Yüzündeki sarkmadan, derinin gevşekliğinden, yeterince genç ve dinç görünmemekten yakınanların yöneldiği iki belli başlı teknik var: Botoks ve yüz germe... Yüzdeki sarkma ve gevşeme ciddi boyutlardaysa yüz germeyle, ama sadece kırışıklıklar giderilecekse botoksla çaresine bakmak daha uygundur.
Botoks işlemi yapıldıktan sonra ilk 15 gün içinde etkilerini belli ederken, yüz germe sonucunda kişinin sosyal hayatına dönmesi 2-3 haftayı bulabilir.
Yüz germe ameliyatı olmak isteyenler, öncesinde çok iyi araştırma yapmalılar. Hem operasyonun ayrıntılarını anlamak, hem genel sağlık koşullarını öğrenmek, hem de doğru hekimi seçmek çok önemli çünkü...
Yüz germe operasyonu genel anestezi altında yapılır. Operasyon hastadaki probleme göre 3-7 saat sürebilir. Ameliyat sırasında üst ve alt göz kapaklarına da düzeltme işlemi yapılabilir. Operasyondan sonra hasta bir gece hastanede kalır. Eğer yüz germe sırasında boyun bölgesine de gençleştirme amacıyla müdahalede bulunulduysa, orada 24-48 saat kalacak bir dren kullanılır.
Ayrıca bazı hastalarda ameliyattan sonra şişlik ve morluk daha fazla olabilir. Bunlar bir hafta içinde kaybolur, kişinin sosyal hayata dönmesi 2-3 haftayı bulur.
Yukarıda verdiğimiz tüm bilgileri göz önünde bulundurarak ameliyat kararını vermek gerekir. Çünkü yüz germe, botoksa göre daha radikal bir sonuç yaratır.
Gözaltı torbaları henüz başlangıç evresindeyse neden oluştuğunu tespit etmeye çalışmak önemlidir. Bazı kişiler çok yoğun, doğru dürüst haftalık tatil bile yapamayarak, çok fazla seyahat ederek, sık sık uykusuz kalarak, düzgün beslenemeyerek çalışmak zorunda kalabiliyor.
Eğer gözaltı torbalarının yoğun tempodan kaynaklandığı düşünülüyorsa, hastanın uykusuz kalmamaya özen göstermesini, bulduğu tüm fırsatları dinlenerek geçirmesini isteriz.
Bunun yanı sıra gözaltında etkili bazı dinlendirici ve sıkılaştırıcı dermokozmetik ürünleri hekim önerisiyle kullanmak da yeterli olabilir.
Genetik faktörler ve yaşlanmaya bağlı olarak ilerlemiş torbaların ise basit yöntemlerle giderilmesi ne yazık ki mümkün değildir.
Bu durumda plastik cerrahi uzmanına başvurmakta fayda vardır. Operasyonla bu fıtıklaşan bölüm çıkarılarak, bölgenin daha gergin ve genç görünmesi sağlanabilir.
Ancak bu operasyonu alanında uzman bir hekimin yapması gerekir. Aksi halde gözlerin ifadesinde olumsuz bir farklılık doğabilir.
Çünkü sigara içen kişilerde iyileşmeyen yaralar ve kötü yara izleri görülüyor. Sigara içmeyenlere yapılan estetik işlemler 10 yıllık bir gençlik sağlıyor. Bu nedenle germe ameliyatlarından önce mutlaka sigaranın bırakılmış olması gerekiyor.
Kadınlar, genelde yüz, alın ve kaş düşüklüğünden şikayetçi. Bir diğer konu da boyun bölgesindeki yaşlanma etkileri. Boyunda sarkma ve kırışıklıklar ortaya çıkıyor. Burada yapılacak germe işleminde sadece deriyi germek değil, boyun kasları ve boyundaki yüzeysel mimik kaslarının da gerilmesi büyük önem taşıyor. Tüm germe ameliyatlarında üzerinde önemle durulması gereken bir konu da sigaradır.
Çünkü sigara içen kişilerde iyileşmeyen yaralar ve kötü yara izleri görülüyor.
Sigara içmeyenlere yapılan estetik işlemler 10 yıllık bir gençlik sağlıyor. Bu nedenle germe ameliyatlarından önce mutlaka sigaranın bırakılmış olması gerekiyor.
Boyun bölgesindeki kasın düşüklüğü, çenenin altında ön tarafta olan ince bantların oluşmasına neden oluyor.
Buradaki derinin gerilmesiyle genç görünümlü bir boyun yaratmak mümkün olabiliyor. Ancak burada önemle vurgulamamız gereken bir nokta var ki, boyunda kadınların en çok şikayetçi oldukları, üstelik çok genç yaşlarda da görülebilecek olan enine derinleşmiş çizgilerin, boyun bölgesine uygulanan estetiklerle geçmeyeceğidir.
Enine çizgiler ameliyatla da geçmez. Boyuna olan bant şeklindeki oluşumlar ve dokudaki gevşeklik ise estetik ile ortadan kaldırılabilir. Enine olan çizgiler boyun hareketiyle oluştuklarından ameliyattan sonra da kalacaktır ama çizginin görünümü hafifleyecektir.
Yazın güneşin etkisiyle gözlerimizi daha çok kısıp kaşlarımızı çatıyoruz. Bu da o bölgelerde kırışıklık oluşmasına yol açıyor. Bunun dışında yüzünde belirgin çizgileri olanlarda, güneşin etkisini göstermesiyle ince beyaz çizgiler ortaya çıkıyor.
BU ASİT GÜZELLEŞTİRİYOR
Kırışıklıklardan kurtulmak için genelde muayenehane ortamında ayaküstü yapılan ‘dolgu’ işlemleri tercih ediliyor. Bunların başında da “hyaluronik asit dolguları” geliyor.
Hem uygulama kolaylığı açısından hem de etkisinin somut olarak görülebilmesi nedeniyle revaçta olan hyaluronik asit dolgularının tercih edilmesinin bir başka nedeni de alerji riskinin çok düşük olması.
Hyaluronik asit, çok çeşitli konsantrasyonlarda ve her deri yapısına özel olarak kullanılıyor. Yüzün farklı bölgelerinde farklı dolgular tercih ediliyor.
DOLGUDA SEÇENEK ÇOK
Dolgu maddelerini, daha derin kırışıklıklarda yoğun olarak kullanıyoruz. İçinde sentetik madde de olan bazı dolgular var. Sentetik maddeleri her ne kadar çok tercih etmesek de derinin derin seviyelerinde tercih ediyoruz, çünkü bunların kalıcılığı daha fazla.
Kadın güzelliğinin en önemli unsuru nedir diye erkeklere sorsanız eminim ki hepsinden farklı yanıtlar alırsınız. Kimi gözler, kimi bacaklar, kimi saçlar diyebilir, yanıtlar kişilerin beğenilerine göre değişir. Ancak son zamanlarda kadınlar daha çok saçlarıyla ilgili sorun yaşıyormuş gibi geliyor. Saçlarını cansız bulan, az bulan bu amaçla çıtçıtlı saçlardan kullananlar çoğalıyor. Oysa saç sağlığını korumak için saçların nasıl ve neden döküldüğünü bilmek gerekiyor.
Saçların kökü sağlamsa ve iyi besleniyorsa ama buna rağmen dökülüyorsa çevresel etkenlerden söz etmemiz gerekiyor. Kişi eğer saçlarını sıkı topluyorsa, sık sık fön çektiriyorsa, sık sık yıkıyorsa, kısa aralıklarla saçlar boyanıyorsa, saçlar sert hareketlerle fırçalanıyor, sıkı ve hava almayacak bir şekilde bağlanıyorsa, gereğinden fazla uzunsa dökülmeler olabilir. Tüm bunların yapılmasının bırakılması dökülmeyi de durdurur.
Eğer saçlar çok uzunsa, yerçekiminin de etkisiyle aşağı doğru çekilir ve saçlar kısaltılır. Saç kısaysa, dökülüyorsa saçın köküyle ilgili bir hastalık var demektir. Bu durumda uzun saçın kısaltılması çözüm olmaz, saç derisine tıbbi tedavi anlamında özel bazı ilaçların da uygulanması gerekir.
ERKEK TİP SAÇ DÖKÜLMESİNDE TEPE KISMINDAKİ SAÇLAR SEYRELİYOR
Kadınların saçları çevresel etkenlerin dışında hormonal nedenlerle de dökülür. Bu hormonal nedenlerin arasında buluğ çağı, gebelik, menopoz dönemi gelir. Kadınlar bu dönemlerin hepsinde saçlarıyla ilgili sıkıntılar yaşayabiliyor.
Bu nedenle güneşte kalmayı abartmamak gerekiyor. Çünkü güneşten dünyaya gözle görülenlerin dışında, gözle görülemeyen ışınlar da ulaşıyor. İşte gözümüzle göremediğimiz bu zararlı ışınlar nedeniyle cildimizde lekeler, kırışıklıklar ortaya çıkabiliyor.
Her yıl deniz ve güneş mevsimi geldiğinde biz hekimler güneşin zararlarını önlemeye yönelik önerilerde bulunuyoruz. Sanayileşme, hava kirliliğinin artması, tabiatın dengesinin bozulması, iklimin değişmesi sadece enfeksiyon hastalıklarını artırmıyor, cildimizdeki hastalıkları ve sorunları da artırıyor. Bazılarımız güneşin zararlı ışınlarından korunayım diye daha zararlı bir iş yapıyor ki o da solaryuma girmek. Artık birçok bilimsel araştırmanın sonuçlarına bakarak, solaryumun kansere neden olabildiğini rahatlıkla söylüyoruz.
Bronzlaşmak isteyenlerin başvurduğu yöntemlerden biri olan solaryum, ultraviyole A ışınını içeriyor. Daha önceki bilgilere göre, ultraviyole B ışınlarının kansere neden olduğu belirtiliyordu. Ancak son yapılan bilimsel araştırmalara göre, ultraviyole A ışınlarının da tıpkı B ışınları gibi melanom adını verdiğimiz kanser türüne neden olduğunu ortaya çıkardı. Hatta bazı araştırmalar yılda 6 defadan fazla solaryuma girenlerde bu riskin daha arttığını bildiriyor. Ancak bizim görüşümüz kansere yol açtığı bilinen solaryuma hiç girilmemesi yönündedir.
KIZIL VE SARIŞINLAR DAHA ÇOK RİSK ALTINDA!
Tüm cilt tipleri güneşin zararlı etkilerinden korunmak zorundadır. Buna karşılık kızıl ve sarı saçlı, beyaz tenli kişilerin güneşe karşı hassasiyeti daha fazla olduğundan, bu özelliklere sahip kişilerin daha da çok dikkat etmesi gerekir. Eğer çok açık renk bir tene sahipseniz, güneşin zararlı etkilerinden korunmaya özen göstermediğiniz takdirde, yoğun güneşe maruz kaldığınızda çillenme sorunuyla karşı karşıya kalırsınız.
Bu ay Anneler Günü olmasının yanı sıra, genç kızların da mezuniyet törenlerinin yaklaştığı bir zaman dilimi. Mayıs ayı bu nedenle, anneler ve kızlarının kendileri için özel buldukları, estetik anlamda daha iyi hissetmek amacıyla çeşitli işlemler yaptırdıkları bir dönemdir.
Eskiden estetik operasyon annelerin kendi başlarına yaptırdıkları, ev halkının ise sürprizle öğrendikleri bir durumken, artık anneler ve kızları estetik için birlikte geliyor. Aynı seansta estetik işlemlerini yaptırıp gidiyor.
Günümüzde estetik işlemler anneler için kızlarına hediye, kızları için de babalarıyla birlikte Anneler Günü’nde; annelerine sundukları özel bir hediye anlamına geliyor. Bununla birlikte devir değişti, erkekler de değişti. Artık erkekler de eşlerinin kendilerini daha iyi hissetmeleri, beğenmedikleri yönlerini değiştirmeleri için estetik operasyon yaptırmalarını destekliyor.
Burada merak edilen soru, annelerin estetik anlamında hangi işlemlere daha çok ilgi gösterdikleri ve kızlarının yaptırmasına izin verdikleri işlemler konusunda oluyor. Bunları ayrı ayrı anlatmamızda fayda var.
ANNELERE YAPTIĞIMIZ ESTETİK İŞLEMLER
Günlük hayatta yüz mimiklerimiz çevremizle iletişimimizi sağlamaktaki en önemli özelliğimiz. Yaramazlık yapan çocuğumuza kaşlarımızı kaldırınca küçücük olmasına rağmen yanlış bir iş yaptığını anlayabiliyor. Ya da eşimiz bir patavatsızlık yapacakken şaşırıp ayıplayan bir ifadeyle bakıp durdurabiliyoruz.
Keyfimiz yerindeyse kırışacağız diye düşünmeden gülüyoruz. Fakat son yıllarda yaygınlaşan botoks uygulamaları, bazı ehil olmayan ellerde yapıldığından dolayı etrafımızda ifadesi donuk, şaşırıp kalmış, göz kapağı düşmüş ya da kaşları asılı kalmış insanlardan çok sayıda görmeye başladık. Oysa doğru kaslara, doğru dozlarda yapılan botokstan sonra da kızabilir, kaşlarınızı çatabilir, gözlerinizi kasmadan rahatlıkla gülümseyebilirsiniz.
Duygularımızı gösterebilmek ve bunun için gerekli olan mimiklere sahip olmak biz insanların en büyük ayrıcalıklarından biri. Günlük hayatta konuşmaya üşendiğimizde, yorulduğumuzda, çok neşeliyken derdimizi bir harekette anlatmamızı sağlayan mimiklerimizi, gençleşmek ve kırışıklıklardan kurtulmak uğruna kaybetmememiz lazım.
Bu konuda hızlı bir çare olarak başvurduğumuz, şaşılık tedavisinde uygulanırken tesadüfen kırışıklıklara da iyi geldiği tespit edilen bir ilaç olan botoks; kesinlikle ehil uzmanların elinde kullanılmalı. Bir defa uygulayan hekimin anatomi bilgisi çok iyi olmalı, çok fazla kişiye bu işlemi yapmış olmalı.
Örneğin alında botoks uygulaması yapılacaksa kişinin cilt yapısı, kaslarının durumu, kırışıklıklarının derinliği gibi etkilerin göz önünde bulundurulması gerekiyor. Yüzü şişman, yağ dokusu fazla kişilerde botoksun dozunu çok iyi ayarlamak gerektiği gibi, daha zayıf yüzlü, yağ dokusu az kişilerde ayrı doz uygulamaları yapılmalıdır.
Şişman, kırışıkları derin olmayan bir kişide düşük doz bile etkili olabilirken, zayıf yüzlü ama derin kırışıklıkları olan bir kişide daha yüksek dozlar, daha fazla seanslarla uygulanacaktır. Yanlış bir kasa, yanlış bir doz uygulandığı takdirde yüzün ifadesi tamamen değişecektir. Botoksun etkisinin en fazla görüldüğü zaman ilk 4 aydır, sonraki iki ayda etki azalmaya başlar. Altı ay içinde de tamamen kaybolur. Botoksun yanlış uygulanması demek 4-6 ay boyunca kişinin yukarı kalkmış kaşlar, fazla gerilmiş bir alın, düşmüş bir gözkapağı ve ifadesiz bir yüzle dolaşması demek olduğundan uzman deneyiminin çok iyi araştırılmasını öneriyorum.