İNGİLTERE kralı 3. George'un altıncı oğlu Augustus Frederick d'Este, 1822 yılında 28 yaşındayken günlük tutmaya başlıyor.
Temiz ve okunaklı bir şekilde tuttuğu günlükte, geçirdiği kızamık hastalığından sonra ortaya çıkan belirtileri anlatmaya başlıyor. İlk tanımladığı belirti, zaman zaman ortaya çıkan görme bozukluğu. Her şeyi bulanık gördüğünden bahsediyor. Haftalar sonra, alışmadığı tarzda bir güçsüzlükten bahsetmeye başlıyor. Ayaklarında garip bir hissizliğin sık sık görüldüğünden bahsediyor. Yıllar sonraki notlarından birinde idrar yapmada güçlük yaşadığını ve karnının alt kısmındaki duyuların kaybolduğunu anlatıyor. Daha sonrakilerde ise bacaklarına felç geldiğini... Yıllar geçtikçe durumu kötüleşiyor. 1848 yılındaki son notu titreyen ellerle yazılmış ve okunmayacak halde. Birkaç hafta sonrasında da ölüyor. Bu notlar, multipl sklerozu ayrıntılı olarak tanımlayan ilk belgeler. Tıp, uzun yıllar boyunca bu notlardan çok yararlandı. 1838 yılında İngiliz doktor Robert Carswell'in çizdiği anatomi tablolarında beyin ve omurilikte çok sayıda (multipl) sertleşmiş (skleroz) alanların varlığı gösterilmiş. Augustus'un ölümünden yirmi yıl sonra (1868) Fransız nörolog Jean Martin Charcot, multipl sklerozu (MS) bir hastalık olarak bütün özellikleriyle tanımlamış.
Üzerinden bunca zaman geçmesine rağmen, MS'a neyin yol açtığı hálá kesin olarak bilinemiyor. Bilinenler, kadınlarda ve kuzey ülkelerinde daha sık görüldüğü, ekvatora yaklaştıkça hastalığın azaldığı. Bağışıklık sistemi henüz kesin olarak bilinmeyen bir nedenle, yanlış çalışmaya başlıyor ve kendi sinir hücrelerinin miyelin kılıflarını hasarlandırmaya başlıyor. İnsanda yaklaşık olarak 30 milyar sinir hücresi var. Bunlar bir çeşit elektrikle çalışıyor. Sinirlerde akımın düzenli olabilmesi için elektrik kablolarının dışındaki plastik koruyucu gibi izole edici tabakalara ihtiyaç var. Sinir hücrelerinin ve bunların uzantılarının etrafını saran miyelin adlı madde sadece izole etmekle kalmıyor, sinirdeki iletişimi de sağlıyor. Sinirlerde iletişim hızı saatte 400 km.'ye varıyor. Eğer miyelin tabakası hasarlanırsa, izolasyon görevi kadar iletişim görevini de yapamamaya başlıyor. Zaman zaman yüzde birinden daha yavaş bir hıza inebiliyor.