40 yaşındayım. Birkaç ay önce, herhangi bir şikáyetim yokken, genel kontrol amacıyla gittiğim ev doktorum, yaptırdığı tetkiklerden sonra, idrarımda kan olduğunu söyledi.
Bunun üzerine tetkikler yoğunlaştırıldı. Prostat ya da böbrek taşı bulunamadı. Doktorlar, böbreğimden parça alarak tetkik etmek istiyorlar. Türkiye'de gittiğim doktor, film çektirdikten sonra iltihap olabileceğini söylerek antibiyotik verdi. Bir yararı olmadı, buradaki doktorlar da iltihap teşhisini kabul etmiyorlar.
Ben korku içindeyim, böbreğimin çürüyeceğinden korkuyorum. Bana yol gösterin.
A.KARACA/ALMANYAKadınlarda ádet kanaması döneminde, vajinadan gelen kanın karışması dışında, idrar tahlilinde kan bulunması, her zaman için normal dışı bir durumun bulunduğunu düşündürür. Bu çoğu zaman için tehlikesiz olmakla birlikte, zaman zaman da bazı önemli hastalıkların habercisi olabilir. Bu nedenle, ayrıntılı tetkikler yaparak, kanamanın kaynağını bulmak gereklidir.
Yapılan tahliller, çekilen ultrasonografi ve röntgenlerden sonra bir bozukluk bulunmadığına göre, boşaltım sisteminin herhangi bir yerinde taş, ya da prostat hastalığı olmadığı anlaşılıyor. Türkiye'de çekilen röntgenlerinizin raporlarında, böbrek içinde, daha önceden geçirilmiş iltihaplara bağlı değişiklikler olabileceği belirtiliyor. Bu bilgilerin ışığında durumunuzu değerlendirirsek, tıp dilinde sistoskopi olarak adlandırılan tetkikin yapılması gerekli. Bu tetkikte, idrar yolundan sokulan bir aletle dış idrar yolu, prostat bezi ve mesanenin içi gözle görülmek olanağına kavuşuyor. Mesane içinde yer alan küçük oluşumlar, çoğu zaman röntgen tetkikiyle görüntü vermemesine rağmen, bu tetkikte gözle görülmesi mümkün olabiliyor. Eğer bu tetkikte kanamayı izah eden bir olay bulunursa, bunun tedavisi ile sorun çözülmüş olacak. Eğer bu tetkik de normal olarak bulunursa, iğne biyopsisi denilen yöntemle, böbreğe kadar sokulan bir iğne ile çok küçük bir doku alınır. Bu parçanın mikroskop altında incelenmesi ile böbrek dokusunun yapısı hakkında bilgi sahibi olunur. Bunun yapılmasının yararı, bir süre önce başlamış ama henüz başka belirti vermeyen bir hastalığın, böbreği etkileyip etkilemediğini araştırmaktır. Böbrek hastalıkları, bazen sinsi bir ilerleyiş gösterir, ancak böbreği tahrip ettikten sonra belirti vermeye başlar. İşte, yıllar sonra böyle kötü bir sürprizle karşılaşmamak için şimdiden tedbirli olmaya çalışıyorlar.