal şartların zorlanarak elde edilen gıda grubunun artması, aşırı yağlı fast food tüketimi ile jinekomasti sayısında artış gözlemlenmektedir.

Bacaklardaki örümcek damarlara ilaçlı tedavi

Kadınlar bacaklarında örümcek ağı, ağaç dalı ya da kedi tırmığına benzeyen damarlar oluştuğunda paniğe kapılıyor. Ciddi bir sağlık sorunu yaratmayan ancak estetik kaygıya yol açan bu damarlar, ince iğneler yardımıyla damar içine verilen özel ilaçlarla tedavi ediliyor. Bu ilaçlar damarın karşılıklı iki duvarını birleşmiş iki el gibi yapıştırarak yok ediyor. Örümcek ağı damarlar "Skleroterapi" olarak bilinen bu yöntemle yüzde 80’e varan başarı oranıyla azaltılıyor.

Kadınlar en çok tedaviden sonra yeniden damar oluşup oluşmayacağını merak ediyor. Skleroterapinin seçilmiş hastalarda uygun yöntem kullanılarak yapılması büyük önem taşıyor. Skleroterapinin uygulanması sırasında bir milimetreden ince damarlarda sorun yaşanabiliyor. Bu nedenle 3-15 milimetre çapındaki varislerde etkin bir şekilde uygulanabiliyor.

Skleroterapi uygulansa da tedavi sonrasında örümcek damarlar yeniden oluşabiliyor. Damarlara uygulanan ilaç tedavilerinin yanı sıra, laser, cerrahi ve radyofrekans yöntemleri sonrasında da nüks oluşabiliyor. Bu nedenle hastalığı iyi tanımlamak amacıyla venöz doppler (doppler ile damar incelemesi) istiyoruz.

Ana toplardamarda bir yetersizlik olduğu halde, sadece görünen bölge üzerinde işlem yapılırsa tekrarlama ihtimali yüksek olacaktır. Bu nedenle her olguda olduğu gibi yüzde 5-10 nüks oranı var. Yöntemin şişman kişilerde uygulanmasında sakıncalar bulunduğuna da değinmeden geçemeyeceğim. Şişmanlarda yağ dokusu fazladır. Ayrıca damar çapı o kadar ince oluyor ki, damar patlıyor, uyguladığımız ilaç cildin dışına çıkabiliyor. Deri altında reaksiyon oluyor, şişmanlarda yara iyileşmesi daha zor oluyor. Bu yöntemi lenf ödemli hastalarda da uygulamaktan kaçınıyoruz.

n International Hospital Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Fatih Ata Genç

Sünnet için ideal yaş kaçtır

Sünnet için en uygun yaşın hangisi olduğu, ailelerin en çok sorduğu soruların başında geliyor. Sünnette en doğru yaş 0-3 yaş arası bebekler ile, 5 yaş ve üzerindeki çocuklardır. Sünnet 3-5 yaş arası çocuklarda psikolojik travmaya yol açabiliyor, bu nedenle bu yaş grubuna önermiyoruz.

Son zamanlarda birçok aile yenidoğan döneminde sünnet yaptırmayı tercih ediyor. Bu durumun olumlu ve olumsuz yönleri var. Yeni doğan döneminde sünnet kolaydır, genel anestezi gerektirmez. Sünnetli bebeğin bakımı da rahattır. Ancak bu dönemde çocukta farkındalık olgusu henüz gelişmemiş olduğu için, çocuk sünnet şöleninin güzelliğini yaşayamaz. Bu bizim kültürümüzde sadece tıbbi bir işlem değil, tüm ailenin kenetlendiği, adeta bir bayram gibi kutlandığı özel bir durum. Yaş faktörünün göz ardı edildiği durumlar da var. Bazı özel durumlarda ise çocuğun yaşına bakmaksızın sünnet uygulanabiliyor: n Sünnet derisinin uç kısmının idrar akımına izin vermeyecek kadar dar olması

n Sünnet derisinin sıkça iltihaplanması

n Üç yaşına gelinmesine rağmen sünnet derisinin geri itilememesi

n Doğuştan böbrek ve idrar yolu anormalliklerinin olması

n Acıbadem Bursa Hastanesi Çocuk

Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Arif Gürpınar
Yazının Devamını Oku

Beldeki yağ simidine liposuction tedavisi

11 Haziran 2008
Gerek erkeklerde gerekse kadınlarda 30’lu yaşlardan itibaren hareketsiz yaşam, düzensiz ve yüksek kalori içeren besinler tüketmek nedenleriyle vücut hatları bozuluyor.

Yazının Devamını Oku

Güzel bacaklar kadının özgüvenini artırıyor

5 Haziran 2008
Kadınlar için düzgün bacaklara sahip olmak, kıyafetleri daha cesur taşımalarını sağlarken, özgüvenlerini de artırıyor. Günümüzde kadınlar güzel bacaklara sahip olmak için de estetik cerrahlarına başvuruyor. Bacak estetiğinin alanına giren birçok sorun var aslında. Bacak estetiği aynı zamanda ayak estetiğini de kapsıyor: Ayak parmaklarında doğumsal kaynaklı olarak fazla parmak bulunması, ayak tarak kemiklerinin çıkıntısının oluşması gibi. Yaşın ilerlemesi ve kilo alıp vermekle bacaklarda ortaya çıkan sarkmalar, bacağın belli bölgelerinde aşırı yağ birikmesi, bacak içlerinde olması gereken yağ dokusunun çok az bulunması nedeniyle görülen şekil bozuklukları bacak estetiği kapsamında yer alan durumlardır.

FAZLA PARMAKLAR ALINIYOR: Doğuştan birtakım parmakların fazlalığı ve eksikliği olabilir, bunlar genellikle küçük yaşta alınabiliyor. Ayaklarda parmak fazlası olabildiği gibi elde de altı parmak bulunabiliyor. Ayağın fazla taraklı ve geniş olduğunda daraltılması ve ayağın küçültülmesi şeklinde estetik ameliyatlar yapılabiliyor.

YAĞ ÇIKINTILARI: Tüm bacak sisteminde ilgilendiğimiz sorunlardan biri de genellikle şekil bozukluğu yaratan, belirgin bögelerde fazlalık şeklindeki yağ çıkıntılarıdır. Bunu ortadan kaldırmakta ise en çok "liposuction" yöntemini kullanıyoruz.

"O" BACAK KÁBUSU: Bazı kadınlarda iki bacağın arasındaki açıklık diz arasının fazla açıklığı şekliyle adeta "O" harfine benziyor. Bu da dış görünüş açısından çok kötü bir görüntüye neden oluyor. Ancak bu "O" biçimindeki açıklık, çevre bölgelerdeki yağ dokularının alınıp bacak içlerine enjeksiyon yapılmasıyla aşılabiliyor. Bu işlemlerden sonra bir yıl içinde enjekte edilen yağ dokusunun üçte biri ya da yüzde 40’ı kalıyor. Aynı işlemi tekrar etmek gerekiyor.

Bacak içlerine yapılan yağ enjeksiyonları, çok ince görünen ayak bileği için de yapılabiliyor.

İNCE BALDIRLARA İMPLANT: Bazı durumlarda baldır bölgesinin zayıflığı, birtakım doğumsal sorunlarla görülebilen daha sonradan ortaya çıkmış çok ince bir kas yapısının gelişmemesi şeklinde olan sorun var ki bunda yağ enjeksiyonları çok yeterli olmuyor. Baldır implantı yerleştiriyoruz.

BACAKLARDAKİ DERİ SARKIYOR: Bir de bacaklardaki deri ve deri altındaki yağ tabakasının zamanla sarkması sorunu var. Eğer böyle bir sorun varsa fazla olan sarkmayı şiddetlendirecek yoğun bir deri altı yağ dokusu sözkonusuysa, ince bir liposuction ile sarkmayı kuvvetlendiren bu kütlenin azaltılması mümkün.

’PANTOLON’ ESTETİĞİ: Bacağın üst bölümünün yani uyluk bölgesinin sarkması sözkonusu olabiliyor. Daha çok ileri derecede kilo alıp vermiş insanlarda bu durum görülüyor. Bu durumda bacakta oluşan ve deri fazlalığı olan bölgelerin adeta pantolon çeker gibi estetik operasyon ile yukarı çekilmesi sözkonusu olabiliyor. Bu sorun bacağın iç kısmında ve arka bölümlerinde de görülebiliyor. Daha da ileri durumlarda örneğin 40-50 kilo veren kişilerde eldiven gibi bacağın tüm üst bölümünün yukarı çekilmesi şeklinde bir ameliyat yapılması gerekiyor ki, oldukça zor bir ameliyat. Bu konuda hastalara belli bir süre hareketsizlik öneriyoruz. Buradaki izlerin kasık içindeki izlerin yerçekimiyle genişleyip aşağı doğru sarkabileceğinin hastaya anlatılması gerekir.

Bebekleri güneşten 50 faktörle koruyun

Yazın bebeklerin ve çocukların vücuduna evden çıkmadan önce 50 faktör güneş koruyucu sürülmesi gerekiyor. Bebekler ve çocukların cildi büyük insanlarınkinden daha hassas. Bu nedenle alerjenlere ve güneş ışınlarının zararlarına daha açık. Anneler daha çok bebeklerini deniz kenarına götürdüklerinde güneş ürünü sürüyor. Bu nedenle güneşlenme süresini evden çıkılan saat olarak hesaplamak lazım. Bebek ve çocukların, güneşe çıkarıldıkları zaman dilimi de çok önemli. En uygun saatler, sabah 10.00 ve 10.30 olabileceği gibi, saat 16.00-17.00 arası da tercih edilebilir. 

Acıbadem Kocaeli Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Ali Kaya

Bebeğinizle tatilinizde bunlara dikkat

- Tatil için güneye gidiyorsanız 50 faktör, İstanbul ve çevresindeki iller ile, Karadeniz Bölgesi gibi güneş ışınlarının daha eğik geldiği bölgelerde 30 faktör güneş ürünü kullanabilirsiniz.

- Ateş düşürücü şurup, böcek sokmalarına karşı krem unutmayın.

- Oluşabilecek yaraların bakımı için batikon solüsyon, gazlı bez, şapka, açık renk, ter tutmayan, pamuklu giysiler alın.

- Yazın su kaybı fazla olacağından bebeğinizi susuz bırakmayın.

- Eğer dişleri çıkmak üzereyse, yanınızda ateş düşürücü, ağrı kesici bir ilacı doktora danışarak bulundurun. Damaklara sürülen jeller, masajla yedirildiğinde faydalı olabiliyor.

- Sinek kovucuları bebeğin cildi hassas olduğu için sürmeyin.

- Gece odaya içinde sıvı madde bulunan sinek kovucular koymayın. Bu ürünler ortama kimyasal madde salacakları için bebeğin soluması zararlı. Onun yerine tablet şeklindeki sinek kovucuları kullanın.

- Havuz temizliğinde kullanılan klor, yüksek oranda atıldığında bebeklere zarar veriyor, gözleri tahriş ediyor. Doktora başvurup tahrişi önleyen merhem ya da göz damlası kullanabilirsiniz. Gözü temiz suyla yıkamak da çok önemli.
Yazının Devamını Oku

Elmacık kemiklerine, kalça ve karın yağından destek

29 Mayıs 2008
Elmacık kemikleri, yüzün ortasında yer alan, burun ile kulak arasındaki bağlantı bölümünde bulunan bir kemik yapı. Bu kemiğin bazı kişilerde zayıf olması, yüzün orta bölümünün çökük görünmesine neden oluyor. Elmacık kemiklerinin en önemli fonksiyonlarından biri de yüze alınacak herhangi bir darbenin beyne gitmesini ya da daha kötü ilerlemesini engelleyici bir özelliğe sahip olmasıdır.

Türkiye trafik kazalarının en yüksek oranda yaşandığı ülkelerin başında geliyor. Bu nedenle de kazalar sonrasında ortaya çıkan elmacık kemiği kırıkları da sık görülüyor. Elmacık kemiklerinde oluşan kırıklar çoğu zaman tedavi edilmeden iyileşiyor, ancak bu bölgede çukurluklar ortaya çıkabiliyor. Ama tek taraflı çukurluklar, elmacık kemiğinin üzerindeki yumuşak dokunun sarkması, gevşemesi, yüzün daha zayıf görünmesine ve depresif, üzgün bir ifadenin gelişmesine yol açabiliyor.

Bu görüntünün ortadan kaldırılmasını isteyenler "elmacık kemiği estetiği" için bize başvuruyor.

ELMACIK KEMİĞİNE DOLGU: Bu bölgenin estetik olarak çene, burun ve alın çıkıntılarıyla daha uyumlu hale getirilmesi için birtakım dolgu maddeleri kullanmak gerekiyor. Vücuttan alınan yağ dokuları ve doku kokteylleri ile yapılabildiği gibi, ameliyat sırasında çıkarılan dokular ile de yapılabiliyor. Bir yerden doku çıkarıp yağ enjeksiyonu yapıyoruz.

Ayrıca yüz yaşlanması bulunan hastalarda yüz germe işlemi uygulanırken bu bölgenin zayıflığı, germe işleminin sonucunun yetersiz kalmasına neden olabilmektedir.

Bu hastalarda germe işlemi esnasında elmacık kemiğini büyütmek gerekecektir. Buraya da çeşitli dolgu ya da implant uygulamak gerekir.

Bunlardan başka bu bölgeye operasyon ile granül biçiminde olan ve uygulandığı bölgede kemik oluşumu sağlayan maddelerin enjeksiyonu ile de büyütme yapabilmekteyiz.

PROTEZ UYGULAMASI: Daha kalıcı ve daha agresif, radikal bir işlem yapmak gerekirse buralara "implant" dediğimiz vücut tarafından reddedilmeyen, anatomik yapıya uygun protezler kullanıyoruz. Bu implantlar kemik bankasından alınabildiği gibi, alerjen özelliği alınmış materyallerden de oluşabilir. İmplantlar, gözenekli ve ponza taşına benzeyen yapılar. Yontup hazırlıyoruz, çeşitli şekillerde olanları var. Ya da kadavralardan alerjen özelliği alınmış kemik yapılarını kullanıyoruz.

Bunlar dışında silikon implantlar da kullanılmakta, ancak bunların yer değiştirmesi veya kemik içine doğru hareketlenmeleri olabilmektedir.

Ağız içinden girilerek uygulanıyor: Bu implantları hazırlarken daha çok ağız içinden girerek yapıyoruz. Bu bölgenin hazırlanmasından sonra, yüz anatomisini bozmayacak bir hale getirilip materyalin yontulup şekillendirilmesi gerekiyor. İmplantın yanaklara yerleştirilmesi çok uzun bir süre almıyor ve çok uzun bir yara iyileşme süresi yok. Birkaç gün özel bir bandaj uygulayarak takip ediyoruz. Ancak implant uygulamasından sonra 3-4 hafta kadar yüzün darbelerden uzak tutulması gerekiyor.

Çökmüş yanaklara yağ enjeksiyonu: Elmacık kemiklerindeki estetik uygulamalarının dışında, yanak dokusunun çukurluğu bazı kişilerde problem oluyor. Normalde bu bölgede yağ pakeleri vardır ancak bazı kişilerde yanaklarda bu yağ pakeleri daha az oluyor. Bu nedenle zayıf olan yerlere yağ enjeksiyonları yapılıyor. Çökük yanak bölgelerinde yağ enjeksiyonları kullanılacaksa, belli zaman içinde tekrar edilmesi gerekiyor. İlk uygulamadan sonra tekrar eriyebiliyor birkaç sene sonra yüzde 30’u kalıyor, en çok karından alınan yağ dokuları kullanılıyor. Belli işlemlerden geçirildikten sonra yağ enjeksiyonu yanaklara yapılıyor. Ama burada yağ dokusunun ne kadar süre dayandığını çok bilemiyoruz. Oraya yağla birlikte yumuşak doku da koyuyoruz.

Toz sürme kurşun zehirlenmesine yol açıyor

Son yıllarda aktarlarda satılan "toz sürme"ler kadınlar arasında büyük rağbet görmeye başladı. Bu sürmelerin gözü mikroplardan koruduğu, hatta görmeyi artırdığına dair yanlış bir kanı var. Oysa toz sürmenin pek çok zararları bulunuyor.

Toz sürmenin yaygın kullanıldığı Arap ülkeleri, Hindistan ve Pakistan’da toz sürme büyük bir halk sağlığı problemi ve göz doktorları bu konuda halkı sürekli uyarıyorlar. Gözü mikroplardan korumak bir yana, sürme kullananlarda "Trahom" denen ciddi göz enfeksiyonu daha yaygın görülüyor. Sürme pek çok bakteri ve mantarı da gözlere taşıyabiliyor.

Sürmenin bir diğer zararı ise, kurşun içerdiği için kurşun zehirlenmesine yol açabilmesi. Sürme kullanan annelerin bebeklerine de süt yoluyla kurşun geçiyor. Kimi Arap ve Asya ülkelerinde erkekler de sürme kullanıyor. Sürme bir estetik öğe olmanın yanısıra, gözü güneş yansımalarından korumak için bir önlem olarak ortaya çıkmış. Ama günümüzde gözlerimizi güneşten korumak için güneş gözlüğü kullanmalı ve klinik testleri yapılmış kozmetik ürünleri tercih etmeliyiz. 

Acıbadem Göz Merkezi Göz

Hastalıkları Uzmanı

Doç. Dr. Banu Coşar


Diyet yapıyorum diye 400 gramlık elma tüketmeyin

İri meyvelere dikkat: Beslenme programlarında tüketilen meyvenin miktarına da dikkat etmemiz gerekiyor. Diyet yapıyorum diye gün boyunca bir tanesi 400 gram gelen elmaların tüketilmesi, vücuda sadece yağ kazandırıyor. Aksine öğünleri bölerek ve küçük meyveler tüketerek yemek metabolizmayı hızlandırır. Bir porsiyon meyve tüketin derken biz 400 gramlık dev elmaları değil, 100 gramlık küçük elmaları kastediyoruz.

Taze meyve suyu da şişmanlatır: Taze sıkılmış meyve suları da kilo aldırıyor. Çünkü bir bardak meyve suyu, 4-5 portakalın sıkılmasıyla elde ediliyor. Onun yerine bir küçük portakalı yemek, posa alınacağı için sindirime yardımcı oluyor.

Ekmeksiz yaşamayın: Zayıflama amaçlı diyetlerde en fazla yapılan hatalardan biri de ekmeği hayatımızdan çıkarmak. Ekmek yerine yağlı poğaçalar, tabaklar dolusu börek, zeytinyağlı dolma tüketmek. Kahvaltıda mutlaka 2-3 dilim kepekli ekmek tüketilmesi, az miktarda ceviz ve fındık yenilmesi, az yağlı peynir tercih edilmesini öneriliyor. Kahvaltıyı zenginleştirmek için haftada iki defa haşlanmış ya da az yağa kırılmış yumurta da yenilebilir. Kadınların evde yemek yapmayı azaltıp çok fazla hazır köfte, döner tüketmesi de şişmanlığın nedenleri arasında. Hazır çorba, hazır et suyu, kızartma da uzak durulması gerekenlerden. n Acıbadem Kadıköy Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Şengül Sangu Talak

Tırnak batmasına çektirmeyen tedavi

Tırnak batması tırnağın sık sık kesilerek enfekte olması ve sürekli ilaç kullanma aşamalarıyla birlikte kısır döngü halini alan bir sağlık sorunu. Bu kısır döngüden kurtulmanın çaresi tırnağı çektirmekten geçmiyor. Tırnak çekilip yerine yeni bir tırnak çıktıktan sonra da sorun devam ettiğinden, tırnak yatağının düzeltilmesi kişinin de daha fazla acı çekmemesini sağlıyor.

Uygun ve doğru tedavi

Eğer ağır bir enfeksiyon varsa öncelikle bu tedavi edilmeli, cerrahi müdahale ertelenmelidir. Cerrahi müdahale steril bir ortam sağlanarak ofis şartlarında lokal anestezi altında yapılabilir. Batan kısımdaki tırnak çıkartılıp diğer tırnak çekilmez ve yerinde bırakılır. Bozulmuş ve yer değiştirmiş tırnak yatağı da uygun ve dikkatli şekilde çıkartılır. Batan tırnak kısmı, tırnağın altındaki yatak ve tırnağı üreten üst kısım dikkatlice çıkartıldıktan sonra, parmak kenarları tırnağa yaklaştırılır ve uygun dikişlerle tespit edilip parmak sarılır. Bir hafta önü açık ayakkabı giymeniz yeterlidir. İkinci günden itibaren duşunuzu alabilir, işinize gidebilirsiniz. Onuncu gün dikişler alınır ve bir daha batmamak üzere düzgün bir tırnağa sahip olursunuz.

n Acıbadem Bursa Hastanesi Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Dr. Ayhan Okumuş
Yazının Devamını Oku