Dr. Nuri Soysal

Çocuklar da estetik olur

14 Eylül 2009
Yetişkinlerin rağbet ettiği estetik operasyonlardan farklı olsa da çocuklara da bazı estetik operasyonlar uygulanabiliyor. Çocukların estetiğinde birinci derecede önemli kaygı ise doğuştan gelen şekil bozukluklarının giderilmesi ve arkadaşları tarafından alay edildiği için okul döneminde ortaya çıkabilecek psikolojik travmaları önlemektir.

Yetişkinler, estetik işlemleri bilinçli olarak ve güzelleşmek adına yaptırıyor. Ancak çocuklar bu bilinç seviyesine ulaşmadıklarından ya okulda yaşadıkları rahatsızlıkları gidermek ya da ileride yaşayabilecekleri sorunlardan kurtulmaları amacıyla anne-babalarının isteğiyle estetik operasyon geçiriyor.

Çocuklarda estetik gerektiren sorunlara gelince...

Kepçe kulak sorunları, çocuklara yapılan estetik işlemler listesinin başında yer alıyor. Çünkü büyük kulaklar, okul öncesi dönemde de okul döneminde de diğer çocukların alay etmelerine yol açan bir sorun teşkil ediyor.

Esasen kulakların oluşumu 5 yaşında tamamlandığından, bu yaştan itibaren rahatlıkla, çocukların sağlığını riske atmadan estetik işlem yapılabiliyor. Kepçe kulak ameliyatı küçük çocuklarda genel anestezi ile oluyor. Gençlerde ise lokal anestezi ile yapılabiliyor.

Bunun için bazı ilaçlar veriliyor ve o bölge iğne ile uyuşturulduktan sonra ameliyat gerçekleştiriliyor.

Ameliyat sonrası, sargıların 5-7 gün kadar kalması gerekiyor. Sargı özellikle kulağın kepçesini kaplıyor, ancak kafanın bir
kısmını da içeren bir şekilde sargı yapılıyor.

Operosyan sonrası ağrı olabiliyor, ama ağrı kesici kullanılarak sorun çözümlenebiliyor.

KULAKLARIN AÇISINI NORMAL HALE GETİRMEK

Kepçe kulak cerrahisinde, her iki kulaktaki deformitenin derecesine göre işlem yapıyoruz. Genellikle iki kulakta farklı deformiteler oluyor. Deformitenin derecesi bir kulakta diğerine göre daha az olabiliyor. Ya da iki kulaktan sadece birinde sorun görülebiliyor.

Her iki kulak birden ameliyat edildiğinde, operasyon yaklaşık iki saat sürüyor. Ameliyat öncesinde kulağın kafa ile olan açısının genişliği ölçülüyor. Zaten kepçe kulak ameliyatını da bu açılanmanın genişliğini normal hale getirmek, daraltmak için yapıyoruz.
Ameliyat sırasında, kulaktaki kıkırdağın fazlasını alıyoruz. Ve kulak, kıkırdak zarının şekillendirilmesi ile yeniden yapılandırılıyor. Kulak kıvrımlarının yeteri kadar oluşmaması halinde ise ameliyat sırasında bu kıvrımların yeniden oluşturulmasını sağlıyor, fazla kıkırdakları alıyoruz.

Bazen de kıkırdak eksikliği söz konusu olabiliyor. Bu durumda kulak boyutlarını birbirine eşit hale getirerek kulak ameliyatını tamamlıyoruz. Ameliyat sırasında şekillendirmeyi ise özel dikiş yöntemleriyle ve kıkırdağa şekil vererek içerden yapıyoruz.
Kulak arkasında bir iz oluşuyor. Ancak bu çok önemli ve büyük bir iz olmuyor, zamanla iyileşiyor.

Eğer ameliyatta kulaktaki açıklık normal boyutlara getirilmişse, 5 yaşında büyüme tamamlandığından çocuğun yaş almasıyla birlikte yeniden kepçe kulak sorunu oluşmuyor.

DÜZELTİCİ BURUN AMELiYATLARI

Çocuklarda burun ameliyatları da yapıyoruz. Ancak bu ameliyatlar sırasında kırık varsa kırığı düzeltiyor, burun kıkırdak ve kemiğinin gelişimini bozmayacak tarzda bazı düzeltici işlemler yapıyoruz. Klasik anlamda hepimizin bildiğini burun estetiğini ise 15-16 yaşından sonra, yani burun gelişimi tamamlandıktan sonra öneriyoruz.

Burun estetiğini genç kızlarda erken, erkeklerde biraz daha geç yapmayı tercih ediyoruz. Erkekte 17-18, kızlarda 16-17 yaşında burun estetiği operasyonları yapılabiliyor. Çocuklarda ve gençlerde kulak, burun estetiklerinin dışında, şekil olarak hoş gözükmeyen benler de alınabiliyor. Özellikle de dermatologların alınmasını önerdikleri benler...

YÜZ KEMİKLERİNDEKİ ŞEKİL BOZUKLUKLARI

Doğumsal nedenlerle ya da çocukluk dönemindeki travma, kaza ve düşmeye bağlı oluşmuş yüz kemik şekil bozuklukları da müdahale gerektirebiliyor. Bazen kafatasının tamamını içine alacak biçimde çok geniş çaplı bir cerrahi uygulanması zorunlu olabiliyor.

Bunun için önce çok detaylı ölçümler yapılıp, nerede ne tarzda bir eksiklik veya fazlalık olduğu ortaya çıkarılıyor. Ardından bu verilere göre bir ameliyat programı hazırlanıyor. Bunlar büyük ve uzun süreli ameliyatlar oluyor.

Birçok deformitenin kendine göre geliştirdiği özel kemik gelişimleri de olabiliyor, ki bu ameliyatların planı söz konusu gelişime göre yapılıyor. Tek seanslı olarak değil, farklı seanslarda tamamlayıcı operasyonları da planlamak gerekiyor.

Ameliyattan sonra bazen küçük, bazen büyük çaplı yeni operasyonlar gerekebileceği hastaya söyleniyor. Bu ameliyatlar estetik amaç taşımaktan öte görünümü normale döndürmeye yönelik, sanki hiç ameliyat olmamış gibi bir etki yaratacak ameliyat biçimleri oluyor.
Yazının Devamını Oku

Genç erkekler meme büyümesinden dertli

7 Eylül 2009
Kadınlar için memelerinin vücutlarıyla uyumlu büyüklükte bulunması, estetik açıdan olduğu kadar fiziksel açıdan da önem taşıyor. Çünkü iri memelere sahip kadınlarda omurgaya fazla yük bindiğinden sırt bölgesinde ağrılar, duruş bozuklukları, meme altı cildinde oluşan kızarıklık ve bazen de yara gibi oluşumlar ortaya çıkabiliyor. Kadınlardaki kadar ağır sorunlar yaratmasa da erkekler de memelerindeki büyüme ve meme bölgesindeki yağlanma nedeniyle psikolojik sorunlar yaşıyor.
Erkeklerde meme yapısının oransal olarak büyük olmasını “jinekomasti” olarak adlandırıyoruz.
Jinekomasti bir erkek hastalığı. Memede oluşan büyüme tıpkı kadın memesine benzer bir görüntü yarattığı için jinekomasti, özellikle de yetişme çağındaki genç erkekleri rahatsız ediyor. Günlük yaşamda rahatlıkla tişört giyemeyen, denize girerken memelerindeki büyüme ve oluşan görüntü nedeniyle sıkıntı çeken erkekler, yaz mevsimi geldiğinde denizden mahrum kalıyor. Ya da görüntülerinden utandıkları için tişörtle denize giriyor.
Bazı erkekler yaşadıkları bu sorun nedeniyle büyük bir utanç duygusuna kapılarak ailesinden rahatsızlığını gizleyebiliyor. Farklı nedenler ileri sürerek doktora başvuruyor. Yani erkekler meme bölgelerindeki büyüme nedeniyle doktora gittiklerini ailelerinden bile saklamak zorunda kalıyor.

AŞIRI KİLO ALIP VERME MEMELERİ BÜYÜTÜYOR

Neden erkeklerde böyle bir hastalık ortaya çıkıyor sorusuna gelince, genellikle doğuştan kaynaklanan faktörler nedeniyle jinekomasti oluşuyor. Ergenlik çağından itibaren ortaya çıkmaya başlayan hastalığa karşı, önceleri hormonal dengesizlik olduğu düşünülerek çeşitli incelemeler yapılıyor. Ancak jinekomasti görülen erkeklerin çok azında “hormon dengesizliği” saptanıyor.

Doğumsal nedenlerin yanı sıra erkekte jinekomastiye neden olan bir diğer sebep de, aşırı kilo alıp vermek. Vücudun taşıyabileceğinden fazla kilo alıp vermek, üstelik uzun süreler aynı kilolarda kalmayı başaramadan bu değişiklikleri yaşamak, her kilo alınmasının ardından meme bölgesinde kalıcı yağlanmaya yol açıyor. Üstelik bu bölgedeki yağlanma, diğer bölgelere göre daha fazla oluyor. Bu sayede gelişen jinekomastiler daha çok olgunluk yaşında olan gruptur.

Spor yapanlarda çeşitli nedenlerle verilen aralar, östrojen dengesinde bir aktivasyon sağlayıp jinekomasti oluşturabiliyor. Vücutta kas oluşumunu artırıcı vitamin takviyesi alanlarda da bu çeşit jinekomasti sorunu olabiliyor.

YATKIN BÜNYELERDE DAHA SIK GÖRÜLÜYOR

Jinekomasti sorunu tüm erkeklerde görülmüyor. Bazı erkeklerin vücutları meme bölgesinde oluşacak yağlanmaya daha müsait oluyor. Jinekomasti tesbit edildiğinde eğer hormonal bir problem varsa önce o tedavi ediliyor. Daha sonraki tedavi ise mutlaka cerrahi tedavi oluyor. Çünkü ameliyat dışında tedavi şansı olmuyor. Ameliyat genel veya lokal anestezi ile yapılabiliyor.
Meme ucunun hemen alt bölgesinden 1-2 santimetrelik bir kesi yapılarak giriliyor. Burada daha sonra ciddi bir ameliyat izi olmuyor. Önce bölgedeki artarak birikmiş olan yağ dokusu alınıyor sonra da eğer varsa süt bezleri alınıp azaltılıyor. Daha sonra alınmayan gizli dikişlerle burası kapatılıyor. Özel bir korse-bandaj uygulanıyor.

Ameliyat sonrası ciddi ağrılar olmuyor. Üçüncü haftadan itibaren denize girilebiliyor.

Ameliyattan sonra hastanın 2-3 hafta korse kullanıp güneşlenmemesi öneriliyor ve günlük yaşamıyla ilgili ciddi kısıtlamalar yapılmıyor. Cerrahi tedaviden sonra jinekomastinin tekrar oluşması sözkonusu değil.

HIZLI VE YAĞLI BESLENME TARZI VAKA SAYISINI ARTIRIYOR

Jinekomastinin özellikle gençlerde oluşmasının kilo ile bir ilgisi çoğu kez yoktur. Çok zayıf bir erkeğin jinekomastisinin olduğu seyrek görülen bir durum değildir. Daha ileri yaşta görülmesi çoğu kez kilo artışı ile birlikte olur. İleri yaşta görülmesi halinde de tedavi cerrahi olarak yapılmaktadır. Türkiye’de diğer ülkelere göre daha fazla olduğuna dair bir gözlem veya döküman bulunmamakla birlikte hormonlu ve suni şartlarda yetiştirilen sebze ve meyve tüketimi, doğal şartların zorlanarak elde edilen gıda grubunun artması, aşırı yağlı fastfood tüketimi ile jinekomasti sayısında artış gözlemlenmektedir. Sosyal refahın artması, hastaların bu rahatsızlığın tedavi edilebilir bir rahatsızlık olduğunu gözlemlemeleri doktora başvuru oranını da artırmaktadır. Hastalar daha rahat aileleriyle birlikte bize başvurmaktadır.
Yazının Devamını Oku

Başarılı burun estetiğinde iki altın kural

31 Ağustos 2009
Ülkemizde yüz estetiği uygulamalarının büyük bölümünü burun operasyonları oluşturuyor. Ancak burun estetiği sırasında iki altın kurala mutlaka çok dikkat etmek gerekiyor... Türkiye’de en fazla yapılan estetik uygulamalarının başında, burun operasyonları var. Burun estetiği, toplumun her kesiminden ve farklı gelir gruplarından insanların talep ettiği bir operasyon olması nedeniyle, estetikte ayrı bir yere sahip.

Burun estetiğinin iki altın kuralı var. Birincisi, burnun dışını düzeltirken burun çatısını bozmamak. İkincisi ise içeride gereken düzenlemeleri yapmak, yani burun etlerini ve deviasyon dediğimiz nefes alma sorunlarını da operasyon sırasında çözmek.

Burun estetiği yaptıracak kişiler, artık nefes alabilmenin de güzellikle aynı derecede önemli olduğunu kavradı. Burun estetiğinde amaç sadece güzelleştirmek olursa, burun etleri, kıkırdak yapılarındaki sorunlardan kaynaklanan ve doğrudan doğruya kişinin rahat nefes almasını engelleyen sıkıntılar ihmal edilebilir. İyi bir estetik operasyon, burnu hem içeriden hem de dışarıdan bir bütün olarak ele alıp, kişiye daha rahat nefes alma konforunu da sunabilmelidir.

Biz burun operasyonlarından önce hastamızı ayrıntılı bir şekilde muayene ederiz. Burada hastanın bizden beklentileri kadar, bizim kendisine ne yapabileceğimiz de önemlidir. Bu beklentilerle bizim yapabileceklerimizi masaya yatırıp, ameliyat planlamasını, hedeflerimizi ve alabileceğimiz sonuçları değerlendirebilmemiz önem taşımaktadır.

Burun derisi yağlıysa şişlik uzun sürüyor

Cerrahın burada en önem verdiği şey, burnun yüzle orantısı, büyüklüğü, görünümü, deri yapısı, dudak ve burun açılanması, alınla burun arasındaki açılanmanın mevcut yüz yapısıyla uyumudur. Ayrıca muayene sırasında burun derisinin yapısı, kalın, ince, yağlı olup olmadığı gibi noktalar da önemlidir. Çünkü kalın ve yağlı burun yapısında şişlikler daha uzun sürmektedir. Eğer bu bilgi hastayla paylaşılmazsa, estetik operasyonun başarısız olduğunu düşünebilir. Bu bilgilendirme çok iyi bir şekilde yapılmalıdır.

Burundaki deri yapısının da incelenmesinin ardından, burun, kemik yapısı ve kıkırdak yapısının durumu gözden geçirilir ve nasıl bir kıkırdak şekillendirilmesi yapılması gerektiği hastayla tartışılır. Burun deliklerinin genişliği, burun delikleriyle hangi oranda şekillendirme yapılabileceği, bunun gerekli olup olmadığı da hastaya vereceğimiz bilgiler arasında yer almaktadır.

Burun çatısı çökerse estetik başarısız olur

İyi bir burun ameliyatında, kıkırdak ve kemik yapısının sağlıklı bir şekilde ortaya çıkarılması gerekmektedir. Burun deliklerinin gerektiği kadar daraltılması nefes problemini etkilemez, ancak burada önemli olan nokta, burun kanatlarının içeri çökmesine neden olacak fazla miktarda kıkırdak çıkarılmasının önlenmesidir. Çok kıkırdak çıkarılırsa, sert nefes almalarda burun kanatları içeri doğru çökebilir.
Bu kanat desteklerini mutlaka sağlam bırakmak, hatta kendiliğinden yani doğuştan zayıf olabilen bu kanat yapılarındaki kıkırdaklara, kıkırdak desteği konularak daha rahat nefes almanın sağlanması gerekebilir.

Burun estetiğinde en önem verdiğimiz bir başka konu da, Türkiye’de çok sık görülen deviasyon sorununun çözülmesidir. Bu sorunda burnun orta bölümündeki kemik ve kıkırdak çarpık veya bir tarafa yatıktır. Bu da burnun yeteri kadar hava alamamasına neden olmaktadır. Ameliyat öncesinde bu sorunu tespit etmek ve ameliyat planını buna göre yapmak gerekmektedir.

Ameliyattan önce deviasyonu olan ancak çok fazla bulgu vermeyebilen bu problem, estetik operasyon sonrasında burun yapısının daraltılmasıyla birlikte belirti verebilir. Buna yol açmamak için operasyon sırasında nefes alma problemlerini de çözmek gerekir.

Burun etleri de nefes almayı zorlaştırır

Burnun içindeki havalanma sırasında, burnun içinden geçen havayı ısıtan, nemlendiren ve akciğerlere sağlıklı hava gitmesini sağlayan konka dediğimiz et büyümeleri söz konusudur. Bunların da küçültülmesi gerekli olabilir. Estetik operasyon sırasında bu sorunun çözümlenmesiyle sağlıklı hava geçişi sağlanabilir.

Burun ucunun düşük olması da hastalarda önemli estetik kaygılardan birini oluşturmaktadır. Bu işlem sırasında burun içinden girilerek derinin altındaki kıkırdak yapıyı şekillendirmek ve bunu burun ucunun desteğiyle bütünleştirmek gerekir.
Eğer yeterli bir taşıyıcı sistem yoksa, bu destek yapısını da yerine koyacak işlemleri yapmak zorundasınız. Burnun taşıyıcı sistemini burnu küçültürken değiştirebilirsiniz. Estetik operasyonlardan sonra bazı kişilerin burun düşüklüğü yaşamalarının sebebi, burun destek yapısının korunmamasından kaynaklanmaktadır.

Travma sonrası estetik

Kaza, düşme, dövüş gibi travmatik etkilerle kırılmış bir burnu toparlamak ve bu amaçla estetik operasyon yapmak oldukça zordur. Çünkü elinizde daha önce müdahale görmüş bir burun dokusu vardır. Bizim ülkemizde de bu çeşit travmatik burunlar oldukça çoktur. Çok çeşitli travmalarla burunda sorunlar oluşabilir.
Burnun hem görüntüsünü toparlamak hem de nefes alma fonksiyonunu kazandırmak ve burnu her haliyle ele almak önem taşır. Burnun her sorununu teker teker düzeltmek yerine, bütüncül bir anlayışla tüm sorunları çözmek daha etkilidir.
Yazının Devamını Oku

Spor ve diyetle göbeğini eritemeyenlere estetik çözüm

24 Ağustos 2009
Hangi kadın dümdüz bir karna sahip olmak istemez ki?

Diyete ve spora rağmen karnınız dümdüz olmuyorsa, ‘karın germe’ ameliyatıyla hayalinizdeki görüntüye sahip olabilirsiniz.

Pantolonun üzerinden taşan, yaz geldiğinde mayo ve bikiniyle çıkıntı gibi duran, ‘gevşemiş karın sorunu’, kadınları çok rahatsız ediyor. Eğer siz de “Düzenli spor yapıyorum, zayıflama diyeti yapıp kilo da verdim ama yine de karın bölgemdeki şişkinlikten kurtulamadım” diyorsanız, hiç de yalnız değilsiniz! Sizin gibi düşünen birçok kadın var. Diyete ve spora rağmen karnınız dümdüz olmuyorsa, ‘karın germe’ ameliyatıyla hayalinizdeki karna sahip olabilirsiniz. Kadınlarda karın sarkması ve gevşemesinin tek bir nedeni olmadığını söyleyebiliriz. İşte karın sarkmasının nedenleri:
? Sık kilo alıp vermek
? Hamilelikte çok kilo almak
? Hareketsiz yaşam
? Doğumlar
En çok merak edilen sorular

Yazının Devamını Oku

Botoks 20’li yaşlarda yapılabilir

17 Ağustos 2009
Günümüzde mevsimsiz estetik işlemlerinin başında botoks uygulamaları geliyor. Üstelik botoks için belirtilen bir yaş sınırı da yok.

Botoks uygulaması için önemli olan, kişinin kas gelişiminin tamamlanmış olmasıdır. Dolayısıyla 20’li yaşlardan itibaren her yaşta botoks yaptırılabilir. Mimik kasları bazı kişilerde yaşa bağlı olmaksızın, genetik olarak kuvvetli olabilmektedir veya kişi mesleği gereği bu kasları fazla kullanabilmektedir. Bu durumda kırışıklıklar daha erken yaşlarda başlar ve tedavisinin yapılması istenebilir. Botoks kullanımı erken yaşta başlayan, kimi zaman da çok ince ve derin olabilen çizgilenmelerde etkili olabilir.

Gençleştiren tıbbi  kozmetikler cilde yararlı

Botoks yaşının dışında en fazla sorulan soruların başında kozmetik ürünlerden yarar görülüp görülemeyeceğidir. Dermatologlar kadar biz estetik cerrahiyle uğraşan hekimler de bazı tıbbi kozmetik ürünlerin cilt üzerinde olumlu etkiler yarattığına inanıyoruz.
Genellikle 20’li yaşlarda aslında anti-aging bir ürün kullanmaya gerek yoktur. Daha bu yaşlardan itibaren güneş koruyucuları düzenli kullanmaya başlanırsa, 30’lu, 40’lı yaşlarda alınacak kozmetik desteklerin içeriği de değişecektir.
Bu yaş grubunda düzenli bir deri temizliği, deri tipine uygun bir nemlendirici ve gündüzleri güneş koruyucu kullanmak yeterli olacaktır. Bu dönemde göz çevreleri için kırışıklık giderici değil, yine nemlendirmeye yönelik bir göz çevresi krem kullanılabilir.

Yazının Devamını Oku

Yaşlanmayı hızlandıran 5 neden

10 Ağustos 2009
Kaçınılmaz bir süreç olan yaşlanmayı durdurma olanağı henüz yok. Ancak etkilerini azaltarak, daha genç bir görünüme kavuşmak mümkün.

Yaşımızın ilerlemesi kadar, hayatımız boyunca karşılaştığımız çevresel faktörler de dış görünümümüzü etkiliyor. Bu etkenler arasında şunlar yer alıyor:
1- Güneş ışınlarına maruz kalma miktarı
2- Kullanılan kozmetik ürünler
3- Beslenme şekli
4- Alkol ve sigara kullanımı
5- Duygusal stres
Tüm bu etkilerin ortak sonucu olarak da yüzde “yaşlanma” başlıyor. Yaşlanma sürecinde hem cilt ve yağ tabakası gibi yüzün yumuşak dokuları hem de iskelet yapısında bazı değişiklikler görülüyor. Bu değişiklikleri şöyle sıralamak mümkün: Cilt elastikiyetinde kayıp, çizgi ve kırışıklıklarda artış, cilt altı yağ dokusunda azalma, gevşemeye bağlı cilt altı yağ dokusunda sarkma, yüzün iskelet yapısının orta ve alt kısımlarının yüksekliğinde azalma, yüzün genişliğinde hafif bir artma, çene ucunda belirginleşme, elmacık kemiklerinde belirginleşme ve yüz derinliğinde artma.

Yazının Devamını Oku

Aşırı terlemeyi önleyen 5 tedavi var

3 Ağustos 2009
Terlemeyi sağlayan ter bezleri, en çok avuç içleri, ayak tabanları ve koltuk altlarında yer alır.

Böylece aşırı terleme problemlerini de en çok bu bölgelerde görürüz. Aşırı terleme (hyperhydrosis), ter bezlerinin çalışmasını sağlayan sinir sistemi bölümünün aşırı çalışmasından kaynaklanır. Aşırı terlemede ter bezleri normalden en az 10 kat daha fazla çalışır. Toplumda her 100 kişiden birisi aşırı terlemeden şikayetçidir. En çok ellerde olmak üzere ayak tabanları, yüz, koltuk altları ve gövdede de aşırı terleme olabilir. İkincil bir hastalığa bağlı (aşırı şişmanlık, ilaç kullanımı, menopoz gibi) terlemelerde ana hastalığın tedavisi terlemeyi de azaltacaktır.

Sempatik sinir sistemi, sıcak veya soğuk havalarda vücudun ısısını ayarlamak için ter salgılamaya neden olur. Ancak bu sistem bazen hiçbir nedene bağlı olmadan çok yüksek seviyede çalışarak koltuk altında, el içlerinde ve yüzde aşırı terlemeye neden olur. Günlük hayatı etkileyen aşırı terleme durumuna “hiperhidrozis” denilir. Günümüzde aşırı terleme ilaç tedavileri, pomad ve losyonlar, iyontoforez tedavisi, botoks enjeksiyonu ve cerrahi yöntemle tedavi edilmektedir.

Hangi yöntemler uygulanıyor

Terleme, iş ve sosyal yaşamın yanı sıra kişilerin psikolojik durumunu da olumsuz etkiliyor. Bu nedenle öncelikle terlemeye sebep olacak bir rahatsızlığın olup olmadığı kanıtlanmalı ve hasta dermatoloji uzmanına yönlendirilmeli. Dermatoloji uzmanı hafif ve orta derecede şikayeti olan hastalara
öncelikle terlemeyi önleyen pomad ve spreyler önerebilir. Bu tedaviden yarar görmeyen ve ileri derecede şikayeti olan hastalarda diğer tedavi yöntemleri uygulanır.

Yazının Devamını Oku

Estetiğin de zamanı var

27 Temmuz 2009
Estetik operasyon sadece güzelleşmek için değil, tıbbi gereklilikler nedeniyle de yapılır. Özellikle çocuklardaki estetik operasyonlarda tıbbi gereklilikler ön plandadır. Aslolan, hangi operasyonun hangi yaş dönemine uygun olduğunu bilmektir. Kepçe kulaklı bir çocuk, okulda ve sokakta arkadaşları tarafından alaya alınıyor. Bu durum onun özgüvenini sarsıyor, hatta eğitim hayatı bile ciddi biçimde etkileniyor. ışte bu olası problemler göz önüne alındığında, kulak estetiği 5 yaşından itibaren yapılabiliyor. Kepçe kulaktan dolayı psikolojik travmaya maruz kalmasındansa, okul öncesi bu ameliyatı olması, çocuğun ruh sağlığını olumlu yönde etkiliyor.

Bunun dışında doğuştan gelen dudak yarıkları gibi anomaliler, altı parmaklı olmak, belli bölgelerdeki yanıklar da estetik operasyonu gerekli kılıyor.

16-18 YAŞ: Ergenlik döneminde en yaygın sorunlardan biri aknelerdir. Dermatolog kontrolü sonrası başlanan ilaç tedavileri yetersiz kaldığında, sorunun giderilmesinde estetik amaçlı işlemlere de başvurulabilir.
Öte yandan, gençlerin en çok tercih ettiği estetik işlemler arasında burun estetiği, meme küçültme ve liposuction başı çeker. Tüm bu işlemler 18 yaşından itibaren yapılabilir.

İleri derecede meme büyümesi sorunu varsa, 18 yaşından itibaren küçültme operasyonu uygulanabilir. Çünkü bir genç kızın, iri memelerden kurtulması için 30 yaşına gelmeyi beklemesine gerek yoktur. 20 yaşın altında da ameliyat olabilir. Aksi halde yıllarca istediği kıyafetleri giyemeyecek, sürekli görüntüsünden rahatsızlık duyacak, belki de arkadaşları arasında alay konusu olacaktır. Tam özgüvenin oluştuğu bir çağda bu güveni yitirmek ise büyük kayıptır.
Ancak burada gencin böyle bir operasyona hazır olup olmadığını bilmek önem taşır. Gencin bu ameliyata ruhsal anlamda hazır olup olmadığının araştırılması, tartışılması şarttır. Bu durumda bizler, psikiyatri uzmanlarından yardım alınmasını isteyebiliriz. Ayrıca, eğer 18 yaşından önce bir ameliyat yapılacaksa, anne ve babalarının yazılı izni de gerekir.

20-30 YAŞ: Gençler üniversiteyi bitirdikten sonra, yavaş yavaş ekonomik özgürlüklerine kavuşur. Ve işte bu dönemde vücutlarındaki kendilerine rahatsızlık veren unsurlardan kurtulmak isterler. Daha çok burun, meme ve vücut şekillendirme ameliyatları devreye girer, ayrıca yüzdeki akne izleri de tedavi edilir.

30’lu yaşlardan itibaren ise farklı problemler başgösterir: Memelerin büyümesi, sarkması, karında deformasyon, vücudun değişik bölgelerinde yağ birikmesi vs... Durağan yaşam ve kilo almak da bu sorunları tetikler.

30-40 YAŞ: 30-40’lı yaşlarda vücut, doğurganlığın sonlarına gelir. Genellikle kadınlar bu yaşlarda en azından bir çocuk doğurmuş olur ve yenisini düşünmez. Ama doğumla birlikte belli sorunlar da kendini göstermiştir. Bunlardan kurtulmak istenir...
Bu dönemde estetik arayışlar; yüzün problemli bölgelerinin ameliyatları, göz kapağı ameliyatları, botoks ve dolgu enjeksiyonları, “minimal girişimler” dediğimiz ve ameliyatın daha az kullanıldığı, daha küçük çaplı müdahaleler ile başlar.

40-50 YAŞ: 40 yaşından sonra karın germe ameliyatları ve doğurganlığın bitmesi nedeniyle meme toparlama ameliyatları ön plana çıkar. Botoks ve dolgu enjeksiyonları, yağ enjeksiyonları revaçtadır. Daha çok yüze yönelik işlemler talep edilir.

50 yaş ve üstünde oluşmuş sorunlara ait vücut ameliyatları, yüzün daha ağırlıkta olduğu agresif yüz germe ameliyatları, göz kapağı ameliyatları devreye girer. şakak germe ameliyatları da gündeme gelir.

ERKEKLER VE ESTETıK

Kadınlara uygulanan estetik işlemlerin dışında, erkek estetiğine yönelik ameliyatlar da vardır. Son yıllarda sıkça gördüğümüz meme büyümesi sorununa karşı, 17-18 yaşından itibaren jinekomasti yöntemine başvurulur.
Burun da erkeklerin en şikayetçi oldukları konudur. Burunların kemerli, düşük, büyük, kalın olması ve iyi nefes alamamak, sık rastlanan sorunlardır.

Yaş ilerledikçe oluşan problemlerle birlikte yüz ve göz ameliyatları devreye girer. Saç dökülmesinden de rahatsız olunur. Saç ektirmek istenir. Bunun dışında 30 ve 40’lı yaşlar hareketsiz bir dönemse, bölgesel yağların azaltılması için liposuction işlemi talep edilir.

Göz kapağı ameliyatlarını erkekler daha çok tercih eder, yüz germe işlemini ise pek yaptırmazlar. Erkekler 50’den sonra zaten estetikten pek medet ummaz, daha çok sağlıklarını korumaya ve kaliteli bir ömür sürmeye çalışırlar.
Yazının Devamını Oku