Sağlıklı nice bayramlara

YENİ bir bayrama daha ulaştık. Dilerim hiç kimsenin, en azından önemli bir sağlık sorunu yoktur.

Bir bayram gününde hastalıkları hatırlatmak istemiyorum ama sağlıklı bir yaşamın ne kadar önemli olduğunun bir kez daha altını çizmek istiyorum. Sağlık, belki en çok konuşulan, buna karşılık da en az önem verilen bir konu olsa gerek. Aslında bu, bizim ülkemizde böyle bir konumda. Nedenini de pek bilemiyorum. Toplumda sağlığıyla ilgilenenleri ‘‘hastalık hastası’’ olarak aşağılamaya meraklı çok sayıda insan var ki. Birisi perhiz yapmaya çalışsa, ‘‘yahu benim kolesterolüm 350, ben her şeyi yiyorum, bir şey olmuyor, sen de amma evhamlısın’’ ya da ‘‘senin için yaptım, yemezsen ölümü öp’’ veya ‘‘yak bir sigara’’ diye ‘‘diyet kırıcılığı’’ yapmaya kendini adamışlar hemen ortaya çıkar.

AMATÖR DOKTORLAR DA ÇOK

Sağlığı hafife almanın en tipik örneklerinden biri de, çevremizdeki ‘‘amatör doktorlar’’. Bunlar ya bir yakınları aynı belirtileri gösteren hastalığa yakalandığı ya da sürekli olarak ilaç prospektüsleri okudukları için, o konuyu doktorlardan daha iyi bildiklerine inanırlar ve hemen ilaç tavsiyesinde bulunurlar. Hatta bir sigorta hastanesinin polikliniğinde, yazdığı reçetedeki ilaç konusunda bilgi veren doktorun yanında, sıra bekleyen hastalardan birinin ‘‘yok yok sen o ilacı alma, filanca ilaç bu hastalığa daha iyi geliyor’’ dediğine bile şahit olunuyor. Sağlık konusunda amatör doktorların tavsiyesiyle çok tedavi uygularız da, televizyonumuz bozulduğuna ‘‘yooo, yetkili servisten başkasına katiyen el sürdürtmem’’ diye ayağa kalkarız. Demek ki televizyon, bizim hayatımızdan çok daha değerli.

PERHİZ DEĞİL BİLİNÇLİ YAŞAMA

Bizleri sağlığımızla ilgilenmekten uzaklaştıran etkenlerin başında perhizler geliyor. ‘‘Şimdi bir doktora gitsem, hemen sigarayı bırak diyecek’’ veya ‘‘tahlil yaptırırsam ya şeker ya da kolesterol yüksek diyecekler, ben de perhiz yapamıyorum’’ sözlerini çevremizde çok sık duyarız. ‘‘Güzel şeyler ya günahtır ya da sağlığa zararlıdır’’ diye atasözlerimiz de var. Günah kısmına bir şey demeye yetkim yok ama sağlık konusunda bunun pek de doğru olmadığını söyleyebilirim. Sağlığa zararlı olan, aşırıya kaçmaktır. Dozunu kaçırdığınız zaman, en yararlı şey bile sizi öldürebilir. Ancak bunun geçerli olabilmesi için henüz limitlerin aşılmamış olması gerekiyor. Bir sorun ortaya çıktıktan sonra uymanız gereken limitleri doktorlar belirlemeli. Yapılan bir çalışmada, tüm yaşamı boyunca düşük kalorili beslenen farelerin, yüzde 50 oranında daha uzun ve daha sağlıklı yaşadıkları belirlendi. Demek ki bizler de ‘‘yemek için yaşamak’’ yerine, ‘‘yaşamak için yemek’’ yöntemini benimsersek, 120 yaşına kadar ve üstelik sağlıklı yaşayabiliriz. Hadi gelin, bayramda da keyfimizce yaşayalım, ardından ‘‘sağlıklı yaşama’’ hep birlikte birer adım atalım. Hepinize sağlıklı ve mutlu günler diliyorum.
Yazarın Tüm Yazıları