DAMAR sertliğiyle mücadelede önemli ölçeklerden biri olan total kolesterol ve zararlı kolesterol (LDL) miktarlarının oluşmasında, bünye önemli olduğu kadar, yenilen gıdalar da önemlidir.
Sürekli olarak, kolesterol ve doymuş yağlar içeren gıdalar listeleri yayınlanır ve bu gıdalardan uzak kalınması önerilir.
Bu gerçekten önemli ancak yapılan çalışmalar, hangi sıklıkta yemek yenildiğinin de önemli olduğunu ortaya koydu.
Cambridge Üniversitesi uzmanları yaptıkları çalışmalarda, azar azar olmak üzere günde 5-6 öğün yemek yiyenlerin kanındaki kolesterol miktarının, günde 1-2 öğün yemek yiyenlere oranla daha düşük olduğunu ortaya koydular.
Seyrek yemek yiyenlerin bünyesi gıdaları daha çok depolama eğiliminde oluyor, buna karşılık sık yemek yiyenlerde metabolizma daha hızlı çalışıyor ve daha fazla yağ yakarak daha çok enerji harcıyor. Bu ayrıca metabolizma hızlanmasına bağlı olarak daha az kilo almaya neden oluyor.
Uzmanlar, günlük toplam yemek miktarını artırmadan, sık sık yemek yemenin kolesterol, kilo fazlalığı ve damar sertliği risklerinden korunmak için ek bir önlem olarak yararlanılabileceğini belirtiyorlar.
Soğuk algınlığından korunmak için, su için
ÖNCEKİ günkü yazımda da belirttiğim gibi, soğuk algınlığı sorunu oldukça yaygın durumda. Bunun oluşmasında vücut direncinin düşmesi önemli rol oynuyor.
Yapılan çalışmalar, bol su içenlerde bu tür sorunların daha az görüldüğünü ortaya koymuş. Hava sıcak olmadığı için insanlar genellikle daha az su içiyor. Bu da dehidratasyon denilen bir tabloya yol açıyor. Dehidratasyon da hastalıkların oluşmasında önemli rol oynuyor.
Az sıvı alanlarda solunum yolunun burun, boğaz, bronşlar gibi tüm bölümlerinde salgı azalması ve kuruma görülüyor. Buna bağlı olarak da yerleşen hastalık etkenlerinin uzaklaştırılması güçleşiyor.
Unutmayın, su yaşamın en önemli maddelerinden en başta gelenidir; yaz-kış bol miktarda su içmeyi ihmal etmeyin.