18 Mayıs 2009
Türk insanının burnu, Avrupalılar’ın burunları gibi küçük ve kalkık değil.
Daha iri, kemerli burunlara sahibiz. O nedenle ülkemizde, yüz estetiği uygulamalarının büyük bölümünü burun operasyonları oluşturuyor. Dolayısıyla burun estetiğinde dair sorular da hayli fazla...
Burun estetiğinde hastalarımızın çok sık sorduğu sorular var. ışte o sorular ve yanıtları...
? Burun estetiğinden sonra birkaç gün hastanede yatmak gerekiyor mu?
Hastanede yatma zorunluluğu yok ama biz burundan kan gelebilme ihtimaline karşı hastayı bir gün hastanede tutmayı tercih ediyoruz. Çünkü insanlar bu kandan rahatsız olabilir, korkabilir. O gün hastanede yatırıp ertesi gün çıkması daha sağlıklı... Hastalar, ağrısı ve sızısı olmasa da operasyon sonrası ilk akşamı hastane ortamında daha rahat atlatıyor.
? Estetik operasyon geçirenler burunlarını eskisi gibi silebilir mi?
Altı hafta boyunca burnunu eskisi gibi silemez. Ancak daha yumuşak bir şekilde temizleyebilir. Mesela burnuna okyanus suyu sıkıp, bu suyu geriye çekip sonra hafif dışarı vererek temizliğini sağlayabilir. ılk 10 gün küçük pamuklu çubuklarla temizlemesinde de sakınca yoktur.
? Sigara içmek estetik öncesinde ve sonrasında zararlı mıdır?
Yazının Devamını Oku 11 Mayıs 2009
Elmacık kemikleri, yüzün ortasında, burun ile kulak arasındaki bağlantı bölümünde bulunan kemik yapı...
Ve bu kemiğin zayıf olması, yüzün orta bölümünün çökük görünmesine yol açıyor. Bundan farklı yöntemlerle kurtulmak mümkün...
Türkiye trafik kazalarının en çok yaşandığı ülkelerin başında geliyor. Dolayısıyla, kazalar sonucu oluşan elmacık kemiği kırıklarına da sık rastlanıyor. Elmacık kemiklerinde oluşan kırıklar çoğu zaman tedavi edilmeden iyileşiyor, ancak bu bölgede çukurluklar ortaya çıkabiliyor.
Bu durumda elmacık kemiğinin üzerindeki yumuşak doku sarkıp gevşiyor ve söz konusu problem yüzün daha zayıf görünmesine, depresif, üzgün bir ifadenin gelişmesine yol açabiliyor.
Bu görüntünün ortadan kaldırılmasını isteyenler “elmacık kemiği estetiği” için bize başvuruyor.
ELMACIK KEMİĞİNE DOLGU
Yazının Devamını Oku 4 Mayıs 2009
Hamilelik, kilo alıp verme, emzirme ve yerçekimi gibi etkenler nedeniyle memede yıllar içinde sarkmalar oluşur. Cilt de esnekliğini kaybedince memenin formu iyice bozulur. Bu sorundan kurtulmak için başvurulan yöntem, meme kaldırma operasyonu “mastopeksi”dir.
Meme kaldırma ameliyatları, küçük veya normal büyüklükteki sarkmış memelerde başarılı olabiliyor. Eğer büyüklüğü yeterli değil ise ilave olarak bir silikon protezle de desteklenip bu ameliyatı öyle yapmak gerekiyor.
Büyük memelerde ise önce küçültme ameliyatı yapmak, ardından toparlama ve dikleştirme operasyonunu yine aynı ameliyat içerisinde gerçekleştirmek önemli...
Meme dikleştirme ameliyatı sırasında ve sonrasında hastalara şunları öneriyoruz:
Ameliyata karar vermeden önce beklentilerinizi dikkatli şekilde düşünüp doktorunuzla bunları tartışın.
En iyi sonuçlar, küçük veya normal büyüklükteki sağlıklı deri yapısı bulunan sarkık memeli kadınlarda alınır. Her ölçüdeki meme kaldırılabilir fakat sonuçlar küçük memelerdeki kadar uzun ömürlü olmayabilir.
Çocuk sahibi olmayı planlıyorsanız dikleştirme ameliyatını ertelemeniz gerekebilir. ıleride gebeliğinizi etkileyecek bir riski olmasa da, hamilelik yeniden bir meme deformitesi yapabileceğinden bunun planını o şekilde düşünerek yapmak gerekiyor.
Meme kaldırma sonrası kanama ya da iltihaplanma yaygın bir komplikasyon değildir. Fakat bunların olması durumunda belirgin yara izleri oluşabilir.
Normalde dikleştirme ameliyatı her deri yapısında farklılık göstermekle birlikte gözle görünür kalıcı izler bırakır. Zaman içerisinde bu izlerin varlığı çok azalmaktadır.
Meme kaldırma ameliyatı genellikle genel anestezi adı altında yapılır. Küçük operasyonlarda sakinleştiriciyle birlikte sadece lokal anestezi kullanılabilir.
DİKİŞLER BİR-İKİ HAFTA SONRA ALINIYOR
Ameliyattan sonra ince bir giysinin üzerine elastik bandaj veya cerrahi sutyen kullanmak gerekiyor.
Bir süre sonra cerrahi sutyenin ya da bandajın yerini yumuşak bir destekleyici sutyen alıyor. Bu sutyeni 3-4 hafta takmak gerekiyor.
Bu operasyonlarda genellikle kendiliğinden eriyen dikişler kullanıldığından, sonrasında dikiş almak gerekmiyor. Eğer alınması gerekirse de bu işlem 7-10 gün sonra yapılıyor.
Eğer göğüs derisi ameliyattan sonra çok kuruduysa, gün içinde birkaç kez nemlendirici kullanılması öneriliyor. Bunu yaparken sert hareketlerden kaçınmak ve nemlendiriciyi dikişli bölgelerden uzak tutmak gerekiyor.
Ameliyat sonrası şişlikler nedeniyle meme uçlarında ve göğüs üzerinde duyu kayıpları veya azalmaları oluşabiliyor. Bu hissizlik altı hafta ya da daha uzun sürede, şişliklerin inmesiyle azalıyor. Nadiren kalıcı durumlar oluşabiliyor.
Bir iki gün içinde ayağa kalkılıyor, yapılan işe göre de 4-7 gün içinde kişi işine dönebiliyor.
Yazının Devamını Oku 27 Nisan 2009
Kaçınılmaz bir süreç olan yaşlanmayı mevcut tıp teknikleri ile durdurmak henüz mümkün değil.
Ancak günümüzde yaşlanmanın yarattığı etkileri azaltarak daha genç bir görünüme kavuşmak olası...
Yaşımızın ilerlemesi kadar, hayatımız boyunca karşılaştığımız çevresel faktörler de dış görünümümüzü etkiliyor. Bu etkenler arasında şunlar yer alıyor:
Tüm bu etkilerin ortak sonucu olarak da yüzde “yaşlanma” başlıyor. Yaşlanma sürecinde hem cilt ve yağ tabakası gibi yüzün yumuşak dokuları hem de iskelet yapısında şu değişiklikler görülüyor:
Cilt elastikiyetinde kayıp
Çizgi ve kırışıklıklarda artış
Cilt altı yağ dokusunda azalma
Yazının Devamını Oku 23 Nisan 2009
Lazer teknolojisi başta göz olmak üzere, vücudun değişik bölgelerindeki ameliyatlarda kullanılıyor. En önemli kullanım alanlarının başında ise estetik ve kozmetik işlemler geliyor.
Estetik cerrahinin farklı alanlarında yararlandığımız lazer yöntemi, operasyon sırasında bize gerçekten büyük konfor sağlıyor.
Lazer, güçlü bir ışık kaynağı ve değişik şekilde, değişik güçte, farklı dokulara etki edecek biçimde yönlendirilebiliyor. Bu sayede biz doktorlara değişik tedavi olanakları sağlıyor.
Bu ışık gücünün kaynağını çeşitlendirerek, değişik dalga boylarını kullanarak farklı lazer aletleri ürettiler. Bu şekilde üretilen aletler, yüksek bilgisayar teknolojilerinin de devreye girmesiyle, derinin istenen seviyesi ve derinliğinde etki gösterecek hale getirildi. Yani günümüzde lazeri istediğimiz organda, istediğimiz güçte uygulayabiliyoruz. Böylelikle deriye hiçbir zarar vermeden hemen altındaki istenmeyen dokudan veya kıl kökünden kurtulabiliyoruz.
En önemlisi, lazeri artık ameliyatta bistüri amacıyla kullanarak dokuların çok daha az kanamasını sağlıyoruz. Bu da bize daha rahat, risksiz, aynı zamanda çok daha iyi görüş sağlayan bir ameliyat olanağı tanıyor.
LIPOSUCTION DAHA KANSIZ OLACAK: Yeni geliştirilen liposuction aletleri, işlem yapılan dokularda daha az kan kaybı olmasını sağlıyor. Ancak bunların kullanımında yer yer problemlerle karşılaşılma olasılığı var. Söz konusu riskleri azaltacak yeni liposuction aletlerinin geliştirilmesi için de çalışmalar sürüyor.
YÜZ GENÇLEşTıRMEDE ÇOK ETKıLı: Özellikle yüz yaşlanmasının tedavisinde kullanılan “Karbondioksit Lazer” sayesinde, yüz derisinde oluşan ince kırışıklıkları ortadan kaldırabiliyoruz.
Burada yaptığımız işlem şu: Derinin en üst seviyesini lazer ile çok ince bir biçimde yok edip, yepyeni bir deri ortaya çıkmasını sağlıyoruz. Yeni deri bebek cildi gibi tertemiz ve derinin ana yapısı sayılan kolajenden yana son derece zengin oluyor.
Yazının Devamını Oku 19 Nisan 2009
Büyük ya da sarkık meme sorunundan kurtulmak için başvurulan cerrahi yöntemler giderek gelişiyor. Örneğin eskiden T şeklinde yapılan kesik, artık tek bir çizgiden ibaret... Meme dokusundaki bozulmalar, meme dokusunun büyümesi ve sarkması, meme ucunun da aşağı düşmesi şeklinde kendini gösteriyor. Bu gibi durumlarda başvurulan cerrahi yöntemde, meme dokusunun fazlası alınıp kalan meme dokusu toparlanıyor, göğüs kasının ön kısmına asılıyor. Meme ucu da olması gerektiği yere taşınarak sabitleniyor. Ancak gevşeyen deri dokusunun fazlası kesilip atıldığı için bir iz oluşuyor.
Eskiden her vakada T şeklinde bir iz oluyordu. Günümüzde sıkça kullandığımız bir başka teknik sayesinde, belli seviyeye kadar sadece meme ucundan aşağı doğru uzanan tek bir çizgiyle, mümkün olduğu kadar az iz oluşturarak bu ameliyatları yapmaya çalışıyoruz.
Estetik açıdan kadını tatmin eden bir meme, kadının günlük yaşamdaki hareketlerini, tavrını, konuşmasını, sosyal ilişkilerini ve kıyafet seçimini bile etkileyebiliyor. Büyük ve sarkmış memeye sahip kadınlar, yaşları genç bile olsa, dış görüntülerinden utandıkları için çok daha ileri yaşlarda giyebilecekleri bol ve koyu renkleri giysiler seçmek zorunda kalıyor.
Memelerin aşırı büyümesinin belli başlı nedenleri arasında şunlar yer alıyor:
* Hamilelik sonrası memelerin büyümesi
* Emzirme sonucunda memelerin büyümesi ve sarkması
* Aşırı kilo alıp verme sonucunda oluşan büyüme
* Hormonal aktivitenin fazla olduğu nedenler
* Genetik yapısal faktörler
* ılaçlarla ortaya çıkabilen nedenler
İZSİZ AMELİYAT OLMAZ
Bu ameliyat yöntemleri, meme büyüklüğü yeterli, sadece sarkma şikayeti olan hastalar için geçerli. Hem düşüklük hem de küçük meme şikayetleri varsa, operasyona büyütme ameliyatı da dahil ediliyor. Ve meme arkasına destek protezi konulup bir parça da büyütülebiliyor. Düşüklüğün çok az olduğu kişilerde ise meme altında hiç iz oluşturulmadan, sadece meme ucundan girilerek şekillendirme yapılıyor. Bu, kişinin deri yapısı, yaşı, deformitenin derecesine göre ayarlanıyor. Hiç iz olmadan ameliyat yapılması ise günümüzde mümkün değil.
Hasta ameliyat olmaya karar verdiğinde bu izler hakkında doktoruyla konuşmalı ve yeterli bilgiye sahip olmalıdır. Ameliyat sonrası izlerin daha iyi bir gelişim gösterebilmesi için birtakım ilaç ve önlemler gerekebilir. Bütün geliştirilmeye çalışılan yeni yöntemlerin ana amacı en az iz ve en az risk ile maksimum sonuç almaktır.
AYNI SEANSTA 2 MÜDAHALE
Meme derisinde sık kilo alıp verme sonucu oluşan fazla deri, küçültme sırasında kesilip atılıyor. Bunun dışında kalan yerleri gerginleştirdiğimiz için de meme derisindeki çatlaklar daha az belirgin oluyor. Meme dokusunun çok büyük olması halinde, küçültme ameliyatı sırasında meme dokusundaki sarkmayı da düzeltecek yöntemler kullanıyoruz. Çünkü kadınlar büyük bir memenin varlığından kurtulup daha küçük bir meme isterken, aynı zamanda daha kalkık bir meme de hayal ediyor.
Meme ameliyatlarından sonra izlerin iyileşmesi kişilere göre değişiyor. Bazı kişilerde 3-6 hafta içinde iyileşme oluyor, bazılarında ise bir-iki yıl sürüyor. ız yapısını oluşturan en önemli faktörler, kişinin kendi deri yapısından kaynaklanıyor. Derinin rengi, gerginlik derecesi, yara iyileşmesinin hızı da bunu etkiliyor. Koyu tenlilerde izlerin silinmesi daha zor olabiliyor, çok daha yakın takip edilerek zamanında bazı ilaç ve müdahaleler gerektirebiliyor. Ama açık tenlilerde izler daha kolay bir gelişimle takip ediliyor. ız açısından onlar çoğu kez daha şanslı oluyorlar.
Ameliyattan sonra hastalara bir süre özel korse takmaları ve sporcu sutyeni kullanmalarını öneriyoruz. Ağır kaldırmalarını istemiyoruz. Ayrıca sigara içmemeleri, Aspirin kullanmamaları gerekiyor. Kol hareketi içerideki göğüs kasını hareket ettirdiğinden, hastanın kolunu çok kaldırmamasını tercih ediyoruz. “Yaklaşık 8-10 hafta sırt üstü ya da yan yatın” diye de öneride bulunuyoruz.
Yazının Devamını Oku 13 Nisan 2009
Yaz mevsimi öncesinde kadınlar, vücutlarıyla ilgili sorunları aynanın karşısında gözden geçirme ihtiyacı duyarlar. Ve bazı sorunlarını bir an önce çözmek isterler. Özellikle de doğum sonrası vücutlarında meydana gelen deformasyonlardan rahatsızlık duyarlar...
Doğumlar sonucunda kadınlarda ciddi meme sarkmaları, karında sarkmalar, çatlaklar, yağlanmalar, oluşuyor. Kış boyunca hareketsiz bir yaşam sürdürmek de vücuttaki sarkma ve yağlanma sorunlarını artırıyor. Bu sorunların çözülmesi için en doğru zamanlama, genellikle bahar ayları olmakta... Çünkü kadınlar deniz ve güneş mevsimi öncesinde, giyecekleri mayoyu ve kıyafetleri düşünmeye başlar. Bu nedenle de birkaç ameliyatı bir arada yaptırmak için hekime başvurur.
KOMBİNE AMELİYATLAR
Kadınların şikayetçi oldukları konuların başında meme, karın bölgelerindeki sorunlar ve vücutlarının çeşitli bölgelerinde oluşan yağlanmalar gelir. Bu şikayetleri gidermek amacıyla ikili, üçlü ameliyatlar yapılabilir. ıkili ya da üçlü kombinasyon ameliyatlarında üzerinde durulması gereken en önemli konu, genel sağlık koşullarının iyi olup olmadığının araştırılması ve vücudun genel sağlık çerçevesinde operasyona hazırlanmasıdır.
Bütün bunlar düzenlendikten sonra kişiyi anestezi uzmanı değerlendirir ve ameliyat planlaması yapılır. Bunlar da yaklaşık 3-8 saat arasında sürer. Uzun sürmesi, anestezi açısından önemli risk oluşturmaz. Çünkü ilave önlemler anestezi uzmanı tarafından alınır. Ondan sonra ameliyat yapılır. Ameliyat sıralamasına baktığımızda önce liposuction yapmak doğrudur. Ardından meme ve karın ameliyatları yapılır. Çoğu kez insanlar çıkan dokulardan yüzlerine ya da eksiklik bulunduğunu düşündükleri vücut bölgelerine doku enjeksiyonları yapılmasını isterler. Doku enjeksiyonu işlemi en son yapılır. Ameliyat boyunca vücudun kan ve elektrolit seviyesi, idrar durumu, vücudun diğer bulguları çok yakından takip edilerek böyle bir ameliyat planlanır, hastanın ısısı bile her an takip edilmelidir.
Kombine ameliyatlar, iyi hastane şartları, iyi anestezi ekipmanı, alanında deneyimi ve birikimi fazla olan ekiplerce yapılmalıdır. Çünkü bu sayede ameliyatın daha kısa sürmesi ve emniyetli olması sağlanır.
3-6 HAFTA KORSE
Bu çeşit hastaların hastanede kalış süresi 2-3 gün arasında değişir, önemli ağrıları olmasa da ağrı pompası takılır, böylece ameliyat sonrası süreci daha rahat geçirmeleri sağlanır. Ameliyattan sonra 3-6 hafta kadar korseler kullanılması gerekir. Hastalar, belirgin hareket kısıtlılıkları sağlanarak, 1 hafta-10 gün içinde günlük işlevlerini yapabilir hale gelir. Oluşan izleri hafifletmek için hemen ameliyatın ikinci haftasından itibaren kullanmaları gereken krem ve bantlar önerilir. Hafif yürüyüşler yapılması da çok önemlidir ve ihmal edilmemelidir. Üçünçü haftadan itibaren yüzme ve yapılan ameliyatın şekline göre bir spor önerilmesi de faydalı olacaktır.
Yazının Devamını Oku 6 Nisan 2009
Bahar mevsimi, dış görünümlerinden memnun olmayanlar için bir fırsat dönemidir. ıçinde bulunduğumuz aylar için, ‘estetik operasyonların en fazla yapıldığı dönem’ diyebiliriz.
Botoks ve dolgu işlemleri başta olmak üzere, tüm estetik işlemlerde bahar aylarında bir patlama yaşanıyor. Kadın, erkek herkes, vücutlarındaki hoşnut olmadıkları yerleri düzelttirmek için bu sezonu tercih ediyor.
Botoksun bu kadar rağbet görmesinin nedeni, her yaşta uygulanabilir olması... Güneşin etkisiyle gözlerin kısılması sonucunda göz kenarlarında ince kırışıklıklar oluşur. Yazın bronzlaşıldığında da göz kenarlarındaki o ince çizgiler beyaz kalır. Botoks uygulamasıyla bu kırışıklıklar düzeltileceğinden, beyazlık da söz konusu olmayacaktır.
Aynı şekilde alın çizgilerine de uygulanabilir. Bazı kişiler daha doğal görünüm isterken, bazıları alınlarındaki çizgilerin tamamen yok edilmesini arzu edebilir. Burada kişinin isteği doğrultusunda, doğru teknik kullanılarak işlem yapılır.
DOLGULAR 5-6 AY DAYANIYOR
Dolgu malzemeleri, yüz gençleştirmede kullandığımız ve herhangi bir cerrahi operasyon gerektirmeden enjekte edilebilen hazır malzemelerdir. Ana yapısını kolajenin oluşturduğu hyaluronik asit gibi maddeler ise en çok kullandıklarımız arasında yer alır. Bu maddeler 5-6 ay kadar derinin içinde kalabilir. Ciddi bir alerjik reaksiyona yol açmaz. Kullanımı da çok kolaydır. ıstenildiği kadar yaptırılabilir, bir sınırlama yoktur.
Uzun zaman yaptırılırsa, 6 aydan fazla kalıcılığı vardır. Genellikle deri yapısına ve uygulanacak bölgeye göre farklı yoğunlukta olmak üzere, daha çok hyaluronik asit kullanırız. Önemli olan bu dolgu maddesinin bölgeye ve derinin yapısına uygun seçilmesidir.
Yazının Devamını Oku